HABER

Evren için "mahkemeye getirilemezler" denildi

12 Eylül Davasının bugün başlanan 5. duruşmasında, yeni müdahillik taleplerinin alınmasının ardından sanıklar Evren ve Şahinkaya ile ilgili Adli Tıp Kurumundan gelen raporla ilgili bilgiler okundu.

ANKARA (ANKA) - 12 Eylül Davasının bugün yapılan 5. duruşmasında, Adli Tıp Kurumu'ndan gelen sağlık durumuyla ilgili raporun içeriğinde, sanıklar dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın kronik hastalıkları ve yaşları nedeniyle "Efor gerektiren ayakta kalma ve benzeri durumlarda ve stres yaratan ortamlarda kardiyak nörolojik kökenli hastalıkların tetiklenerek hayati tehlike yaratabileceği, bu nedenle kişilerin doktor ve sağlık ekipmanı ile getirtilerek ifade vermesi durumunda belirtilen hayati tehlike riskinin gerçekleşmesi halinde kişilerde mevcut hastalıkların niteliği itibariyle sağlık ekibinin müdahalesini yeterli olmayabileceği" belirtildi. Müdahil avukatları Adli Tıp Kurumu'nun raporunun hastaların hala yattıkları askeri hastanelerin verileriyle hazırlandığını, bu nedenle raporun bağımsız olamayacağını belirterek, durumun bağımsız bir kurul tarafından belirlenmesini istedi. Savcı Kemal Çetin ise mütaalasında "Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre sanıkların savunmalarını sesli ve görüntülü iletişim teknoloji kullanılarak alınmasına karar verilmesi" yönünde görüş bildirdi. Ara verilen duruşmaya 14. 30'da devam edilecek.

-"SAĞLIK EKİPLERİNİN MÜDAHALESİ YETERLİ OLMAYABİLİR"-

12 Eylül Davasının bugün görülmeye başlanan 5. duruşmasında, yeni müdahillik taleplerinin alınmasının ardından sanıklar Evren ve Şahinkaya ile ilgili Adli Tıp Kurumundan gelen raporla ilgili bilgiler okundu. Sanıkların sağlık durumları ile ilgili olarak Adli Tıbba yazılan müzekkereye verilen cevaptan sanıkların halen tedavi gördükleri sağlık kuruluşlarında da gerekli tetkiklerin yapılarak raporların düzenlenebileceğinin bildirilmesi üzerine, Ankara ve İstanbul Özel Yetkili Savcılıklarına müzekkere yazıldığını ve sanıkların bulunduğu sağlık kuruluşlarında muayene edilmesinin ve rapor düzenlenmesinin istendiğini hatırlatan Mahkeme, zaman zaman tenkit yazılarının yazıldığını, sonuçta 25 Haziran 2012 tarihinde bu konuda raporların hazırlandığını belirtti. 26 Haziran 2012'de mahkemeye ulaşan raporun içeriğiyle ilgili şu bilgilere yer verildi:

"3. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca düzenlenen raporun incelenmesinde iki sanık yönünden de mevcut kronik hastalıkalrın nitelikleri ve kişilerin yaşı birlikte değerlendirildiğinde uzun süre efor gerektiren ayakta kalma ve benzeri durumlarda ve stres yaratan ortamlarda kardiyak nörolojik kökenli hastalıkların tetiklenerek hayati tehlike yaratabileceği, bu nedenle kişilerin doktor ve sağlık ekipmanı ile getirtilerek ifade vermesi durumunda belirtilen hayati tehlike riskinin gerçekleşmesi halinde kişide mevcut hastalıklarının niteliği itibariyle sağlık ekibinin müdahalesini yeterli olmayabileceği oybirliğiyle mütalaa olunduğu tespit edildi."

-MASAK'TAN RAPOR GELMEDİ-

Önceki duruşmada istenen sanıkların eş ve çocuklarının mal varlıklarının araştırılması için Mali Suçları Araştırma Kurumuna(MASAK) yazılan yazıya cevap verilmediği belirtildi. Yön gazetesi sahibi Osman Şahin'in sanıklar lehine ifade vermek başvurduğu ayrıca Genelkurmay Başkanlığı'nın Çorum olayları ile ilgili 10 sayfalık yazısı ile cezaevi işkenceleriyle ilgili 14 klasör belgenin mahkemeye gönderildiği belirtildi.

-"RAPOR SANIKLAR SORULARI İNTERNETTEN YANITLASIN DEMEK"-

Gelen yazılara karşı müdahil avukatlarına söz verildi. Av. Senih Özay, Adli Tıp'tan gelen sağlık raporunun "Sanıklar hastanede yatsın, iddiaları internetten cevaplasın tarzı bir yere gittiğini" belirtti ve raporun kabul edilemez olduğunu savundu. Av. Osman Başer ise Mahkeme'nin taraflar arasında ayrım yaptığını haksız uygulamalarla sol ve sağ kesim arasında haksız uygulamalara imza attığını savundu. Bu sırada salonda diğer avukatlarla Başer arasında arasında tartışma yaşandı. Cübbesini çıkaran Avukat Başer ve bir kısım belgeyi sunduktan sonra "Zaten sizin hedefi de bizi susturmaktı" diyerek salondan ayrıldı. Başer aralarında Haluk Kırcı'nın da bulunduğu bir grup ülkücü adına müdahillik talebinde bulunduğunu belirtti.

-"BAĞIMSIZ BİR KURUL RAPOR VERSİN"-

Avukat Aydın Erdoğan, Adli Tıp Kurumu'nun suçu örtmeye yönelik çabaları olduğunu belirtti. Adli Tıbbın 12 Eylül zihniyetini devam ettirdiğini ifade eden Erdoğan, "Adli Tıp aynı şekilde bugünkü yargılamalar açısından da güven verici olmayan raporlarıyla kamuoyuna yansımaktadır ve bizim açımızdan güvenilir değildir. Sanıkların, bağımsız, bilimsel kişiliğine güvenilen bir bağımsız kurulun hazırlayacağı rapor sonucuna göre yargılamada hazır bulunup bulunmayacaklarına dair bir karar verilmesini istiyorum" diye konuştu.

-"RAPOR GÖRÜNÜMLÜ KAĞIT"-

Avukat Müşir Deliduman, Adli Tıp'ın idari bir kurum olduğunu, üzerinde bakanlık yetkisi olduğunu savunurken, Avukat Fikret Babaoğlu, sanıkların dava başlayana kadar sağlıklı ve bilinçleri açık şekilde demeçler verdiklerine dikkat çekti. Avukat Hasan İlter de darbecilerin Türkiye'nin tüm kurumlarında uzantıları olduğunu bu uzantılarla kendilerini koruduklarını ileri sürdü. Avukat Ömer Kavilli de Adli Tıp raporunu kabul etmediklerini belirtti ve "Devlet bürokrasisinde dolandırılarak rapor geciktirilmiştir. Asker kişilerin yaptığı muayene ve tetkiklere dayalı rapor gerçekleri ortaya çıkaramaz. Ortaya rapor görünümlü bir kağıt çıkmıştır. Ama malzemeyi doğru toplamazsanız istediğiniz yemeği yapamazsınız. Bu raporu düzenleyenler askeri hastanelerin verdiği evraklar üzerinden karar vermiştir. Uygulamada siparişli rapor denen evrakları daha önce eleştirmiştik. Bu rapor ise kirli delillerle oluşturulmuştur. Konuşurken ölüm tehlikesi olsa doktorlarıyla konuşurken de ölebilirdi. Sağlık durumların bağımsız bir kurul tarafından incelenmeli. Askeri hastanelerde değil. Bu raporlar kabul edilemez niteliktedir" diye konuştu.

-"GÜLEMİYORUM!"-

CHP vekili Av. Şenal Sarıhan da söz alarak, "Bu yargılamanın mağdurları açık şekilde hukuk ihlaliyle karşılaştılar. Burada yapılan yargılamanın özü 12 Eylül hukuksuzluklarıdır. Ben bu duruşmalarda hiçbir espriye gülemiyorum. O dönemi yaşamış biri olarak bizi mutlu edilecek tek şey baş sorumluların getirilmeleri, burada kamu vicdanının tatmin edilmesidir" ifadelerini kullandı. Duruşmada söz alan Av. Muharrem Özkaya da gelinen noktada Adli Tıp Kurumu'nun askeri hastane verilerini kullanarak raporunu hazırladığını, raporda stres yaratan ortamda bulunmalarının hayati tehlike yaratacağının belirtildiğini bu durumda telekonferans yöntemi kullanılsa da sanıkların strese gireceğini bu nedenle bu raporun mahkemeden sanıkları kaçırmaya yönelik olduğunu belirtti.

-"TOPLUMSAL YÜZLEŞME İÇİN GELSİN"-

Avukat Öztürk Türkdoğan, raporun yargılamanın yapılmaması sonucu doğuracağını belirtti ve "Bu raporlar bir tarafa bırakılmalı. Sanıklar buraya gelip, "Suçsuzum' deyip gidebilir. Siz de soru sormaz sordurmazsınız. Ama bu salona gelmesi gerçek bir toplumsal yüzleşme için gerekli. Bu fotoğraf burada çekilmeli. Artık karar verilmeli ve yargılama başlamalıdır" diye konuştu.

-"EVREN GETİRİLEMEZ ZİHNİYETİ YIKILSIN"-

Avukat Turgut İnal 10 yıl önce kendisinin de Kenan Evren hakkında dava açtığını fakat insanların kendisine "Onu mahkemeye getiremezsin" dediğini anlattı ve "Gerçekten de mahkemeye gelmeden Kenan Evren, gıyabında beraat etti. Biz bu yargılamada kamuoyundaki bu inancı bozmak zorundayız. Sizden ricam Kenan Evren mahkemeye getirilemez zihniyetinin yıkılmasıdır" dedi.

-"GERÇEK SANIK DEVLETTİR"-

Avukat İlyas Danyeli de davanın bir tarafında Kenan Evren'in savunmasında kurucusu olduğunu belirttiği devletin olduğunu söyledi. Evren ve Şahinkaya'nın hala ödenen vergilerden maaş aldığını hatırlatan Danyeli, "Evren'in kurdum dediği devlet aslında gerçek sanıktır" dedi.

-"SESLİ VE GÖRÜNTÜLÜ İLETİŞİM TEKNİKLERİYLE İFADELERİ ALINSIN"-

Avukatların beyanlarının ardından Mahkeme, iddia makamına söz verdi. Müdahale talep edenlerin mağduriyetlerini ortaya koyacak bilgi ve belgeler sunmaları halinde taleplerinin kabul edilmesini talep eden Savcı Kemal Çetin, "Adli tıp kurumunun raporuna göre sanıkların savunmalarını sesli ve görüntülü iletişim teknoloji kullanılarak alınmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur" dedi. Mahkeme duruşmanın saat 14. 30'a ertelenmesine karar verdi.

ANKA

En Çok Aranan Haberler