HABER

Faslı uzman Sıddıki, yeni İspanya hükümetinin, "Fas politikasının değişmeyeceğini" öngörüyor

"Yeni koalisyon hükümeti uzlaşmacı bir dış politika benimseyecektir" - "Güvenlik tehditleri ve düzensiz göç, İspanya'nın en önemli endişelerinden. Yeni hükümet özellikle sınır kontrolü ve güvenlik konularında Fas'la ilişkileri güçlendirme yolunu tercih edecek"

MUHAMMED BENDERİS - Faslı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Said es-Sıddıki, İspanya'da yeni kurulan koalisyon hükümetinin, Fas'a yönelik mevcut dış politikasının değişmeyeceği aynı zamanda ekonomi ve güvenlik alanında iş birliğini de güçlendireceği öngörüsünde bulundu.

İspanya'da 10 Kasım 2019'da gerçekleştirilen erken genel seçimlerin ardından 7 Ocak'ta meclisten güvenoyu alan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ile aşırı sol görüşlü Unidas Podemos ittifakı arasında kurulan koalisyon hükümeti iş başı yaptı.

İspanya'da kurulan yeni koalisyon hükümetinin, Fas ile kuracağı siyasi ilişkiler ise tartışma konusu oldu.

Fes kentindeki Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi Sıddıki, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, İspanya'nın yeni koalisyon hükümetinin uzlaşmacı bir dış politika benimseyeceğini savundu.

"İspanya'nın Fas'a yönelik politikası değişmeyecek." diyen Sıddıki, Madrid'in izlemesi gereken politikanın, Rabat'la ilişkilerini özellikle ekonomi ve güvenlik açısından geliştirme yönündeki statükosunu korumak ve güçlendirmek olduğuna dikkati çekti.

- İspanya, Fas'ın ilk ticari ortaklarından

Sıddıki, İspanya'nın Fas'ın ekonomik anlamdaki ilk ortaklarından olduğunu hatırlatarak, bu ülkenin Fas'ın çıkarlarına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmasının kendisine de zararı olacağını kaydetti.

Faslı uzman, "Güvenlik tehditleri ve düzensiz göç, İspanya'nın en önemli endişelerinden. Yeni hükümet özellikle sınır kontrolü ve güvenlik konularında Fas'la ilişkileri güçlendirme yolunu tercih edecek." değerlendirmesinde bulundu.

Resmi verilere göre, Fas'ta 800'den fazla İspanyol şirketi faaliyet gösteriyor.

- İki ülke arasındaki anlaşmazlıklar

Sıddıki, iki ülke arasında Perejil Adası kriziyle, Sebte (Ceuta) ve Mellila kentleri gibi sorunlar olsa da bu sorunların ilişkilerin bozulmasına neden olmadığını, ilişkilerin istikrarlı bir şekilde ilerlediğini söyledi.

Fas'ın 2002'de İspanya'ya ait "Perejil" (Maydanoz) adasına 12 asker indirmesinin Fas-İspanya arasındaki en büyük kriz olduğunu hatırlatan Sıddıki, bu krizin ülkeler arasındaki genel gidişata etki etmediğini savundu.

Fas kıyılarından 250 metre, İspanya kıyılarından ise 8 kilometre uzaklıkta bulunan Perejil iki ülke arasında 2002 yılında egemenlik sorunu yaratmıştı.

Ceuta ve Mellila şehirleri sorunlarına da değinen Sıddıki, "İki ülke arasındaki en zor ve karmaşık meselelerden biri de Ceuta ve Mellila dosyalarıdır. Her iki taraf da karşılıklı iş birliğini ve aralarındaki mevcut çıkarları korumak için sorunu gündeme getirmekten kaçınıyor." dedi.

Söz konusu şehirler, Fas'ın kuzeyinde Afrika kıtasında yer almasına rağmen İspanya'ya bağlı durumda. Nüfusu yaklaşık 70 bin olan Melilla, 1497'den bu yana İspanyol kontrolü altında bulunuyor.

Fas, İspanya'nın iki şehir üzerindeki meşruiyetini kabul etmiyor ve bu şehirleri Fas topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor.

- Fas'ın karasularını genişletmesi

Sıddıki, Fas yönetiminin, Batı Sahra'nın kendi egemenliğinde olduğunu hukuki olarak belgelemek amacıyla, Aralık 2019'da attığı yeni adımın ülkeler arası ilişkilerdeki bir diğer gelişme olduğuna dikkati çekti.

Bu adım da Fas Parlamentosu'nun alt kanadı olan Temsilciler Meclisinde ülkenin karasuları sınırını genişleten 2 yasa tasarısının oy birliğiyle kabul edilmesi şeklinde atıldı.

Bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunan Rabat'ın söz konusu kararı, İspanya tarafından kabul edilmedi ve tepkilere neden oldu.

Fas'ın karasularını genişletmesi kararına ilişkin ise Sıddıki, şunları ifade etti:

"Söz konusu karar sadece İspanya'ya karşı alındığı anlamına gelmez. Ülkenin Sahra bölgesinde egemenliğini sağlaması ve diğer ülkelerle balıkçılık anlaşmaları yaparken ortaya çıkabilecek bazı yasal sorunları çözmek için bu karar alındı. Rabat'ın kararının yakın gelecekte iki ülke arasında siyasi bir krize yol açabileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu bölgedeki deniz sınırlamasının tek taraflı olarak gerçekleşmesine rağmen, diğer tarafın haklarının ihlal edilmediği anlaşılıyor."

En Çok Aranan Haberler