HABER

Evin içindeki kriz; kardeş kıskançlığı

Uzm. Psk. Reyhan Uzun:"'Kardeş hiç kıskanılır mı' diyerek çocuğunuzun İç Dünyasını hiçe saymayın"

Evin içindeki kriz; kardeş kıskançlığı

Kıskançlık, yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da bir ilişkinin yitirileceği ya da ilişkinin tehtit altında olduğu sanısıyla yaşanan karmaşık bir ruhsal yaşantıdır. Beraberinde hayal kırıklığı, nefret, mutsuzluk, öfke ve yalnızlık duygularını da getirmektedir. Tıpkı yeni bir kardeşi dünyaya gelen çocuğun yaşadıkları gibi…

Psikomola Bireysel ve Kurumsal Danışmanlık Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun, kardeşler arasındaki kıskançlığın, çok eski ve trajik bir gerçekolduğunu belirtiyor:

"İkinci bebeğin dünyaya gelişi, etki alanları aniden değişen ve konumuyla rotası hakkında yardıma ihtiyacı olan küçük çocuğun hayatındaki en büyük krizdir. Yalnızca duygusal olmaktan çok, yardımcı olmak için de, çocuğun gerçek duygularını bilmemiz gerekir. Ebeveynin ya da eşinin sevgisini paylaşmak insanı incitir. Çocuğun tecrübesine göre, paylaşmak, bir elmayı paylaşmak gibi, daha aza sahip olmak anlamına gelir. Bir ebeveyni paylaşmayı beklemek , yeteri kadar üzücüdür ve bizim çocuğun yeni gelen bebekten memnun olması yolundaki tahminimiz mantık dışıdır.Hiç bir çocuktan ailenin tek odak noktası halindeyken, rakibi olarak gördüğü kardeşinin eve gelmesiyle birlikte, mutlu olmasını ya da kardeşine sevgi gösterisinde bulunmasını beklememeliyiz. Tam tersine yeni gelen aile üyesine karşı olan duygularını açıkça ifade etmesine izin verilmeli, ona karşı hissettikleri duyguların ebeveyn tarafından yönlendirilmeden gerçekçi ve yalın bir dille ifade edebilmesi sağlanmalıdır. Böylelikle çocuk hem içindeki kıskançlık duygularını bastırmamış hem de duygularını ifade etme olanağı bulmuş olacaktır. Aksi taktirde kendini sözel olarak ifade edemeyen çocuk yaramazlık ya da davranış sorunlarıyla kendini göstermeye çalışmaktadır."

Uzm. Psk. Reyhan Uzun, kıskançlık duygularını her çocuk kendince farklı biçimlerde gösterebileceğine dikkat çekiyor:

"Kimi kardeşi doğduktan sonra alt ıslatmaya başlar, kimisi çocuksu davranışlarla belirir, okula giden çocuklarda okula gitmek istememe davranışı görülebilir, bazıları da kardeşlerine karşı besledikleri kin ve öfkeyi kendileri zarar vererek gösterirler. Bütün bu semptomlardan yola çıkarak çocukların duygularını göstermelerine izin vererek, davranışa dökmelerine fırsat vermek önemlidir.

Küçük yaşlardan itibaren duygularımızı bastırmadan doğru yerde ve doğru şekilde ifade edebilmeyi öğrenmek, duygularımızın üstesinden gelmeyi başarmanın en büyük sonucudur. Kıskançlık da ancak ifade edilmesine izin verilirse, çocuğun duygularını anlatmasına izin verilirse üstü kapanmadan ve sorun haline gelmeden çözülebilir, aksi taktirde ‘O senin kardeşin, onu sevmelisin,’, ‘Kardeş hiç kıskanılır mı?’, gibi cümlelerle çocuğun iç dünyasını hiçe sayıp sanal bir ortam oluşturmanın hiçbir düzeltici etkisi olmadığı gibi tersine kıskançlığı daha da körüklediği söylenebilir."

Kardeş kıskançlığında anne babaya nasıl davranmalı?

Uzm. Psk. Reyhan Uzun, anne babaların çocuklarına gösterdikleri farklı tutum ve davranışların zaman zaman kardeşler arası kıskaçlığı ve rekabeti olumsuz yönde etkilediğinin altını çiziyor:

"Bunlardan en sık rastlanılanı kardeşleri birbirleriyle kıyaslamaktır. Her çocuk tektir ve özeldir, kendi kişilik özelliklerini barındırır, dolayısıyla bir kardeşi diğeriyle kıyaslamamak gerekir, ‘O yapıyor, o daha başarılı’ ya da ‘Sen onun gibi olamadın’ gibi cümleler çocuğun kardeşine olan öfke ve nefretini tetiklemekten başka bir işe yaramaz.Çocukları birbirleriyle kıyaslamak çocuğunuzu olumlu yöne ilerletmez, tam tersi olumsuz rekabet duygusu yaratır. Anne babalar zaman zaman yeni çocuk doğduktan sonra görev paylaşımında bulunurlar. Yeni doğan çocukla biri, büyük olan çocukla da bir diğer ebeveyn ilgilenir. Burada unutulmaması gereken, her çocuğun hem anneye hem de babaya ihtiyacı vardır. Her çocuk her iki ebeveyni tarafından da ilgi görmeye, sevilmeye ihtiyaç duyar, aksi taktirde anne yada babasının onu sevmediğini düşünme ihtimali oluşmaya başlar. Yenidoğan kardeşe sahip olan çocuklarda, bebek eve geldikten sonra özellikle bebekle ilgili bazı sorumlulukları büyük olan kardeşe vermek, yeni doğan bebeği kabullenmeyi kolaylaştırır. Ayrıca kendini değerli ve yeterli hissetmesini sağlar. "

Çocukların duygularının bastırılmaması gerektiğinin altını çizen Uzm. Psk. Uzun, tam tersine duygularının rahatça ifade etmesi için yol gösterilmesi gerektiğini belirtiyor:

" Yeni doğan bebek eve geldiği andan itibaren büyük kardeş kendini yalnız kalmış, mutsuz hissedebilir. Herkesin bebeğe ilgi göstermesi, sürekli gelen misafirler, hediyeler, yeni doğan bebekle ilgili olan konuşmalar büyük olan çocuk için kıskançlık yaratmak için yeterlidir. Bundan dolayı çocuklar kardeşlerine olan olumlu ve olumsuz duygularını rahatça ifade etmeleri için ebeveynler tarafından desteklenmelidirler. Unutmamak gerekir ki, kıskançlık doğaldır, önemli olan ebeveynlerin kardeşler arasındaki kıskançlıkta taraf olmamaları,bunun çözümü için destekleyici olarak yol göstermeleridir."

En Çok Aranan Haberler