Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Kahramanmaraş Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Çiğli köyünde buğday tarlasını ortadan ikiye bölen yarık oluştu. Metrelerce uzunlukta devam eden fay kırığı vatandaşları ise tedirgin etti. Pazarcık-Narlı civarından başlayarak Çelikhan'a doğru, daha sonra da Kırıkhan civarından Türkoğlu'na doğru devam eden fay kırığı havadan görüntülendi. Kilometrelerce uzunlukta olan kırık depremin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.
Londra'da yaşayan ve 1 Şubat'ta köyüne tatile gelen Bedran Bedo Cullu, o anları anlattı. Cullu,"Normalde Londra'da yaşıyorum, depremden 5 gün önce Türkiye'ye memleketime geldim. Normalde 9 Şubat'ta dönmek üzere gelmiştim. Deprem günü cehennem gibiydi. Önce uykudan kalktığımız zaman büyük bir ses duyduk. Neyin ne olduğunu anlamadık." şeklinde konuştu.
Cullu, "Öyle bir sarsıntı yaşadık ki anlatamam. 3 şekilde oldu, önce sağa sola salladı, sonra öne arkaya, daha sonra olduğu yerde zıplatan bir depremdi. Çok değişik bir şeydi. Dışarıya kendimizi attığımız zaman hala devam ediyordu. Dışarıda zifiri karanlık vardı, göz gözü görmüyordu. Kendi ellerimizle sevdiklerimizi enkazdan çıkardık. Daha sonra günler boyu vefat haberi aldık. 20 Şubat'a kadar burada yaralarımızı sarmaya çalışacağım. Bu durumda köylülerimi, akrabalarımı, dostlarımı bırakma gibi bir düşüncem olmadı" dedi.
Öte yandan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ve sanatçıları, depremde büyük yıkıma uğrayan Çiğli köyü için yola çıktı. Gönüllüler, bölgeye gönderilen yardım malzemelerini tasnif edip, ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. 29 kişinin hayatını kaybettiği, 40 kişinin yaralandığı depremden etkilenen köylüler, gönüllüler gelinceye kadar günlerini susuz geçirdi. Köye gelen gönüllülerin kuyu bulmasıyla köye su akışı sağlandı.
Nevşehir'den gelen seramik sanatçısı Abdullah Erhan Özer, "Köyde insan gücüne ihtiyaç olduğunu duyduk. Birkaç arkadaşımız ile birlikte çıkıp geldik. İlk gün geldiğimizde gözlemledik. İnsanların tuvalet, temiz su, çadır ihtiyacı vardı. İmkanlar dahilinde çadırları kurduk, jeneratörü çalıştırdık. Çadırlara soba kurduk. Çadır banyo yaptık. Burası 350 hanelik bir köy ama yüzde 3'ü sağlam kalmış. Henüz farkında değiller, yeni binalar yapılmadığı sürece bu evde kimse oturamayacak. Artık köy yok. Günlük sorunları ile uğraştıkları için olayın farkında değiller. Zamanla farkına varıp daha çok sorunlar yaşayacaklarını düşünüyorum" dedi.
Özer, "Köyün suya ihtiyacı vardı, yakınlarda bir kuyu olduğunu öğrendik. Hemen Kahramanmaraş'tan bir pompa aldık, 1 tonluk tank, hidrofor sistemi kurduk. Aynı zamanda bu su ile birlikte aşağıya tuvalet ve banyo suyu verdik" şeklinde konuştu.
Başka bir gönüllü Elif Yılmaz ise acilen tetanos aşısına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Enkazdan çıkarılan insanların kollarında kesikler var, bu yüzden tetanos aşısına ihtiyacımız var. İnsüline ihtiyacı olan diyabet hastaları var. Diyabet hastaları şu an çok zor durumda. Yaşlı nüfusu çok fazla. Bu ilaçları çevre köylere de gönderiyoruz. Elimizde çok fazla çocuk ağrı kesici ilaçlar var. Çocuk sayımız az olduğu için ihtiyacı olan köylere gönderiyorlar. Ama bu ilaçlar bize ne kadar yeter bilmiyorum. İnsanlar depremden beri yeni yıkanacaklar, bu yüzden salgın hastalık riskleri de var" diye konuştu.