"Evden ahıra giden kadınlar iken iş kadını oluverdik"

CÜNEYT ÇELİK - Kars'ta yaşadığı Boğatepe köyünde ailesiyle işlettiği mandıra ve köylülerin desteğiyle kurduğu peynir müzesindeki çalışmalarıyla dikkati çeken Zümran Ömür, kurucu üyesi ve başkanı olduğu Çevre ve Yaşam Derneğindeki sosyal sorumluluk projeleriyle kırsaldaki kadınların toplumda yer alması için yoğun çaba sarf ediyor.

Kars'ın 2400 rakımlı Boğatepe köyünde yaşayan ve aynı zamanda Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneğinin kurucu üyesi ve başkanı olan Zümran Ömür, geçen yıl Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca İstanbul'da gerçekleştirilen "Türkiye'ye Enerji Veren Kadınlar" töreninde "girişimci" ödülü kazandı.

Bu yıl ise şubat ayında İzmir Kadınlar Derneğince yine "girişimci" ödülüne layık görülen Ömür, kırsalda yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri ile öne çıkıyor.

Köyünde hayvancılıkla uğraşan ve ailesi ile mandıra işleten Ömür, sabahın erken saatlerinde kalkıp hayvanlarının bakımını yapıyor, ardından peynir üretiyor.

Evinin bitişiğinde köylülerin desteğiyle kurduğu peynir müzesine gelen yerli ve yabancı turistleri de ağırlayan Ömür, özellikle kırsaldaki kadınların toplumda yer alması için çalışmalar yapıyor.

Bu çalışmaların yanı sıra Fransızca konuşmasıyla da sosyal medyada fenomen olan ve kadınlar ile hemcinslerinin eşinin arkasında değil yanında yer alması için çalışmalar yapan Ömür, bu çalışmaları ile kırsaldaki kadınlara da örnek oluyor.

Zümran Ömür AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadının toplumda yer alması için çalıştıklarını anlatarak, "Önceden ahırdan eve, evden ahıra giden kadınlar iken birden iş kadını oluverdik." dedi.

Köydeki imkanlarıyla iş alanı oluşturmayı başardıklarını ifade eden Ömür, "Kendimize iş alanları yarattık. 2007'de İlhan Koçulu ile Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneğini kurduk. Derneğimiz 45 kadın, 15 erkekten oluşuyor. Dernekte tıbbı bitkiler üzerine çalışmalar yaptık, köyümüzde 650 tür bitki çeşitliği var, biz bunun farkındaydık ve bunun için uzman hekimler getirdik." dedi.

Ömür, bitkiler konusunda uzmanlardan eğitimler aldıklarını anımsatarak, "Eğitimler sonucu 35 tür tıbbı bitkiden krem yapımı, yağ çıkartmayı ve hangi hastalığa hangisinin şifa olduğunu öğrendik. İletişim, sağlık ve beslenme kursları aldık, beslenme kurslarında beslenme ile doymak arasındaki farkı gördük ve kendi ürettiğimiz ürünlerin bizi beslediğini aldıklarımızın ise bizi doyurduğunu ve ürünlerimizi seralarda yetiştirmeye başladık." ifadesini kullandı.

- "Kırsaldaki kadın eşinin arkasında değil yanında yer alsın"

Köyde peynir müzesi aracılığıyla yurt içi ve yurt dışından birçok misafiri ağırladıklarını vurgulayan Ömür, şunları kaydetti:

"Yetkilileri Fransa'dan köyümüze gelen bir dernekle kardeş olduk. Kardeş dernektekiler 'dil öğrenirseniz size misafirler göndeririz' dediler. 1 yıl Fransızca kursu gördük, dil öğrendik daha sonra ekoturizme başladık. Kendimize hedef koyduk, kırsaldaki kadın toplumda yer alsın, ailede söz sahibi olsun, eşinin arkasında, önünde değil yanında yer alsın, gelecek nesillere doğru hayat, doğru yaşam bırakalım istedik. Yöresel kahvaltı ve yemeklerle kadını güçlendiriyoruz. Kadının parası olsun ki aile içerisinde söz hakkı olsun dedik."

Ömür, köyde kadının toplumda yer alması için aileleri ile işlettikleri 7 mandıra kurulmasını sağladıklarını ve bunun kırsaldaki kadın için anlamlı olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum, inşallah uğur, mutluluk, huzur getirsin. Kadına şiddet olmasın. Bizim gibi tüm kadınlar çalışıp üretime devam etsin. Atatürk'ün dediği gibi 'Üretmeyen toplum yok olmaya mahkumdur' el ele verelim, çalışıp kadınlar olarak Türkiye'de üretimi devam ettirelim."