Hemen bir hesaplayalım;
İlk 3 gün 10 şarkının davullarını kaydetseniz, 4500 TL.
Davulların editini daha ucuz bir stüdyoda çok sıkı çalışıp 2 günde bitirseniz; hadi 1000 TL de oraya gitsin.
Gitar kayıtları için yeniden o pahalı stüdyoya girseniz, 3 günde tüm şarkıların gitarları ve bas gitarlarını çalsanız 4500 TL daha yazdık adisyona.
Sonra onların editleri var bu kez; 3 günde bas ve davul editleri (insanüstü çalıştığınızı varsayıyoruz tabii), etti size 1500 TL daha.
Vokale geldi sıra; 10 şarkının vokali 3 gün sürse (aşırı optimist bir düşünce tabii bu), 4500 TL daha tarihe gömüldü.
Sonra genel mix için kafadan 3-4 güne daha (en en en iyi ihtimalle) ihtiyacınız var; onu da ucuz stüdyoda çözün hadi; 2000 TL daha.
Tabii bu da en iyi ihtimalle 18.000 TL.
Kayıt stüdyolarındaki analog cihazların, kaliteli bir ses kaydı alabilmek için özel tasarlanmış oda mimarilerinin ses kalitesine katacağı etkiyi tartışmak elbette haddimize değil. Rupert Neve çarpar.
Evinizin çok fazla yankı yapmayan bir köşesine yerleştireceğiniz bir masa, o masanın önüne koyacağınız bir tekerlekli koltuk ve o masanın üzerine koyacağınız birkaç cihaz ile uluslararası standartlarda bir ses kalitesi elde edebilir durumdasınız artık.
O zaman niye elde etmeyesiniz?
Kullanacağınız kayıt programının Windows bilgisayarlara nazaran çok daha uyumlu çalıştığı MacBook Pro, ev stüdyonuzun ilk olmazsa olmazı.
İnternette 'ses kartı' olarak arattığınızda karşınıza çıkacak olan bu arayüzler, jak'larla elde ettiğiniz sesi bilgisayarınıza en kaliteli şekilde aktarmaya yarıyorlar...
Bu noktada MacBook Pro'da olduğu kadar kesin konuşamamaktayız; ancak evin salonuna 9-10 mikrofon kurarak davul kaydetmeyeceğinizi tahmin ediyor ve fiyat/performans olarak gözünüze hoş gelen bir 4 ya da 8 kanallı ses kartını satın alın diyoruz.
Elbette daha alt versiyonları da olabilir bu programların, üstelik çok daha ucuza edinebilirsiniz alt versiyonları.
Audio Interface'iniz ile bilgisayarınıza aldığınız sesi düzenleyeceğiniz, değiştirebileceğiniz, yani 'müzikçe' konuşmak gerekirse 'mixleyebileceğiniz' bir programa ihtiyacınız var.
Apple'ın kendi ürünü olan Logic bu noktada ev stüdyolarında bir adım öne çıksa da, tüm gerçek stüdyolarda ProTools kullanılıyor olduğu gerçeği de oldukça mühim.
Bu plug-in'lerin bazıları yukarıda bahsettiğimiz analog cihazların modellemeleri, bazıları ise tamamen dijital bir arayüzle ses düzenlemenize yepyeni çözümler üreten programlar... Bu konuda birçok seçeneğe sahip olmanız ev stüdyonuzda işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Waves Audio'yu önerebiliriz mesela, çeşitli paketler halinde bu plug-in'leri satışa sürmekteler.
Opsiyonel dememizin sebebi, midi klavye ile çalacağınız bir melodiyi bilgisayarınızın klavyesi ile -biraz zorlanarak ve zaman harcayarak da olsa çalabiliyor olmanız.
Her mikrofonun kaydettiği sesin karakteri farklılık gösteriyor elbette.
Dinamik ya da condenser, ucuz ya da pahalı, tamamen size, sizin müzik keyfinize kalmış bir tercih.
Kaydettiğiniz şeyleri duymanız, mixleyebilmeniz için bir de referans monitörlerine ihtiyacınız olacak. Bu arada referans monitörü deyip durduğumuza bakmayın, havalı olmayan ismiyle bildiğiniz hoparlör bunlar; biraz daha hassas kalitede olanları işte :)
En hesaplı ihtimalle 5650 TL'ye, daha lüks bir ihtimalle de 21.500 TL'ye evinizde mis gibi bir stüdyo kurma ihtimaliniz var arkadaşlar. (Hatta bu paraları bazı yollarla daha da düşürebilirsiniz. Ama bunu ne biz söyledik, ne de siz duydunuz aman.)
Nasıl kayıt yapacağınıza dair dersler Google'da ve YouTube'da beleş zaten :)
E o zaman ilhamınız bol olsun!