Kan uyuşmazlığı daha çok anne ile çocuk arasında, özel bir antijen olan RH’ın farklılığından kaynaklanan bir sorundur. Alerjik bir reaksiyon olan kan uyuşmazlığı bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Erken dönemde fark edilmezse çok ciddi sonuçları olabilen kan uyuşmazlığı, tedavi edilebilmektedir. Peki kan uyuşmazlığı nedir?
İnsanlar için 8 adet farklı kan grubu bulunur. 4 tane A, B, 0 kan grubu, 2 tane Rh kan grubu bulunur. Bunların çaprazlanması sonucu 8 kan grubu oluşmuştur. Kan grupları şu şekildedir:
A+, B+, AB+, 0+, 0-, AB-, B-, A-
Farklı kan grubuna sahip bireyler birbirlerinden kan alıp verdiklerinde vücudun bağışıklık sistemi bu olaya karşı bir tepki gösterir. Alınan kana, sanki vücuda yabancı bir madde girmişcesine saldırı yapılır ve kanın çökertilip, böbrekler aracılığı ile vücuttan dışarı atılması sağlanır. Bu olaya AB0 kan uyuşmazlığı adı verilir. AB0 kan uyuşmazlığı tıpta daha çok anne ve bebek arasında kullanılır.
Kan uyuşmazlığı genelde Rh kan grubunda meydana gelmektedir. Rh kan grubunun pozitif ve negatif olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. İnsanlar kan alıp verirken özellikle Rh kan grubuna dikkat edilmelidir. Pozitif Rh grubuna sahip kişiler, pozitif kan grubuna sahip kişilere; negatif kan grubuna sahip kişiler, negatif kan grubuna sahip kişilere kan verebilirler.
Genelde annenin Rh- olduğu durumlarda kan uyuşmazlığı riski vardır. Eğer anne Rh- ise mutlaka babanın kan grubu kontrol edilir. Şayet baba Rh+ kan grubuna sahipse bebek ile anne arasında Rh/rh kan uyuşmazlığından söz edilir.
Rh- kan grubuna sahip bir anne ile Rh pozitif kan grubuna sahip bir babadan olan bebek ile anne arasında kan uyuşmazlığı olur. Kan uyuşmazlığı şu şekilde gelişir:
Bebeğin kanının anneye geçtiği durumda, annenin bağışıklık sistemi Rh antijenini yabancı bir cisim olarak algılayarak onları yok edebilmek için antikor üretir. Üretilen bu antikorlar bebeğin kanına geçerek, bebekte bulunan kırmızı kan hücrelerini parçalamaya başlar. Hayati öneme sahip kırmızı kan hücrelerinin parçalanması durumunda bebekte şunlar gözlemlenir:
Kan uyuşmazlığı tedavisi olan bir hastalıktır. Erken tanı konulması halinde hem doğum öncesi hem de doğum sonrası anne ve bebek sağlıklı bir şekilde hayatına devam eder.
Doğumdan hemen sonra bebeğin kan değerleri düzenli olarak ölçülür ve bebek takibe alınır. Bebekte eğer kan uyuşmazlığı belirtilerinden herhangi biri görülmez ise hem anne hem bebek sağlıklı olarak hayatlarına devam edebilirler. Bebekte kan uyuşmazlığı belirtileri görülmeye başladığında bebek tedavi altına alınır.
Doğum sonrası sarılık gözlemlenen bebeklere, damar yolundan ilaç ve fototerapi tedavileri uygulanır. Damar yolu açılarak bebeğe karaciğerin yapamadığı görevleri yapan sıvılar enjekte edilir. Ve ışın teknolojisi kullanılarak bebekte bilirubin seviyesinin düşmesi sağlanır.
İlaç ve ışın tedavisine yanıt vermeyen bebeklerde geç kalmadan kan değiştirme işlemi uygulanır.
Rh uyuşmazlığı bulanan bebeklere yeteri kadar hızlı şekilde müdahale edilmez ise kernikterus adı verilen bir hastalık gelişmeye başlar. Bilirubin maddesi vücuttan atılmadığında beyin hücrelerine saldırmaya başlarlar. Bebeğin zihinsel ve bedensel gelişimi doğrudan etkilenir. Yenidoğan bebeklerde hem şimdi hem daha sonrası için nöbet geçirme riskini artırır. Ölümcül bir hastalık olan kernikterus çok nadir olarak görülmektedir.
Düzenli olarak doktor kontrolünde olan, doktorun istediği testleri devamlı olarak yaptıran anne adaylarına cooms testi negatif olması halinde antikor D iğnesi yapılır. Antikor D iğnesi bir çeşit kan uyuşmazlığı iğnesidir. Peki kan uyuşmazlığı iğnesi ne zaman yapılır?
Kan uyuşmazlığı iğnesi hamileliğin 28. haftasında yapılmaktadır. Doğum sonrası pozitif bebeklerde ikinci doz uygulaması yapılır.