HABER

Fas ve Suudi Arabistan ilişkileri belirsiz bir alana girdi

Fas'ın Körfez krizinde nötr tavır takınması, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Arjantin'e gitmek için 22 Kasım'da ilk yurt dışı turu kapsamında Fas'ı ziyaret etmemesi ve akabinde patlak veren Batı Sahra sorunu ilişkilerde bardağı taşıran son damla oldu - Fas'ın 2026 Dünya Kupasına ev sahipliği için aday olduğu oylamada Suudi Arabistan tercihini Fas'tan yana yapmamış, ABD, Kana ve Meksika arasındaki ortak projeyi desteklemişti - Fas 5. Muhammed Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü Halid Yaymut, Rabat ile Riyad arasında gerçek bir kriz yaşandığını özellikle Yemen, Suriye ve Libya konularında farklı görüşlere sahip olduklarını vurguladı - Faslı araştırmacı Halid eş-Şiyat, Suudi Arabistan'ın şu ana dek Rabat'ın Körfez krizindeki pozisyonunu henüz kabullenmediğini söyledi

KHALID MEJDOUB - Fas'ın Riyad büyükelçisini geri çağırması ve Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'de oluşturulan koalisyon güçlerinden çekilmesiyle Riyad ve Rabat yönetimleri arasında tırmanan gerilimin ardındaki sis perdesi henüz aralanmadı.

İki ülkenin bu konuyla ilgili resmi açıklama yapmamış olması nedeniyle ilişkilerde yaşanan flu durum, ilişkileri ilerleyen dönemde her türlü ihtimale açık hale getiriyor.

Faslı uzmanlar, Rabat'ın koalisyon güçlerinden çekilmesinin özellikle de son dönemde ikili ilişkilerde yaşanan tökezlemeler ışığında beklenen bir adım olduğunu belirtti.

- Batı Sahra sorunu bardağı taşıran damla oldu

Fas'ın Körfez krizinde nötr bir tavır takınması, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Arjantin'e gitmek için 22 Kasım'da ilk yurt dışı turu kapsamında Fas'ı ziyaret etmemesi ve akabinde patlak veren Batı Sahra sorunu ilişkilerde bardağı taşıran son damla oldu.

Fas'ın Riyad Büyükelçisi Mustafa el-Mansuri ise 8 Şubat'ta Fas'ın "Le360" haber sitesine yaptığı açıklamada, "İki ülke arasındaki ilişkilerin istişaresi için Rabat yönetimi tarafından geri çağrıldım." ifadesini kullanmış ve bunun geçici bir durum olduğunu belirtmişti.

Mansuri, Fas Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Nasır Burita'nın, Katar merkezli "Al-Jazeera" televizyonunda, Fas'ın Yemen'deki varlığının değiştiğini söylemesinin ardından Suudi Arabistan'ın "Al-Arabiya" kanalında Fas'ın toprak bütünlüğü (Batı Sahra) aleyhinde belgesel yayımlamasına işaret ederek geri çağrılma sebebinin iki ülke ilişkilerinde yaşanan bu son gelişmeyle ilgili olduğunu kaydetmişti.

Söz konusu durumun ikili ilişkilerde yaşanabilecek sıradan bir durum olduğunu belirten Mansuri, ilişkilerin kısa sürede eski haline döneceği öngörüsünde bulunmuştu.

Mansuri'nin çağrılmasından bir gün sonra yerel basında Fas'ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Büyükelçisi Muhammed Ayet Vali'yi geri çağırdığı iddia edilmişti.

Büyükelçi Mansuri geri çağrıldığını doğrulamasına rağmen Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita bu konudaki haberlerin asılsız olduğunu söylemişti.

Fas Batı Sahra sorununu, diğer ülkelerle ilişkilerini değerlendirdiği bir ölçüt olarak görüyor. Rabat yönetimi daha önce bu konuda tavır alan ülkelere karşı sert pozisyon almıştı.

Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından, Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Fas yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor.

Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken Polisario Cephesi, Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor.

- Endişe verici göstergeler

İki ülke arasındaki ilişkilerde, özellikle Fas'ın Körfez krizindeki nötr tavrı nedeniyle son dönemde medcezir durumu hakim. Yaklaşık son 60 yıllık süre içinde Suudi Arabistan ve Fas Krallıkları askeri, ekonomik ve güvenlik alanlarında ortak anlaşmalar yaparak aralarındaki seçkin ilişkiyi sürdürdü.

Ancak son dönemde bazı sorunlar iki ülke arasında soğukluğa neden oldu. Bunlar arasında Katar'a uygulanan abluka sonrasında Rabat'ın son Körfez krizinde aldığı pozisyon bu konuların başında geliyor. Fas bu gelişmeler karşısında tarafsız kalmayı tercih etmesinin yanında anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında arabulucu olma teklifinde bulundu.

Bunun yanı sıra, Fas Katar'a gıda dolusu bir uçak yollamış ve Kral 6. Muhammed Katar'ı ziyaret ederek Temim bin Hamed Al Sani ile de bir araya gelmişti.

Son olarak Fas'ın Kaşıkçı cinayetinin akabinde birçok Arap ülkesinin aksine Suudi Arabistan'ı destekleyen bir açıklamanın yapılmaması dikkati çekti. Bu konuda yapılan tek resmi açıklamada, konunun yargının elinde olduğuna dair ifade yer alıyordu.

İki ülke arasında soğukluğun bir başka işareti ise Kral Selman bin Abdulaziz'in yıllık tatilini alışık olduğu Fas'ın Tanca vilayetine yapmamasıydı.

Tüm bunların yanında Fas'ın 2026 Dünya Kupasına ev sahipliği için aday olduğu oylamada Suudi Arabistan tercihini Fas'tan yana yapmamış, ABD, Kanada ve Meksika arasındaki ortak projeyi desteklemişti.

- Beklenen pozisyon

Fas 5. Muhammed Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü Halid Yaymut, Fas'ın aldığı bu pozisyonun beklendiğini Dışişleri Bakanı'nın konuyu Al-Jazeera televizyonuna verdiği röportajında diplomatik olarak açığa çıkardığını söyledi. Yaymut, ülkesinin Yemen savaşına ilişkin muhalif bir tavır aldığının altını çizdi.

Yaymut Fas'ın almış olduğu bu tavrın özellikle ABD'nin Suudi Arabistan'ın Yemen'deki savaşı sürdürmesinin kendi çıkarına olmayacağını görmeye başladığı bir zamanda olduğuna dikkati çekti.

Rabat ile Riyad'ın aralarında gerçek bir kriz yaşandığını dile getiren Yaymut, özellikle Yemen, Suriye ya da Libya konularında farklı görüşlere sahip olduklarını vurguladı.

Yaymut, Fas'ın 2014-2018 arasında Suudi Arabistan, Katar ve BAE ile duyurulmuş ya da gizlenen birçok anlaşma yapmış olduğunu ancak şimdi söz konusu ülkeler arasında sadece Katar ile bu anlaşmaları sürdürdüğünü hatırlattı.

Fas'ın medyada pek dile getirilmeyen büyük bir projesinin olduğuna dikkati çeken Yaymut, ülkesinin gaz rezervine sahip bir ülkeye dönüşmesi yönünde kararlı olduğunu ancak bu konuda lojistik destek vereceğini açıklayan tek ülkenin Katar olduğunu dile getirdi.

Söz konusu gelişmelerin beklendiğini dile getiren bir başka Faslı araştırmacı Halid eş-Şiyat, Suudi Arabistan'ın başını çektiği koalisyonun içerisinde Fas'ın kalmasının bir anlamının olmadığını söyledi.

Şiyat, Fas'ın kendisini fiili olarak herhangi ufku olmayan bir koalisyonun içinde bulduğunu, iki ülke arasında geçmişte bazı sorunların yaşandığını ancak ilişkilerin son dönemdeki seviyeye hiç ulaşmadığını söyledi.

- İlişkilerin geleceği

Bu krize ilişkin Suudi Arabistan şu ana dek henüz resmi karşılık vermedi. Al-Arabiya televizyon kanalı Fas Dışişleri Bakanı Burita'nın Büyükelçi'nin çağrıldığına ilişkin yalanlamayı hemen geçmeye çalışırken, Kraliyet yanlısı Riyad gazetesi "Tarihi meşruiyet ile hukuki yasallık arasında Batı Sahra" başlığında özel bir habere sayfalarında yer verdi.

Araştırmacılar iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm ihtimallere açık durumda olduğunu dile getiriyor. Şiyat, Suudi Arabistan'ın özellikle araştırmacı, yetkili kişiler ya da medya üzerinden gayri resmi yollardan ülke çıkarlarını elde etmeyi sürdüreceği öngörüsünde bulundu.

Şiyat, Suudi Arabistan'ın şu ana dek Rabat'ın Körfez krizindeki pozisyonunu henüz kabullenmediğini söyledi.

"Her halükarda iki ülke arasındaki ilişkilerin eskisi gibi olmayacağını" düşünen Şiyat, özellikle Batı Sahra konusunda ortaya konulan tavrın Fas tarafından kesinlikle kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Resmi herhangi bir açıklama olmaksızın iki ülke arasındaki krizin oldukça açık seçik olduğunu söyleyen Şiyat, Fas basınında geçen hafta Rabat'ın Suudi Arabistan'ın başını geçtiği koalisyondan ayrıldığı haberlerinin yer aldığını söyledi.

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Al-Jazeera televizyon kanalına yaptığı açıklamada, "Fas, Yemen'de özellikle insani yönden gelişmeleri değerlendirmesinin ardından Suudi Arabistan'ın Yemen koalisyonuna katılımını değiştirmiştir." ifadelerini kullandı.

Bu açıklamanın ardından Fas yerel basınında ülkenin Yemen'deki koalisyondan ayrıldığına ilişkin analizler yer aldı.

Yerel basında çıkan yorumların akabinde Burita, Fas'ın Körfez ülkelerinin düzenlediği son askeri tatbikatlara katılmadığını ve koalisyona dahil olan ülkelerin bakanlar düzeyindeki toplantılarında bulunmadığının altını çizmişti.

En Çok Aranan Haberler