Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz “Korkuteli’ndeki büyük baş hayvanların trajedik durumunu araştırırken tüketiciyi yakından ilgilendiren daha başka olaylarla karşılaştık " dedi
Gündüz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır. “ Korkuteli’nin İmrohor ilçesinde yaşanan trajedik olay aslında bazı önemli ama gözden kaçan gerçekleri de ortaya çıkarmıştır. Çiftlik sahibinin iflası ve hayvanları kaderlerine bırakılarak; 138 ithal büyük baş hayvandan 60’nın telef olması, geriye kalan hayvanların da içler acısı durumları gerçekten düşündürücüdür. Bir kez daha teşvik kredilerinin ve canlı hayvan ithali mevzuatlarının gözden geçirilmesinin gerekliliğini gündeme getirmiştir. Bir de Suriye'den göç nedeniyle gelen hayvanlardaki sağlık sorunları Türkiye'deki büyükbaş hayvan besicilerinin başını ağrıtmaktadır. " dedi.
Ağustos ayından bu yana büyük baş hayvanlarda görülen küçümsenmiyecek derecedeki ölümler ve sağlık sorunlarına da değinmek istiyoruz.
Hayvanlarda Üçgün Hastalığı ve bazılarında Löykoz görülmüştür. Bu hastalık nedeniyle yurt genelinde 20 bin büyükbaş hayvanın telef olduğu, 50 bin hayvanın hastalığa yakalandığı, 2 milyon hayvanın risk grubunda olduğunu biliyoruz. Aslında 3 gün hastalığı ciddi bir afete dönüşmektedir.
Suriye'den gelen hayvanlar hastalığın bulaşmasında önemli risk oluşturmuştur. Hastalık Ağustos ayından beri Hatay'da seyrediyordu. Kurban Bayramı hareketliliği ile iç bölgelerde de görülmeye başlanmıştır. Yalnızca Hatay'da 2 bin hayvan telef olmuştur. 3 gün hastalığı etlerinin tüketime sunulduğunu, zorda kalan yetiştiricilerin hayvanları parasal anlamda değerlendirmek için kasaplara verildiğini duyuyoruz. Avrupa'da 3gün hastalığından ölen hayvanların etinden kedi köpek maması yapılırken, Türkiye'de ise bu etlerin tüketicilere yedirilmesini vicdansızlık olarak niteliyoruz.
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı "risk yok" diyor. Gerçekten öyle mi?
Hastalıklı eti tüketirken gıda yönünden sağlıklı beslenemiyorsunuz demektir. Çünkü bu hayvanların etlerinde vitamin ve mineral maddeler sıfır duruma düşer. İster istemez bu hayvanlara ölmeden önce antibiyotik ilaç veriyoruz. Bu ilacı verdikten sonra hayvan düzelmezse bu hayvanlar kaçak olarak kesime gönderiliyor. Bu antibiyotikler hayvanların vücudundaki dokularda birikiyor ve varlığını bir süre devam ettiriyor. Pişirilme koşullarında bile bazen etkinliklerini koruyor, ileride böbrek ve karaciğerimizde bir takım hastalıklar yaratabiliyor.
Korkuteli’ndeki yetkililer ineklerden bazılarının ‘löykoz denilen kansere yakalandığı, hayvanlara 6 ay karantina uygulandığını, ancak hastalıkların bulaşıcı olmadığı için kaldırıldığını ifade' etmiştir.
Löykoz (BLV) Tüm dünyada yaygın olarak seyretmektedir. AB ülkelerinde hayvan ithali sırasında gümrük girişlerinde damızlık sığırlar, BL enfeksiyonu yönünden taranmaktadır. Ancak Türkiye'de hastalığın varlığı ortaya konmuş olmasına rağmen henüz yetkili kurumlarca belirlenmiş herhangi bir kontrol ve eradikasyon projesi yoktur. Löykoz enfeksiyonu, ekonomik yönden önemli bir hastalıktır.
Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz "Bakanlığın 'risk yok' demesi veya yıllar önce çernobil kazasında bir bakanın çayda 'bakın ben içiyorum, sizde için' sözleri bizlere inandırıcı gelmediği gibi bugünde bu sözler bize güven vermiyor. Hükümetin biran önce İthal canlı hayvan mevzuatı, çiftçinin korunması ve tüketicinin bilgi, sağlık ve ekonomik çıkarlarının dikkate alınması konusunda çalışmalar yapmasını bekliyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz