Hayatı adeta kabusa çevirebilen bu hastalığın adı; uykuda solunum durması anlamına gelen “Uyku apnesi sendromu” Tedavi edilmezse uzun dönemde kalp damar hastalıklarına bile yol açabiliyor. Üstelik son yıllarda çağımızın önemli bir sorunu olan “obezitenin” artmasına paralel olarak görülme sıklığı da giderek artıyor.
Kadınların en az yüzde 2’sinde, erkeklerin de en az yüzde 4’ünde görülen ve en tipik belirtisi şiddetli horlama olan “uyku apnesi sendromu”, uyku sırasında tekrar eden nefes durmalarıyla karakterize bir hastalık. Üstelik “obezite” oranının artmasına paralel olarak görülme sıklığı da giderek artıyor. Çünkü yapılan araştırmalara göre; kilolu veya obez kişilerde uyku apnesinin görülme sıklığı anlamlı bir şekilde artıyor. Öyle ki ideal kilolu kişilerde uyku apnesinin görülme oranı yüzde 2-4’ken bu rakam kilolu veya obez kişilerde yüzde 45’e kadar çıkabiliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, fazla kilo veya obezitenin tek başına uyku apnesine yol açmasa da, sigara kullanımı, boyun çapının geniş veya boynun kısa olması gibi çeşitli risk faktörleriyle birleştiğinde nefes durmalarının ortaya çıkışını kolaylaştırdığına dikkat çekerek, “Bu nedenle uyku apnesinden korunmak ya da varsa şiddetini azaltmak için öncelikle fazla kilolardan kurtulmak çok önemli” diyor.
Havayolu daralınca, solunum duruyor
Horlama, üst havayolunda kasların gevşemesi ile dilin geriye düşerek ve diğer gevşek dokularla beraber titreşmesi sonucu ortaya çıkıyor. Yumuşak damağın ve küçük dilin normalden uzun olması, büyük bademcik ve geniz eti ya da burundaki darlıklar da horlamayı tetikleyebiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, bu faktörlerin horlamanın yanında havayolunda anlık tıkanma ve daralmalar yaratabildiğini belirterek, “Bu durum da apne denilen anlık solunum durmalarına yol açabiliyor” diyor.
Fazla kilo tek başına yol açmasa da…
Uyku apnesine birçok faktör yol açabiliyor. Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, bunlardan en önemli faktörlerden birinin ise fazla kilolar olduğunun altını çiziyor. Tüm dünyada önemli bir sorun haline gelen kilo fazlalığı veya obezite tek başına uyku apnesine neden olmasalar da; sigara ve alkol kullanımı, ileri yaş, genetik öykü, erkek olmak, uyku eğilimini arttıran bazı ilaçların kullanılması, boyun çapının geniş veya kısa olması, alt ile üst çene yapısında bozukluk gibi etkenlerin varlığında uykuda solunum durmasının ortaya çıkışını kolaylaştırıyor.
Şişmanlık ile apne arasında kısır döngü gelişiyor
Kilo alımı üst havayolu, özellikle boyun, dil kökü, yumuşak damak gibi üst solunum yolunun çevresindeki yağ dokusu miktarını arttırıyor. Bu da üst solunum yolunu daraltırken, tıkanma ve daralma riskini, dolayısıyla uyku apnesi görülme riskini yükseltiyor. Uyku apne sendromu geliştikten sonra ortaya çıkan metabolik değişiklikler de hastaların hızla kilo almalarına, kilo almaları da uyku apne sendromunun ağırlaşmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da şişmanlık ile uyku apnesi arasında bir kısır döngü oluşuyor. Yapılan çalışmalara göre; uyku apne sendromlu obez hastalarda, uyku sırasında salgılanan ve çocuklarda büyümeyi sağlarken erişkinlerde metabolizmayı düzenleyen hormonlardan büyüme hormonu (GH) ve insülin benzeri büyüme hormonu (IGF) gibi hormonların salınımı azalıyor, ayrıca insülin direnci yükseliyor. “Tüm bunlar da vücutta yağ metabolizmasını bozup, yağ yakımını azalttığı için uyku apne sendromlu obez hastaların kilo vermesini de zorlaştırıyor” diyen Dr. Ahmet Erdem Kılavuz sözlerine şöyle devam ediyor: “Kilo artışı devam etiği sürece bu mekanizma da işlemeye devam edeceği için yani boyun, yumuşak damak ve dil kökü gibi üst solunum yolu bölgelerinin çevresindeki yağ dokusu artacağından şikayetlerin şiddet ve sıklığı da artıyor”
Kilo verdikçe şiddeti azalıyor
Uyku apnesine karşı öncelikle fazla kilolardan kurtulmak gerekiyor. Çünkü yapılan çalışmalar kilo verilmesiyle uyku apnesinin şiddetinin azalabileceğini gösteriyor. Öyle ki Amerika Birleşik Devletlerinde obez hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada, vücut ağırlığının yüzde 9 ile yüzde 18’ini kaybeden obez hastalarda uyku apnesinin şiddetinde en az yüzde 47’lik bir azalma tespit edilmiş.
Tedavi kesintisiz uyku sağlıyor
“Uyku apnesinin kesin ve tek bir tedavisi olmasa da hastanın kesintisiz uyku uyuması sağlanabiliyor” diyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz tedavi seçeneklerini şöyle sıralıyor: “ Uyku apnesi tedavisi birçok faktör değerlendirilerek yapılıyor. İlk aşamayı kilo verme, alkol ve apneyi artırabilecek ilaçların azaltılması ile yatış pozisyonu gibi önlemlerin alınması oluşturuyor. Ameliyat dışı tedaviler arasında en iyi sonuç sağlayan yöntem ise hastanın burnuna yerleştirilen, yumuşak silikon bir maskeden sürekli pozitif hava vererek üst solunum yollarının ani daralma ve kapanmalarını engellemeyi amaçlayan CPAP cihazıdır. Bazı hastalarda da dil ve alt çeneyi öne çekerek solunum yolunu genişleten, uyku esnasında kullanılmak üzere ağız içi aparatlar verilebiliyor. Ancak her gece cihazla uyumak bazı hastaları rahatsız ediyor. Bu durumda ameliyat seçeneği gündeme geliyor. Ancak sadece ameliyat ya da sadece CPAP cihazıyla tedavi etmektense, hastayla ilgili risk faktörlerini azaltarak uygulanan tedavi daha bilimsel bir yaklaşımı oluşturuyor”
Sabahları yorgun uyanıyorsanız, dikkat!
Devamlı ve uzun süredir devam eden horlama,
Gündüz aşırı uyku hali ve anlık uyuklamalar,
Yakınları tarafından fark edilen uykuda nefes durmaları.
Gece nefes durmaları esnasında uyanma ve çarpıntı,
Yorgun-dinlenmeden uyanma,
Sabah gelişen baş ağrıları,
Halsizlik, cinsel istek ve performansta düşme,
Gece sık tuvalete çıkma, depresyon ile sinirlilik uyku apne sendromunun belirtilerini oluşturuyor.