Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Evrim Teorisiyle İlgili Efsaneler, Yanlış Anlaşılmalar ve Anlatımlar

Evrim ile ilgili tartışmalar, ardındaki bilimden uzaklaşarak konuyu saptıran hileli konuşmalara kayabilir. Aşağıda evrim tartışmalarının karmaşıklaşıp saptırılmasına neden olan en yaygın 10 tartışma konusu listelendi:

Evrim Teorisiyle İlgili Efsaneler, Yanlış Anlaşılmalar ve Anlatımlar
  1. Abiyogenez: "Yaşamın nasıl başladığını bilmediğimizden evrim hatalıdır."

Abiyogenez hipotezi organik moleküllerin bir araya gelip canlılık özellikleri gösteren ilk tek hücreli canlıyı nasıl oluşturduğunu açıklar. Oluşan ilk tek hücreli canlıların fosillerine ulaşamadığımız için (oluşan ilk canlıların yeterince dayanıklı olmamasından dolayı) Abiyogenez hipotezi muğlaktır.

Protein sentezleyebilen ilk RNA molekülünün kendini kodlayıp toplayabileceği kabul edildiği için canlılığı başlaması için gereken DNA, protein ve daha bir çok yapı RNA eşliğinde oluşturulabilir.

Bu konuyu saptırılmış yapan şey ise, Abiyogenez yaşamın nasıl başladığıyla ilgilenirken, Evrim Teorisi ise yaşamın daha önce burada ne yaptığıyla ilgilenir; mesela ilk hücreye ne olduğuyla ilgilenir, ilk hücrenin oraya nasıl geldiğiyle ilgilenmez.

  1. Evrenin Kaynağı: "Bilim evrenin nasıl ortaya çıktığını söyleyemiyor, evrim hatalıdır."

Büyük patlamayı başlatan neydi? Evrenimiz büyük patlamada şu anda var olan zamanı, uzayı, maddeyi, enerjiyi nasıl yarattı?

Evrenimizin bir başlangıcı olduğu bilinen bir olgu olmakla beraber, bu olgunun pek çok kişiye göre anlaşılmaz olduğu da aşikar. Evrenin hiçlikten geldiği görülebiliyor (ve evrenimiz bunu aralıklarla tekrarlıyor).

Görüyorsunuz ki, hiçbir boşluk gerçekten bir boşluk değildir. 'Hiçliğin' içinde bile var olmakla olmamak arası gidip gelen zahiri parçalar vardır. Bunu, iki yüksüz metal levhayı vakumlanmış bir alanda yan yana getirilerek gözlemlenir. Levhaların birbirini ittiği görülür. Bu itme varlığı görülemeyen zahiri parçacıklar sayesinde gerçekleşir.

Bu konu nasıl saptırılıyor? Evren'in yaşının 13,7 milyar yıl olduğu bir çok bilimsel yöntem sayesinde ispatlamış bulunuyor. Fakat Büyük Patlama'nın ayrıntılarının, nasıl, neden olduğunun ilk hücrenin gelişimi ile hiç ilgisi yok.

  1. "Evrim sadece bir teoridir."

Teoriler önsezi ya da tahmin değildir; doğa olaylarının doğruluğu kanıtlanır açıklamalarıdır. Kanunlara da hiçbir zaman dönüşmezler. Neden? Çünkü kanunlar ilişkilerin tanımıdır, ama açıklaması değildir. Yani eğer evrim teorisi bir kanuna dönüşürse, bir açıklama olmayı bırakmış olur.

Bir şeyin teori olması o şeyin doğru olmadığını göstermez.

Bu kesinlikle bir saptırma, çünkü teorinin ne anlama geldiği ile ilgili tartışıyorsanız, evrimi değil anlam bilimini tartışıyorsunuz demektir.

  1. "Evrim tesadüfidir."

Öncelikle, bu fikir yanlış bir varsayım üzerine kurulmuştur. Mutasyonlar, aslında tesadüfi olarak değerlendirilebilir, ama evrimin teorisinin büyük kısmının temelinde olan doğal seçilim süreci kesinlikle tesadüfi değildir. Gayet sistematiktir ve çevreye daha iyi uyum sağlayan yüksek hayatta kalma ve çoğalma oranıyla sonuç verir. Kaldı ki bir şeyin tesadüfi olması onun gerçek bilim konusu olmadığı anlamına gelmez.

  1. "Evrim yeni türler üretmez, evrim sadece türlerin çeşitlenmesidir."

Bir çok anti-evrimci mikro evrimleri kabul ederken makro evrimleri kabul etmez. Mesela bir kurdun ufak değişiklerle bir köpeğe dönüşebileceğine inanırlar fakat kurttan tamamen farklı bir tür ortaya çıkacağına inanmazlar. Oysa ki makro evrimin mikro evrimden çok büyük bir farkı yoktur. Sadece makro evrimin gerçekleşmesi için gereken süre diğerine göre fazladır.

Biriken ufak değişiklikler ile bir türün başka bir türe dönüşmesi evresinin ne kadar sürdüğü göz önüne alındığında bu süreç insanın, hatta insanlık tarihinin gözlemine elverişli bir süreç değildir. Evrim her an gerçekleşmesine rağmen süreç çok yavaş ilerler. Yine de meyve sineği ve bakteri gibi bazı çabuk üreyen türlerde evrim daha belirgindir.

Pek çok kişi evrim gerçekse yaşam (ve dünya) nasıl olurdu diye durup düşünmez. Bunun cevabı, tabii ki, fosil kayıtların değişimdeki ilerlemeleri gösterecek olduğu, türlerin birbiriyle benzer genetik özelliklere sahip olacağı, geçmişten kalan atıl bazı organlara sahip olacağı, ve insan hayatı gibi kısa dönemlerde eklenen küçük değişiklikleri görmenin mümkün olacağıdır. Bu tam da doğada bulduğumuz şeydir: uzun zaman içinde eklenen küçük değişiklikler sonucu oluşan yeni türler.

  1. "Fosil kayıtlarındaki büyük boşluklar evrimin açıklamalarının yetersizliğini gösteriyor."

Fosilleşme çok nadir bir olaydır. Richard Leakey ve Roger Lewin dünya tarihi boyunca 30 milyar türün yaşamış olduğunu belirtiyor. Bunların arasından yaklaşık 250.000 tür fosil olarak korunmuştur. Türlerin sadece 120.000'de biri doğru yerde ölmüş, doğru şekilde gömülmüş, fosilleşme süreci boyunca korunmuş ve bir insan tarafından bulunacak kadar şanslı olmuştur. Fosil kayıtlarında bulduklarımız, hem büyük zaman aralıkları içinde büyük değişiklikler geçirmiş şaşırtıcı derecede yüksek sayıda türler (fotosentez yapan siyanobakterilerden çok hücreli yaşama ve sonra daha karmaşık yaşama gibi), hem de küçük değişiklikler geçiren türlerdir (Australopitechus'tan Homo erectus'a ve sonra Homo sapiens'e vs.).

  1. Dünya'nın yaşı: "Evrimin gerçekleşmesine yetecek kadar zaman yoktu."

Bu konunun saptırıldığı şöyle söylenebilir ki bahsedilen doğrudan evrim değil, bu listenin içinde evrim için gerekli ön şartlardır. Charles Darwin biliyordu ki şu anda dünya üzerinde var olan çeşitliliği oluşturmak için gereken doğal seleksiyon, oldukça uzun zamana ihtiyaç duyar. Günümüzde kimse dünyanın yaşını kesin olarak bilmemekle beraber, gerçekten çok yüksek derecede emin olarak söyleyebiliriz ki dünya kabaca 4.6 milyar yaşındadır.
Bunu nereden biliyoruz? Dünyanın yaşını anlayabilmenin birçok yolu var. Bazıları şunlar:

1. Radyoaktif izotop bozunma oranı yöntemini bir şeyin ne zaman gömüldüğünü ya da kayanın ne zaman şekillendiğini tespitte kullanabiliyoruz.

2. Fosil tabakaları şaşırtıcı derecede tahmini kolay sıralanmış olduğundan, indeks fosillerle kaya katman tarihlerini çapraz kontrollü kullanabiliyoruz. Bunu bir düşünün. Fosiller öyle sıralı organize olmuşlar ki eğer belli bir katmanda belli bir tür fosil örneği bulunduğunda, katmanın tarihi daha önce başka yollardan bulunmuş olduğu için yaşını bulmuş olursunuz.

Örneğin, bir trilobit türü olan Paradoxides bulursanız, kaya katmanından Kambriyen döneminden kalma olup 500-509 milyon yaşında olduğunu görebilirsiniz.

3. Eniwetok Mercan adası gibi bir mercan adasında yaklaşık bir mil (4610 ayak) derinliğinde en az 176000 yaşında saf mercan içine kazı yapılabilir. Kesin sayı vermek, mercan büyümesi okyanus seviyesi şimdikinden daha düşükken ışığa maruz kalmak gibi çok çeşitli sebeplerle yavaşlayabileceği için zor (Ladd, H. S. 1960. “Bikini and Nearby Atolls, Marshall Islands, Drilling Operations on Eniwetok Atoll” U. S. Geological Survey Professional Paper 260-Y).

4. Ağaçların büyüme görüntüsünü ağaç halka analizi yöntemiyle 11500 yıl öncesine kadar çıkarabiliriz. Yunanistan Antiparos'taki gibi mağaralar 45 milyon yıllık şekiller barındırır.

5. Antartik buz çekirdeği 1,5 milyon yaşındadır.

6. Colorado Nehri gibi menderesli akışa sahip nehirler son 5-6 milyon yılda Büyük Canyon gibi büyük oyuklara sebep olmuştur. Büyük Kanyon'u inceleyecek olursak, kanyonun 30000 yıllık tembel hayvan dışkısı barındıran yerleri vardır. Öf!

7. Deniz tortusunun temeli 170 milyon yıl öncesine dayanır.

8. Çin Deniz'inde 11000 yıllık cam süngerleri vardır.

9. Kire gelince, bir düşünün: kayaların iyice incelip evinizin ettafındaki toza dönüşmesi çok zaman alıyor. Her mevkinin şekillenmesi çoğu zaman milyonlarca yıl almış olan kendi toz bileşimi vardır.

10. Belki bilgisayarınıza da enerjisini veren yüksek miktarlarda kömür ve taşıtlarınızda kulandığınız petrol, çoğu 300 milyon yıl önceki Karbon Çağı olmak üzere, milyonlarca yıl içinde oluştu.

11. Belki bilgisayarınıza da enerjisini veren yüksek miktarlarda kömür ve taşıtlarınızda kulandığınız petrol, çoğu 300 milyon yıl önceki Karbon Çağı olmak üzere, milyonlarca yıl içinde oluştu.

  1. "Evrim ahlaksızlığı ve zarar vermeyi destekliyor."

Baştan çıkmış zorbalar ve diğerlerinin 'en güçlünün hayatta kalması' fikrini nasıl kötüye kullanıp suistimal ettiklerinin, evrimin Dünya gezegeni üzerinde çeşitlilik ve birlik hakkındaki en iyi açıklama olması ile hiç mi hiç ilgisi yok. Ayrıca insan evrim tarihine bakıp ortak yaşamın vahşi hayattaki başarısını görerek olumlu ahlak mesajları da alabilir.

  1. "İnsanın değerini ve onurunu baltalıyor."

Bilim, insanın na kadar değerli olduğundan bahsedip insanın hoşuna gidecek, onu şımartacak ifadeler kullanmaz. Zaten böyle bir amacı da yoktur. Bize uymadığı için bilim yanlışlanamaz. İnsanın evrim sürecinde daha iyi evrimleştiğini diğer canlılardan mahiyet bakımından daha üstün olduğunu söylerseniz bilim yapmaktan çıkıp felsefenin alanına girmiş olursunuz.

  1. "Benim dini görüşüme ters düşüyor."

Öncelikle, bir önceki noktada olduğu gibi, bir gerçek bize uymadığı sebebiyle yanlış olmaz. İkinci olarak, Evrim Teorisi ile kendi inançlarını çelişik görmeyen bir çok bilim adamı ve dini bütün de mevcuttur.

Özetle

Eğer evrimi tartışacaksanız, ya da onu daha iyi anlamak için araştırma yapacaksanız, konunun özünden sapmayın. Yukarıda saydığımız tuzaklara düşmekten olabildiğince kaçının. Hatırlayın ki, gerçekler insanların kafasına vuracağınız araçlar değildir. Gerçekler, keyif alınacak, saygı duyulacak, kutlanacak ve paylaşılacak güzel ilham kaynaklarıdır.

Makalenin orijinaline ulaşmak için: http://www.evrimagaci.org/

En Çok Aranan Haberler