HABER

Farz-ı kifâye nedir? İslam hukukunda hangi ibadetleri kapsar?

Farz-ı Kifâye, İslam’ın temel kavramlarından biri olarak kişilerden ziyade toplumun genel sorumluluklarını ifade eden bir kavramdır. İslam hukukunda önemli bir yere sahip olup, belirli görevlerin yerine getirilmesinde toplumsal dayanışmayı ve iş birliğini esas alır. Peki, Farz-ı kifâye nedir? İslam hukukunda hangi ibadetleri kapsar?

Farz-ı kifâye nedir? İslam hukukunda hangi ibadetleri kapsar?

Farz, İslam dinine inanan, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına ulaşmış her insanın yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetlerdir. Farz olan ibadetler hem Kur’an ayetleri hem de sahih hadisler ile kesin bir şekilde anlatılmıştır. Bu ibadetlerin herhangi bir geçerli neden olmaksızın yapılmaması büyük günah olarak kabul edilir. İslam hukukuna göre farzlardan birini inkar etmek ise küfre düşmek anlamına gelir.

Farz-ı Kifâye kelimesinin içerisinde geçen kifaye Arapça kökenli olup “yeterli olma” ve “kafi gelme” anlamına gelir. Bir tamlama olarak kullanıldığında ise “kifaye” şeklinde ifade edilir. Bu terim İslam hukukunda belirli bir ibadet veya görevin bir grup Müslüman tarafından yerine getirilmesiyle diğer bireylerin sorumluluktan kurtulduğunu ifade eder.

Farz-ı Kifâye nedir?

Farz-ı Kifaye, İslam inancındaki toplumsal sorumluluğu ifade eden bir kavram olarak açıklanır. Buna göre, bir görev veya ibadet toplumdan bir grup insan tarafından yerine getirilirse diğer kişilerin üzerinden bu sorumluluk kalkar. Ancak, kimse bu görevi yerine getirmezse tüm toplum sorumlu tutulur ve günahkar sayılır. Dolayısıyla bu kavram bireysel sorumluluğun ötesinde toplumsal bir dayanışma ve iş birliğini vurgular.

Farz-ı Kifaye’nin yerine getirilmesi için belirli bir zaman aralığı olabilir ve bu süre içerisinde görev icra edildiğinde diğer bireyler sorumluluktan muaf tutulur.

İslam hukukunda hangi ibadetleri kapsar?

İslam dininde Cuma namazı haricindeki cemaatle birlikte kılınan namazlar farz-ı kifâye olarak kabul edilir. Farz-ı kifâye bir topluluğun yerine getirmesi gereken fakat bir kişi veya birkaç kişi tarafından yapıldığında diğerlerinin üzerindeki yükümlülüğü kaldıran bir tür ibadettir. Buna göre bu tür ibadetler toplumsal bir sorumluluktur ve bir grup Müslüman tarafından yerine getirildiğinde diğer Müslümanların sorumluluğu düşer. Bu kapsamda düşünüldüğünde cemaatle kılınan bazı namazlar bu tür bir sorumluluk taşır. Bunlardan en bilinenleri cenaze namazı ve bayram namazıdır.

  • Cenaze namazı: Bir Müslümanın cenazesi defnedilmeden önce cemaatle kılınması gereken farz-ı kifâye sayılan bir ibadettir. Bu namazın amacı; ölen kişinin mezara konulmadan önce cenaze sahiplerine destek olmak ve dua etmektir. Dolayısıyla bir cemaat cenaze namazını kılarsa diğer Müslümanlar bu sorumluluktan muaf olur.
  • Bayram namazları: Bayram namazları da farz-ı kifâye bir ibadettir. Müslümanların Ramazan ve Kurban bayramlarında cemaatle kılmaları gereken bu namazlar topluluk olarak yerine getirilmesi gereken ibadetlerdendir.

Farz-ı kifaye olan diğer ibadetler ve sorumluluklar şunlardır:

  • Kur'an-ı Kerim’i hıfz etmek ve ezberlemek: Bir kişi Kur'an’ı ezberlediğinde diğer Müslümanlar da ondan faydalanabilir. Bu durum toplumda Kur'an’ın öğretilmesi ve yayılması açısından büyük bir öneme sahiptir.
  • Hapşuran kişiye “Yerhamükellah” demek: Bir kişi hapşurduğunda ona “Yerhamükellah” denmesi toplumsal bir sorumluluk olarak görülür.
  • Hadis kitapları okumak ve Hadis ilmini öğrenmek: Hadisler, Hz. Muhammed’in sözleri ve davranışlarıdır. Dolayısıyla İslam hukukunun oluşumunda önemli bir yer tutar.
  • Ölüyü İslam’a uygun şekilde yıkama ve kefenleme: Bir kişinin vefatından sonra cenaze işlemleri İslam’a uygun bir şekilde yapılmalıdır.
  • Kelam ve fıkıh gibi ilimleri öğrenmek
  • İslam’a dair araştırmalar yapmak ve kitaplar okumak: İslam’a dair kitaplar okumak ve araştırmalar yapmak sadece bireysel bir ibadet değil toplumsal sorumluluk da taşır.
  • Selamlaşmak, selam alıp vermek: İslam inancı selamlaşmayı tavsiye eder ve bu etkileşim toplumsal bir sorumluluk olarak kabul edilir.
  • İslam dinini ve Hz. Muhammed’i insanlara anlatmak: İslam dini barışı, adaleti ve merhameti öğreten bir din olarak kabul edilir. Bu öğretilerin diğer insanlara anlatılması ise toplumsal fayda sağlar ve toplumun dini bilincini artırır.
YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler