KADIN

Farklı Dinlerde Ebeveynler

Annenin dini mi, babanın dini mi?

Farklı Dinlerde Ebeveynler

Dünya üzerinde her geçen gün farklı dinlerden kadın ve erkeklerin yaptığı evliliklerin sayısı her geçen gün artış göstermektedir.

Bu durum Türkiye için de geçerlidir. Her ne kadar elimizde çok güvenilir istatistikler olmasa da, özellikle ülkemizin kendi içinde de çok çeşitli dinleri barındırıyor olması, yurt dışına gidiş gelişlerin eğitim, ticaret, turizm gibi nedenlerle artıyor olması, İslam dinini benimsemiş bir kişiyle başka bir dini benimsemiş bir kişinin evlenme olasılığını arttırmaktadır.

Kişilerin kendi dinlerine ve eşlerinin dinine bakış açıları ciddi farklılıklar göstermektedir. Bazı kişiler kendi ait oldukları dinin kurallarını çok sıkı bir şekilde uygulamazken, bazı kişiler için dinin kuralları hayatı nasıl algıladıklarını ve yaşadıklarını belirtmektedir.

Bazı kişiler başka dinleri bir zenginlik olarak görürken ve başka dinlerin kurallarına ve işleyişine ilgi duyarken, başı kişiler başka dinleri daha az önemli görebilmektedir. Dolayısıyla farklı dinlerden iki kişinin yaptığı evliliklerde ne tür sorunlarla ya da sentezlerle karşılaşılacağı, kişileri kendi dinlerini ve karşılarındaki dini nasıl algıladığı ile çok yakından bağlantılıdır.

İki ayrı dinden olup da evlenemeye karar veren kişiler, öncelikle bu konunun kendileri için ne kadar önemli olduğuna aralarında tartışmalı, dinlerini nasıl uygulayacaklarını, birbirlerinin sınırlarına ne kadar karışacaklarını, birbirlerinin dini uygulamalarına ne kadar katılacaklarını bir karara bağlamalıdırlar. İki ayrı dinden kişinin birlikteliğinde din ile ilgili konularda bir hoşgörü ortamının olması, kişilerin bu konu ile ilgili olarak belli bir esneklik içinde davranmaları son derece önemlidir.

Başka bir dini benimsemiş bir kişi ile hayatı birlikte yaşamak istemek önemli bir karardır; Müslüman bir kişinin, örneğin bir Hıristiyan geleneği olan Noel ağacına karşı olması, bir krizin başlangıcı olabilir.

Bu iki kişi dinlerini tamamen özgürce uygulamaya karar verebilecekleri gibi, biri tamamen diğerinin dinine göre yaşamayı da seçebilir. Böylesi durumlarda dahi, diğer kişinin başka bir dinden geldiği unutulmamalı ve geniş ailelerin de bu konuya belli bir hoşgörü içinde yaklaşmaları sağlanmalıdır..

Evlenmeye karar vermiş olan bu kişiler daha sonrasında çocuk sahibi olmayı istediklerinde karar verilmesi gereken konuların sayısı artacaktır. Çocukların din ile ilgili olarak, bir tartışma ortamının içine çekilmemelerine dikkat edilmelidir.

Çocuklar, her durumda, büyümekte, yetişmekte olduğu ülkede en geçerli olan dinden, diğer dinlerden daha fazla tanık olacak, o dini ve o dine özgü uygulamaları daha fazla yaşama olanağı bulacaklardır.

Ancak, bu durum çocuğun mutlaka o dine yönlendirilmesi ve diğerini yok sayılması anlamına gelmez. Anne ve babanın yapması gereken, çocuklarının her iki dini de tanımalarını, ritüellerini izlemelerini sağlamaktır.

Çocuğun genellikle, doğuştan babanın dinine yazılması, o çocuğun mutlaka o dini benimsemesi gerektiği anlamına gelmez.

Çocuğa, dinlerin çeşitliliği anlatılmalı, hepsinin amacının aynı olduğu, ancak uygulama şekillerinin farklı olduğu vurgulanmalıdır. Çocuk, yaşadığı ortamın bir karmaşıklık olduğunu değil, bir zenginlik olduğunu düşünmelidir. Bu ortamda büyüyen bir çocuk reşit olduğunda kendinin gerçekten ne istediğine çok daha sağlıklı bir şekilde karar verebilir.


Öte yandan, bu konuda kafaları karışmış, çocuğa hangi değerleri ne ölçüde vermeleri gerektiği konusunda anlaşamamış anne- babalar ya kendi içlerinde, geniş aileleri de katarak çok ciddi çatışmalara girebilirler ya da din diye bir konu yokmuş gibi davranabilirler. İki uç da çocuğun sağlıklı bir kimlik oluşturması için uygun değildir.

Çocuk, kendini bir anne- baba çekişmesinin içinde bulduğunda, artık aklında dinin içeriğinden ve kendisine yakınlığından çok, anne- babayı kırmamak, ortamda huzursuzluk yaratmamak ve hep bu konudan kaçınmaya çalışmak olacaktır.

Din de, kişinin yaşadığı sosyokültürel ortamın çok önemli bir parçası olduğu ve bir çok kişinin kendisini tanımlamasında önemli bir yer kapladığı için ele alınması gereken bir konudur; herkesin din ile ilgili ne düşündüğünü, ne hissettiğini tanımlaması kendi ruhsal bütünlükleri için yararlıdır.

Sonuç olarak çocuğun dikkatini, din ile ilgili olarak neler düşündüğüne vermesi gerekir; anne ve babasının çatışmaları gündemde öncelikli olmamalıdır.

Çocuğun anne babasının farklı dinlerden olduğunu çok ileri yaşlarda fark etmesi de başka bir sorundur. Bu durumda da çocuk çok önemli bir sırrın kendinden saklandığını ve çözülmesi çok zor bir bilmece ile karşı karşıya olduğunu düşünebilir. Dinler hakkında ve dini konular ilgili olarak bir fikir geliştirmekte zorlanacağı gibi bu konunun nasıl içinden çıkacağını da bilemez.

Akıldan çıkarılmaması gereken, dinlerin bir zenginlik olduğu ve anne- babası değişik dinleri benimsemiş çocukların bu dinler hakkında bilgi edinmeye hakları olduğudur.

Şeniz Pamuk Klinik Psikolog, B.E.Y.A.Z Bireysel Gelişim ve Danışmanlık Merkezi

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler