Toplumun 'Evet' ile 'Hayır' arasında iyice bölündüğünü söyleyen ünlü piyanist, "Evet'çilerde anlamadığım 3 konu var" dedi.
"'Başkanlık sistemi' dediğiniz şeyin Recep Tayyip Erdoğan olmadan da destekçisi olur muydunuz?" diye soran Say, MHP'nin 'Evet' tercihiyle parti olarak kendisini erittiğini belirtti. Say, milletvekili seçilme yaşının 18'e düşürülmesi konusunu da sorguladı.
"Evet-Hayır referandumu toplumu iyice bölmeye, iyice kutuplaştırmaya devam ediyor. Ortam son derece gerginleşiyor. 'Ya evet çıkarsa geleceğimiz ne olacak?' endişesindeki hayırcılar bir yandan yükleniyor, 'Ya hayır çıkarsa Allah korusun ilk kez yenilgi alırız' korkusundaki evetçiler bir yandan."
KAYBEDEN TÜRK TOPLUMUDUR'
"Kazananı kim olacak belirsiz, başa baş. Ama kaybedenin birbirinden uzaklaşan Türk toplumu olduğu iyice kesinleşti. İyi niyetli, halkını düşünen bir siyasetin bunu bu topluma yapmaması gerekirdi. Dost olamadıktan, mutlu olamadıktan sonra sistem değişmiş, daha iyi olan ne? Bir de üstüne bir AKP'linin 'evet çıkmazsa iç savaş çıkar' açıklaması eklendi. Tedirginlik iyice arttı.
"'Evet'çilerde anlamadığım 3 konu var.
1- 'Başkanlık sistemi' dediğiniz şeyin Recep Tayyip Erdoğan olmadan da destekçisi olur muydunuz? Tek adam, tek sistem konusunu tek isme bağdaştırdınız ve bu da tüm demokratik şartları zorlamıyor mu?
2- Sistemin getirdiği hukuksuzlukların hepsi bir yana, tüm maddeleri okudunuz mu? Mesela milletvekilliği yaşının 18'e inmesi gibi gereksiz bir konuyu biliyor muydunuz? Daha üniversite okumamış, askere gitmemiş, aşk yaşamamış, dünyayı anlamamış bir yaşta, filmlere +18 uyarısının getirildiği bir sembolde, siz gerçekten samimi misiniz 18 yaşında birinin milletin vekili olması konusunda? Yoksa bu konu 'önemsiz' mi? Önemsiz ise ne diye referanduma gidiliyor?
3- Sistemin dayattığı en enteresan konu bu sisteme destek veren MHP'nin kendini eritmek istemesi. Yani öyle ki sanki siyasetten vazgeçip AKP'ye katılıyorlar, sadece Erdoğan'ın istediği bir sistemi destekleyerek… Bunu mu istiyordu MHP seçmeni? Hayli şaşırtıcı.
"Bu ülkede yaşanan hukuksuzluklar zaten ürkünç boyutlara geldi. Hiç bir suçu olmayan müzisyen dostlarımızın kamudan ihraçlarını geçtiğimiz haftalarda burada anlatmaya çalıştık. Bu toplum daha fazla bölünmemeli. 'Senin başörtün benim şapkam', 'senin 15 Temmuzun benim Gezi Parkım' tartışmalarının nereye varacağı da belirsiz olur. Şu toplum artık kavga etmese. Artık dost olsa."