İlk uğurlu objemiz, İrlanda'nın tüm dünyaya armağanı olan Dört Yapraklı Yonca!
Dört yapraklı yoncanın şans getirdiği inancı Antik Kelt'lere kadar dayanıyor. Keltler dört yapraklı yoncaların orman cinlerini görebilmelerini sağladığına inanırlar, bu ender doğa olayının onları yaramazlıktan uzak tuttuğunu düşünürlerdi. Keltlere göre dört yaprağın her biri inanç, umut, aşk ve şansı temsil ederdi.
Bu arada ender doğa olayı derken abartmıyoruz; dünyada her 10.000 yoncadan sadece birinde dört yaprak bulunuyor! - - - - - -
Halâ Britanya'dayız ama Britanya'nın genel olarak Katolik mezhebine inandığı 10. yüzyıla kadar uzanıyoruz!
Bu ilginç şans inancının altında 909-988 yılları arasında yaşamış bir İngiliz yatmakta... Aziz Dunstan bir biçimde Glastonbury Manastırı başrahipliğinden, Londra piskoposluğuna kadar uzanan 79 yıllık uzun yolculuğu ile değil, konu olduğu efsane ile tarihe ismini kazımış. Hikaye şöyle:
Aziz Dunstan bir gün Şeytan ile karşılaşır. Şeytan ondan atının nallarını değiştirmesini ister. Aziz Dunstan Şeytan'ı oyuna getirir ve nalları atın yerine onun ayaklarına çakar. Şeytan bu acıya dayanamaz, kaçar ve o günden sonra kapısında at nalı asılı olan hiçbir eve girmemeye başlar...
Zarların neden şanslı olduğu, neden Uğurlu Zar diye bir kavram olduğuna dair bir tarihsel hikayemiz yok... Kaldı ki zaten şans oyunlarının büyük çoğunluğu bu küp çiftini barındırıyor, bu yüzden öyle bir hikayeye pek ihtiyacımız da yok sanki :)- - - - - -
Ülkemizde annemiz ona terlik pabuç örüyor... O terlik pabuçla da yetinmiyor tabii Uğur Böceği; neredeyse her kültürde şansı temsil etmeye devam ediyor! Örneğin Almanca'da uğur böceğine şanslı böcek (glueckskaefer) deniyor :)
Uğur böceğine dair çeşitli inanışlar var, ülkemizde en yaygın olanı elbette uğur böceğinin üzerimize konması ve gitmemesi durumunda şans getiriyor oluşu. Avrupa'da yaygın olan ve hoşumuza giden bir diğer sevimli inanış da şöyle: _''Eğer bir kadın ve bir erkek aynı uğur böceğini aynı anda görürlerse birbirlerine aşık olurlar!''
_
Gözlerimizde kalp işaretleri çıktı mı? :)- - - - - -
Batı ülkelerindeki yaygınlığıyla biliyoruz tavşan ayağını... Ama aslında Afrika'nın Hoodoo büyücülerine kadar uzanan bir şans inancıyla karşı karşıyayız! Eski Hoodoo büyülerinden birinde söylendiğine göre; gece vakti mezarlıkta yakalanan bir tavşanın arka ayağı insanları şeytani büyülerden koruyabilir!
Tabii peluştan yapılanları da var, onlar da şık duruyor... - - - - - -
Biri sizi mi andı? Yoksa hakkınızda dedikodu mu yapıyorlar!?
Eğer sol kulağınız kaşınıyorsa veya çınlıyorsa dedikodu değildir o; hakkınızda güzel sözler söylüyorlardır :) Hattâ bazı kültürlerde sol kulak hareketlenmelerinin iyi dostluklar ve aşkın habercisi olduğuna da inanılır. - - - - - -
_Hazır sözü açılmışken; Se7en harika bir film değil miydi!? Ve İncil'deki 7 günahtan bahsediyordu üstelik, Brad Pitt neler çekmişti... E bu rakam hiç de şanslı değil sanki?
_
Gel gelelim Antik Yunanlar 7 rakamına şans yüklerken henüz Hristiyanlık ortaya çıkmamıştı. Onlara göre 7 iki mükemmel şeklin (üçgen ve dörtgen) toplamıydı. Haftada 7 gün vardı, gökkuşağında 7 renk vardı, çıplak gözle 7 gezegen görülebiliyordu... Eh, tüm bunlar Antik Yunanların 7 rakamına şanslı demesine yetti de arttı!- - - - - -
Şimdi de Asya'ya uzanıyor, Çin'deki şans faktörüne göz atıyoruz! Çin kültüründe şanslı rakam 8. Çünkü Çince'de Sekiz ve Refah kelimelerinin söylenişleri birbirine çok benziyor :) - - - - - -
Kuşların üzerinize dışkılaması konusundaki şansa biz inanmıyoruz...
Eğer siz inanıyorsanız yalnız olmadığınızı, dünyanın pek çok yerinde üzerine kuş s**masının şans getirdiğine inanıldığını, insanların da aynı sizin gibi koşup piyango bileti aldığını bilin istedik. - - - - - -
Listemizi kapatmadan evvel bir film önerisinde daha bulunalım istedik: 1998 yapımı Pixar animasyonu; Bir Böceğin Yaşamı (A Bug's Life) :) İzlemediyseniz izleyin, Çekirge Hopper'a bir gıcık olun geçin!
Konumuza dönecek olursak; evet, çekirgeler de şanslı addediliyor. Üstelik eski çağlardan beri, birbirine çok uzak iki farklı kültürde birden. Hem Uzakdoğu'da, hem de Amerikan yerlilerinde çekirgelerin kötü olaylardan gelişmeden hemen önce sustuğuna, bu sayede insanların tehlikelere karşı önlem alabildiklerine inanılır. Her iki kültürde de çekirge öldürmek büyük bir ayıptır, üstelik Amerikan yerlileri bu inancı bir adım öteye taşımıştır: Kızılderililere göre çekirgenin sesini taklit etmek bile kötü şans getirir!
---
Kaynaklar: Thebalance.com, Exemplore.com & Littlethings.com