Fatih Altaylı'nın 'Zarrab ABD vatandaşı oldu mu?' başlıklı bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:
ABD’deki Zarrab bilmecesi giderek çapraz bulmacaya dönüşüyor. Amerikan medyasında her gün yeni iddialar ortaya atıldığı gibi, bir sürü isim, ilişki, bağlantı ortaya dökülüyor. Haftalar önce burada, “FETÖ’cü savcı ve polisler aylardır Zarrab davası için savcılarla birlikte çalışıyor” diye yazdım.
Dava dosyası içeriğiyle ilgili her gün ortaya atılan iddialar doğruysa, yani FETÖ’nün ABD medyasındaki bağlantılarını kullanmasıyla uydurulan haberler değilse, iddiamız doğru çıkacak gibi. Tabii şurası açık ki, buradan oraya götürülen tapeler, kayıtlar ABD yargısında “geçerli kanıt” sayılmaz. Çünkü ABD yargısının kontrolü altında yapılan güvenilir dinleme sınıfına girmeleri mümkün değil.
FELAKET OLUR Kİ, SORMAYIN
Ama ortalığı bulandırmak için kullanılabilir. Tabii bir Amerikan istihbarat kuruluşu çıkıp da, “Bu dinlemeleri biz yaptık, ABD yargısının onayıyla yapılmış dinlemelerdir” diyerek bu dinlemelere sahip çıkmaz ise. Eğer böyle bir durum oluşursa o da ayrı bir felaket olur ki, sormayın.
Darbe girişimi sonrası, “FETÖ diasporası Türkiye’nin canını çok sıkabilir” uyarım bugünleri öngörüyordu aslında. Zarrab’ın durumu ise ayrı bir muamma. Yine “itirafçı tanık” olmayı kabul ettiği için serbest bırakıldığı iddiaları var ve bu kez durumdan avukatları da habersiz, Zarrab’ı onlar da göremiyormuş bir süredir.
Eğer durum bu ise, Reza Zarrab yeni bir kimlik, yeni bir yüzle ABD’de yeni bir hayata başlayacak demektir. Ve muhtemelen Türkiye’den sonra İran’a karşı da ABD tarafından kullanılacak bir unsur olacaktır.