AYŞE YILDIZ - Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi para musluklarını kısmasının gelişen ülke piyasalarına zarar verdiğini belirterek, bu kararın uzantısında bu ülkelerde dövizin artış gösterdiğini, döviz fiyatını dengelemek için Brezilya, Hindistan, Türkiye ve Güney Afrika'nın faiz oranlarını artırdığını söyledi. Yükselen politika faizlerinin, kredi faizlerine yansıyacağını vurgulayan Öndeş, şunları kaydetti: "Bu özellikle tüketici kredilerine olan iç talebi yavaşlatacak ve büyüme üzerinde olumsuz, cari açık üzerinde olumlu etki yapacaktır. İş dünyasına baktığımızda, kurların yükselmesinden doğan yüke ilave olarak, işletmelerin TL kredilerdeki yükleri artmış olacaktır. Eğer piyasadan beklenen tepki gelir ve dalgalanmada düzelme görünürse, politika faizlerindeki artışın bir bölümünü geri alınıp, faizler düşürülebilir. Düzelme görmezse Türkiye 2014 yılını bu yüksek faizle geçirecek diyebiliriz. Piyasaya 23 milyar dolar sunarak, dövizdeki yükselişi durdurmak isteyen Merkez Bankası, dolarda kurun 2,40 lirayı görmesi üzerine faiz artışıyla bu yükseliş dalgasını durdurmayı düşündü." Temel fonlama faizinin yüzde 7,75'ten 10'a çıkarılmasının ekonomide, iş dünyasında beklenmeyen bir sürpriz olarak karşılandığını vurgulayan Öndeş, "Faizlerin artış göstermesi bizi, işletmelerde kredi maliyetlerinin artmasına neden olacağına ve ardından bunun fiyatlara yansıması endişesine götürüyor" dedi. - "Maliyetlerin artışı, iş dünyasını ve KOBİ'leri zorlayacaktır" Yaşanan döviz artışının maliyet artışı olduğunun altını çizen Öndeş, şöyle devam etti: "TCMB'nin bu artışı yapması gerekliydi. Bu faiz artışıyla iş dünyası, KOBİ'ler artan kredi maliyetleriyle uğraşmak zorunda kalacak. Bu da maalesef Türkiye'nin planlanan büyümesini olumsuz etkileyecek. Döviz-faiz artışı, iş dünyasında iç talepte düşme riskini getirecek, ihracatı olumsuz etkileyecektir. 2014 yılının başında faiz oranlarındaki artış beklentileri dile getirildi. Merkez Bankası'nın faizi yüzde 10 yapması demek, KOBİ'lerin kullandığı faiz oranının yüzde 10'dan fazla olması demektir. Bir taraftan yükselen faizler, diğer taraftan artan kur, KOBİ'leri de kapsayan tüm iş dünyasındaki dengeleri olumsuz etkiler." Gelinen noktada eğer B, C planıyla düzelme sağlanamazsa, kısa vadeli ihracat hedeflerinde ve ekonomik büyüme hedeflerinde revizyon ihtiyacı ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Öndeş, "Güçlü Türk Ekonomisi için öncelikle TL'nin güçlü olması gerekir. TCMB'nin bu zorunlu faiz artırımı da elbetteki TL'yi güçlendirmeye yönelik önemli bir adımdır. Faiz artışının kısa vadede bazı olumsuz etkileri olacaktır, olabilir, fakat uzun vadede daha büyük riskleri bertaraf etmeye yöneliktir" şeklinde konuştu. Döviz ve faiz yükünün ilk aşamada yatırımcıyı, üreticiyi etkileyeceğini kaydeden Öndeş, "Döviz fiyatı ve faizin arttığı dönemde yatırımcı ve üreticiler döviz ve faiz yükünü fiyatlara yansıtarak, bunu tüketicilere aktarırlar. Bu serbest piyasa ekonomisinin gereğidir. İş dünyası, yatırımcı, üretici, döviz ve faiz yükünü kendi iç bünyesinde eritmez, ürettiği mal ve hizmetin fiyatına yansıtır. Bu da enflasyon olarak karşımıza çıkar" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz