https://www.youtube.com/watch?v=aVLaxPxAuUE
İstanbul'da hafta içi bir gün, sabahın erken saatleri.
Koronavirüs uyarıları nedeniyle milyonlarca kent sakini evinde, muhtemelen çoğu yatağında.
Şehrin merkezi noktaları ve sokaklar boş.
Ancak bazı sektörlerdeki işçiler ise işlerine gitmek için yollarda.
#Evdekal çağrılarıyla donatılmış E-5 karayolunda yoğunluk hatta yer yer trafik sıkışıklığı var.
Beyaz servisler, dolmuşlar, otobüsler, özel araçlar evde kalamayıp çalışmak zorunda olanları taşıyor.
Şehrin emek yoğun bölgelerinden, İzmit sınırındaki Tuzla'ya geldiğimizde, binlerce tersane işçisinin araçlardan inip tersanelere yürüdüğünü görüyoruz.
Hepsi de işe yetişmek için koşturuyor. Biraz vakti olanlar, seyyar satıcılardan aldıkları çaylarını içip, poğaçalarını yiyor.
Şehirdeki bu iki ayrı dünyaya dair manzara, bugünlerde Türkiye'nin dört bir yanında ortaya çıkıyor.
Bir yandan evde kalma çağrıları yapılırken diğer yanda ise milyonlarca işçi, çalışmaya devam ediyor.
Ve bu dönemde işçiler ciddi sorunlarla karşı karşıya.
BBC Türkçe, bu sorunlarla ilgili farklı sektörlerden, 15 işçiyle isimlerinin gizli tutulması şartıyla görüşme yaptı.
Bunun yanında altı farklı sendikaların temsilcileriyle görüştü. Ayrıca işçi ve sendikaların gönderdiği görüntü ve belgeleri inceleyip, İstanbul'da çeşitli iş kollarıyla ilgili çekimler yaptı.
İşçilerin anlatımları, bu dönemde temel sorunlarının üç alanda yoğunlaştığını gösteriyor.
Bunlar; salgına karşı yeterli önlemlerin alınmadığı ortamlarda çalışmak zorunda kalma, ücretsiz izin ya da yıllık izin kullanmak zorunda kalma ve işten çıkarmalar.
İstanbul'da bir inşaat şirketi, çalışanlarına, koronavirüse yakalanmaları durumunda sorumluluğun kendilerine ait olduklarını kabul ettiklerini gösteren bir belge hazırladı.
Farklı sendika konfederasyonları, işçilerin yaşadıkları sorunlar karşısında her şeyden önce, zorunlu mal ve hizmet üretimi dışındaki tüm işlerin geçici olarak durdurulmasını talep ediyor.
Çalışanlar için ise tüm tedbirlerin alınmasını isteniyor.
İşten çıkarmaların yasaklanması da yine talepler arasında yer alıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) uyarısını hatırlatıyor:
"ILO dedi ki, 'Eğer hükümetler gerekli önlemleri almazsa ve eş güdümlü davranmazsa, Covid-19 salgını bütün dünyada en az 25 milyon yeni işsiz yaratacak'.
"Türkiye'de bu önlemler alınmazsa bu 25 milyonun en az 1 milyonunun Türkiye'de olması kaçınılmaz olur. Bu yüzden işten çıkartmalar yasaklanmalı ve bütün yurttaşların geliri, devlet tarafından güvence altına alınmalı."
Sendikalar, işten çıkarma ve işlerin durdurulmasının yol açacağı gelir kaybına karşı, İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının devreye sokulması gerektiğini ve Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanmanın kolaylaştırılmasını savunuyor.
Arzu Çerkezoğlu, İşsizlik Sigortası Fonu'yla ilgili şunları söylüyor:
"İşsizlik sigortası fonunda 131 milyar Lira var. Bu paranın bu salgınla mücadele kapsamında etkin bir şekilde kullanılması gerekli ama bu para, devletin ucuz iç borçlanma aracı olarak kullanılıyor. Yüzde 90'ından fazlası devlet tahvillerinde.
"Bunun hızla nakde çevrilmesi ve işçilere, çalışanlara, işsizlere destek olarak verilmesi lazım. Yaptığımız çok basit bir hesaplamayla, bu salgının örneğin üç ay süreceğini düşünürsek bu fondaki para, üç ay boyunca, 15 milyon işçiye, asgari ücret düzeyinde bir ücret desteği vermek için yeterlidir."
BBC Türkçe, işçilerin yaşadıkları sorunlarla ilgili görüşmek için Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve İstanbul Sanayi Odası'na (İSO) ayrı ayrı röportaj talebinde bulundu.
Ancak röportaj taleplerine henüz olumlu bir yanıt gelmedi.
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, 1 Nisan'da yaptığı yazılı açıklamada, TİSK bünyesindeki 12 bin işletmede iş sağlığı ve güvenliği kuralları ve tedbirleri de titizlikle uyguladıklarını belirtti.
Akkol açıklamasında önlemler için işletmelere destek olduklarını söyledi:
"İlk olarak işletmelere 2 milyon maske dağıttık. Üye sendikalarımızın dağıttıklarıyla sayı 3 milyona çıktı. İşletmelere gönderilmek üzere 100 bin ton dezenfektan temin ettik."
"Diğer taraftan, çalışanlara eğitim verecek online gelişim platformu kurmak için kolları sıvadık. Bu platform üzerinde yaklaşık 100 bin çalışana 3 ay boyunca iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin yanında, ailelere ebeveyn eğitimleri, psikolojik destek eğitimleri vermeyi hedefliyoruz."
https://twitter.com/RHisarciklioglu/status/1241979631399571460
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise geçtiğimiz günlerde Twitter'dan yaptığı açıklamada şirketlere, çalışanları ücretsiz izne göndermek yerine kısa çalışma ödeneğine başvurma çağrısı yaptı.
Hisarcıklıoğlu bir başka mesajında ise "İşçi ve işveren, aynı gemideyiz" dedi.
Bu arada BBC Türkçe, işçilerin sorunlarıyla ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'yla da iletişime geçti.
Bilgi edinme talebine olumlu yanıt gelmezken bir bakanlık yetkilisi, 'Yeni Koronavirüs salgını kapsamında İş Sağlığı ve İş Güvenliği Profesyonellerinin İşyerlerinde Aldıracağı Tedbirler' dokümanını hazırladığını belirtti.
Yetkili ayrıca, bakanlığın daha önce bu dönemde çalışanlarının haklarının korunmasına dair açıklamalarını ve kısa çalışma ödeneği uygulamasını hatırlattı.
COVID-19 VE GERÇEKLER - Koronavirüs hakkında inanmamanız gereken hurafeler