AĞRI (İHA) - İçeride ve dışarıda çok farklı bir dönem yaşandığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu dönem insanın özellikle insanca yaşama duygularını tahrip ediyor, tahrik ediyor" dedi. Etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında el ele birleşiyoruz. Ayrım yapamazsın, yok böyle bir ayrım. Terör ise asla bizde prim bulamayacak" açıklamasında bulundu. Ağrı'dan Iğdır'a geçeceğini söyleyen Erdoğan, burada yapılacak son kongreyle çalışmalarının tamamlanacağını, 2007 Genel Seçimleri'ne hazır hale geleceklerini söyledi.
AK Parti Ağrı İl Kongresi'ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partilileri selamlayarak konuşmasına başladı. İçeride ve dışarıda çok farklı bir dönem yaşandığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bu dönem insanın özellikle insanca yaşama duygularını tahrip ediyor, tahrik ediyor. Biz böyle bir dönemde il kongresini yapıyoruz. Artvin ve Ardahan'da yapılan kongrenin ardından birçok açılış yaptık. Buradan da Iğdır'a geçeceğiz ve oradaki kongreyle süreci tamamlayacağız. Daha sonra 2007 Genel Seçimleri'ne hazır hale geleceğiz. AK Parti'yi millet kurdu. Bizler vekilleriyiz. AK Parti'nin kurulması gerekiyordu, onun için kuruldu. AK Parti bir duygusallığın neticesinde, birileri bir şeyler elde etsin diye kurulmadı. Bu ülkenin ihtiyacı olduğu için yolsuzluklardan, yasaklardan kurtulmak için kuruldu. 'Türkiye'yi; eğitim, sağlık, adalet, emniyet 4 temel taş üzerinde yücelteceğiz' dedik. Kuruluşundan 16 ay sonra iktidar olan bir partiyiz. Parlamento'da yüzde 65 temsil yetkimiz var. 4 yıla yakın sizlere layık çalışmalımızı sürdürüyoruz" dedi.
Bazı Ağrılılar'ın hiçbir şey yapılmadığından şikayet ettiklerini belirten Erdoğan, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. "İşçi-memur kardeşimin daha maaşları kaynağında kesiliyordu" diye sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, "Zorunlu tasarruf adı altında bu yapılıyordu. Vatandaşa faiz vereceklerini, nema vereceklerini söylediler. 14 katrilyon kesildi. Memura kağıt verildi. 'Nedir bu' diye sorduk. Kağıt olduğunu söylediler. Ödediler mi? Ödemediler. 2000'e kadar bu süreç geldi. Yine ödenmedi. 2003 bizim hükümetimiz geldi. 14 katrilyon işçinin memurun alacağı var. Kasada para olmadığını söylediler. Devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz. İşveren sendikalarıyla oturup plan yaptık. Önce ana para, sonra faizleri ödendi. Geçen Haziran ayı içinde 14 katrilyonun ödemesini bitirdik. Bir de İmarzedeler var. Oradan da 8.5 katrilyon gitti. Faizler hariç, 8.5 katrilyonu da hükümetimiz ödemeye başladı. Çünkü bu bankaların garantörü devletti. İmarzedelere 7 katrilyon ödendi. Kalan para Ocak 2007'ye kadar ödenecek. Ayrıca off-shorezedeler var. Yargı onların lehine karar verdi. 11 bin küsur kişi, 600 trilyon alacakları var. Onu da biz ödüyoruz" şeklinde konuştu.
"Hep IMF'in aleyhinde konuşuyorlar. IMF'yi biz mi kurduk? Türkiye, IMF'in 29 kurucu ortağından biridir" diyen Başbakan Erdoğan, "Yıllarca hükümetler bunlarla masaya oturmuş. İtibarımızı düşürmek için bize sürekli IMF'çi deniyor. IMF ile bizim iktidara gelmemizden önce irtibat kurulmuştu. O gündür anlaşmalar yapılıyor. Biz göreve geldiğimiz zaman Türkiye'nin IMF'ye olan borcu 23.4 milyar dolardı. Şimdi borç 11 milyar dolar. Eğer hortumcu bir iktidar olsaydı, bu para buraya iner miydi? Bizim bir Merkez Bankamız var. Kasada 26 milyar dolar vardı. Şimdi altınlar hariç 57.3 milyar dolar kasadaki para. Nereden nereye, 31.3 milyar dolar üzerine koymuşuz. Kim ödedi bu parayı, iktidar ödedi. Hala da ödemeye devam ediyor. Onlar borç aldı, biz iş ürettik borç ödedik. Merkez Bankamız güçlü. 2001 yılındaki krize yakalanmayacağız. Özel bankalar da devlet bankaları da para kazanıyor. Yere sağlam basıyoruz" açıklamasında bulundu.
4 kalemde hem borçları hem vatandaşların alacaklarını ödediklerini hem de Merkez Bankası'nı güçlendirdiklerini kaydeden Erdoğan, "Türkiye artık dürüst, emin ellerdedir. TMSF, yolsuzluğa karışanları takip ediyor, yakalayıp alıyor. Niye? Çünkü, gelirken 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyeceğiz' diye söz verdik. Daha önce TMSF maaşları ödeyemiyordu, şimdi Hazine'ye para gönderiyor. Bunları yolsuzlukla mücadele kapsamında anlatıyorum. Bize saldırıyorlar, çünkü meyvesi yenilen ağaç taşlanır" değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk 3 yılda Ağrı'da 107 bin aileye 85 bin ton kömür gönderdik. Kışın şiddetli soğuğunda fakir fukara donmasın diye bunu yaptık. Sobası yoksa bile kaymakamlıktan sobasını alacak. Kaymakamlık fakir fukaraya kömürü ulaştıracak. Muhtarlarımızdan da yardım alacağız. Onların kapısına biz gideceğiz. Maaşsa maaş, Yeşil Kart'sa Yeşil Kart veriyoruz. Şu anda 10 milyon vatandaşımız Yeşil Kartlı. Artık tedavileri yapılıyor, ilaçları veriliyor. Biz Yeşil Kartlılar'dan yüzde 20'lik katılım payını daha önce almıyorduk. Yeşil Kartlı sayısı 14 milyona ulaşmıştı. 'Yeşil Kart'tan yüzde 20 alacağız' dedik, bu sayı inmeye başladı. Buna mecburduk. Yoksula sosyal dayanışmadan maaş da bağlıyoruz. Anneler 0-6 yaşa kadar hastanelerde çocuklarının kontrollerini yaptırabilir. Yine, 2006-2007 yılında lise öğrencilerinin kitaplarını sıralarının önüne bırakılacağız. CHP 'Fakire vermenizi anlıyoruz da zengine niye veriyorsunuz?' diye soruyor. Biz de 'AK Parti'nin zihniyeti bu, öğrencinin zengini fakiri olmaz' diyoruz. Çocuklarını okula göndermeyenler var. Niye? 'Çocuğumu gönderemiyorum, yoksulum' diyor. Çocuğuna 18 milyon, kız çocuğuna 22 milyon yardımda bulunuyoruz. Bu rakam lise öğrencileri için artıyor. Erkek çocuğuna 28 milyon, kız çocuğuna 39 milyon veriliyor. Parayı ise anneye veriyoruz. Niye? Çünkü babaya verirsek duman olur. Müracaatını yapacaksın, kaç çocuğun varsa hepsine bu yardım gelecek. 45 milyon alan üniversite öğrencilerine verilen burs 130 milyon Türk Lirası oldu. Eğitimdeki değişim dönüşüm devam edecek. Ağrı'ya 997 derslik yaptık. Ağrı'daki açığın kapatılmasına yönelikti."
Konuşmasında, etnik milliyetçilikle ilgili açıklamalarda da bulunan Başbakan Erdoğan, "Etnik milliyetçiliğe karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında el ele birleşiyoruz. Ayrım yapamazsın, yok böyle bir ayrım. Teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Geçen gün Bitlis'te 5 evladımızı, bugün de 8 güvenlik görevlisini şehit verdik. Yarın bir toplantı yapacağız. Daha sonra konuyu Bakanlar Kurulu'na getireceğiz. Terör asla bizde prim bulamayacak. Birliğimizden, dirliğimizden ve beraberliğimizden zafiyette bulunamayız" değerlendirmesini yaptı.