Efsanevi yaratıklar dünya çapında anlatılması en zevkli hikayeler arasında yerini aldı. Dilden dile anlatılan hikayeler özellikle gençlerin arasında oldukça popüler. Elektriklerin kesilmesiyle beraber korku hikayeleri saklandıkları yerden kendilerini göstermeye başlar. Ne kadar korkunç olursa olsun hikayelerin anlatılmasına devam edilir. İşte kültürlerin efsanevi yaratıkları...
Brownie sevilen Harry Potter karakteri Dobby’in ilham kaynağını oluşturuyor. İngiliz-İskoç halk geleneğinden gelen alacalı, kahverengi tenli ve son derece kısa boylu olan bir yaratıktır. Korkuç tarafından ziyade aslında oldukça iyiliksever bir yaratıktır. Ev sahipleri uyurken onların ev işlerine yardımcı olur. Köle mantığında olan Brownie, vaftiz edilmesi ya da kıyafet verilmesi durumunda hizmetlerini bırakır. Kolayca kırılırlar ve hakareti asla kabul etmezler. Bazı durumlarda ise rahatsız edilirlerse farklı bir yaratığa dönüşebilirler.
Slav halk inancında ya da Rodnovery’de yer alan Domovoy, çalışanların evinde kalacak bir ev ruhudur. Rodnovery aslında Slav kültürü ve mirasını korumak için ortaya çıkartılan nispeten genç bir dindir. Domovoy, fırın arkası veya şömine gibi evin etrafındaki çeşitli yerlerde yaşayan ve ev işlerine yardımcı olan ve hayvanlarla ilgilenen erkeksi yaratıklar olarak tasvir ediliyor.
Geceleri ses çıkartması durumunda ise ev sahiplerinin onlara küçük yiyecekler sunulması gerekir. Domovoy, çalışkan ve erdemli insanları evin etrafında bir miktar parayla ödüllendirilir. Domovay’in gereksinimlerinin karşılanmaması durumunda ise ev sahiplerini terk eder.
Kabus görme ya da karabasan basmasını önleme geleneğini binlerce yıl öncesine dayanıyor. Hatta yatakların başına konulan rüya yakalayıcılarına büyük bir çocukla denk gelmişsinizdir. Japon kültüründe ise kabus önleyici karaktere Bakü ismi verilmiştir. Bakü bir filin başı, gergedan gözleri, kaplan bacakları, bir öküzün kuyruğu ve bir ayı gövdesiyle bir kimeradır.
Bakü kabusların görüldüğü zamanlarda çağrılır. Japon çocuklar Bakü’yü üç kez ‘Bakü-san gel hayalim ye’ diyerek çağırabilirler. Ancak Bakü’nün çağrılması bazen kötü sonuçlar da doğurabilir. Kabusun Bakü’nün açlığını tatmin etmemesi durumunda yaratık hayalleri ve umutları emmeye başlar. Bu haliyle aslında biraz da Harry Potter filmindeki ruh emicilere benzediğini söyleyebiliriz.
Kara kediler birçok kültürde yeri alan özel hayvanlardır. Avrupa’nın bazı bölgelerinde kara kedi hayırlı sayılırken, kimi yerlerde kötü bir habere işarettir. Hatta bazı durumlarda ölümün habercisi olduğunu bile söyleyebiliriz.
Fransız halk kültüründe Matagot olarak bilinen yaratık ise çoğunluk kara kedi şeklindedir. Ancak bazen bir kedi, köpek, tilki, sıçan veya inek olabilmektedir. Matagot’u tuzağa düşürerek evine getirmeyi başaranlar bolluk ve bereketi de beraberinde getirirler. Çünkü Matagot’a verilen her öğün karşılığında o da altın para sunar.
Banshee İrlanda kültürünün bir parçası olarak tüm dünyaya yayılmıştır. Eski bir gelenekten soğan bu yaratık aslında ölümün habercisidir. Kan donduran çığlık ve feryatları ile bilinen Banshee’in doğduğu gelenek olan Keening tamamen yasla ilişkilidir.
Banshee’nin doğum sırasında ölen annelerin hayaletleri olduğuna inanılır. Yaşlı, dağınık saçlı bir cadı ya da kızıl saçlı genç, bakire kadın olarak görülebilir. Efsaneye göre, Banshee’nin çığlığı, bir aile üyesinin ölümünün habercisi anlamına gelmektedir. Ailelerin sevdiklerinden biri ölmeden hemen önce, yüce bir çığlık ve feryat duyacakları söylenir.
Norveç kültüründe Nisse, Noel elfleri olarak bilinmektedir. Bahçe cücelerine benzeyen Nisse Norveç kültürünün bir vagzeçilmez bir parçasıdır. Tıpkı diğer efsanevi yaratıklar gibi o da ev işlerine yardımcı olur ve hayvanlarla ilgilenir. Hizmetlerinin karşılığında ise tek istediği şey güven ve saygıdır. Noel arifesinde ise tereyağlı bir kase yulaf lapası ister. İskandinavya’da Hristiyanlığın yayılmasıyla beraber Nisse inancı da azalmaya başladı.
Dost canlısı olan bu yaratık hayalet çocuk olarak tanımlanmaktadır. Biraz korkunç gelse de Japon kültüründe geleneksel kıyafetleriyle Zashiki Warashi, oyun oynamayı ve şarkı söylemeyi sever. Onun uğradığı evlere bolluk ve bereketin geldiği söylenir. Ona ara sıra ev sahiplerinin bazı hediye ve ikramlar sunması gerekmektedir. Efsaneye göre bu ruhun evi terk etmesi durumunda refah seviyesi de düşer.
Boggart, İngiliz kültüründe yer alan efsanevi bir yaratıktır. Bogeyman olarak da bilinen Boggart, evin etrafında garip olayların yaşanmasına neden olur. Yiyecek, içecek çalınması, eşyaların yerinin değiştirilmesi hatta çocukların kaçırılması bile Boggart’a bağlanmaktadır. Kalın siyah tüylü, çirkin bir görünüme sahip olan bu yuvarlak yaratık aslında çocukları korkutmak için kullanılıyordu. Bazı kültürlerde yer alan “öcü” kelimesinin karşılığı olarak düşünebilirsiniz.
Arap-Türk-Fars kültürünün en korkunç yaratıkları arasında yer alan Gulyabani, mezarlıklarda gezinerek insan etiyle beslendiği düşünülen ölümsüz bir yaratıktır. Özellikle kültürümüzde korku filmlerinde Gulyabani öğesine çok fazla rastlanmaktadır.
İskandinav mitolojisinde yer alan Kraken aslında devasa büyülükte bir ahtapottur. Denizcilerin korkulu rüyası haline gelen bu ahtapot Yunan mitolojisinde de karşımıza çıkmaktadır.
Karayipler’de yaşayan ve vampire benzeyen Soucouyant seksi cazibesi ve güzelliğiyle erkekleri kendisine aşık eden acımasız bir yaratıktır.
Mezapotamya efsanelerinde yer alan Lamassu; insan başlı, boğa vücutlu, kartal kanatlı bir yaratıktır. Bu figür iktidar ve gücü simgeler.
İskandinav efsanelerinde büyük bir yer tutan Draugr, insanların rüyalarına giren korkunç bir yaratıktır. Efsaneye göre rüyasına girdiği insanın derisini diri dirip yüzüp yiyebilmektedir.
Van Gölü Canavarı, Van ve Bitlis illeri arasında yer alan Van Gölü”nde yaşadığı ileri sürülen efsanevi bir yaratık. Aslında Van Gölü Canavarı ile ilgili ilk söylentiler 1889 yılında ortaya çıktı. Ancak 1993 yılına dek kaynaklarda adından hiç söz edilmedi. Nitekim doğruluğu ispatlanamasa ve efsane olarak kalsa da Van Gölü Canavarı’nı bugüne dek gördüğünü iddia eden çok sayıda kişi var.