Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Naci Cangül, Fen Edebiyat, Dil Tarih Coğrafya ve İlahiyat fakültesi öğrencilerinin öğretmen olmalarını sağlayan pedagojik formasyonu kaldıran Yüksek Öğrenim Kurumu'nun (YÖK) 3 Mayıs ve sonrasındaki toplantılarda yasağı revize edeceğini söyledi. Türkiye genelinde 160 üniversitedeki fen edebiyat fakültelerinde öğrenim gören 400 bin öğrenci olduğunu belirten Cangül, "YÖK'le görüşmelerimiz sürüyor, fen edebiyat fakültelerinin de içinde olduğu bir çözüm bulunacak. YÖK'ün 3 Mayıs'taki toplantısını bekliyor. Lise eğitimine yönelik eğitimlerde fen edebiyat fakülteleri bünyesinde eğitim fakültelerinin desteğiyle öğretmen vermek, ilköğretime yönelik çalışmaları da eğitim fakültelerine yapmak bence uygundur. YÖK’ün bu doğrultuda çalışmalarla olduğunu biliyoruz." dedi.
Türkiye genelinde 180 üniversitenin 160'ında fen edebiyat fakültesi olduğunu belirten (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Naci Cangül, YÖK'ün öğretmen yetiştirme konusunda çalışmasının uzun süredir devam ettiğini kaydetti. Kamuoyunda ve ağırlıklı olarak eğitim fakültesi hocalarının 'fen edebiyat fakülteleri bilim adamı yetiştirmek için kuruldu' eleştirisine karşı çıkan Prof. Dr. Naci Cangül, şunları kaydetti: "Uzun yıllardır Türkiye’de öğretmenlik yetiştirme konusunda çeşitli değişiklikler yapıldı. Bu anlamda YÖK bazı kararlar almakta. Biz, 6 bin öğrenciyi okutan fakültenin dekanı olarak kendi sorumluluklarımızı biliyoruz. Kamuoyunu aydınlatmayı doğru buluyoruz. Maalesef çıkan haberlerin doğruluk yönü yok. Son dönemde çıkan haberlerde eğitim fakültelerinin ikinci öğretiminin kapatıldığı, milli eğitim bakanlığımızın doğru hareketle öğretmen planlamasına gidildiği gerektiğinin söylemesi basında yer almadı, direkt olarak 'fen edebiyat fakülteleri öğretmen yetiştiremeyecek' şeklinde haberler çıktı. Maalesef fen edebiyat fakültesi dekanları dahil bunu net olarak anlayamamışız. Bizde de kabahat var derdimizi YÖK'e anlatamamışız. Bundan sonra bunu duyurmak istiyoruz. Ülkemizde ilk üniversite 1933’te kurulan İstanbul Üniversitesi’dir. Oradaki fen fakültesinde öğretmen yetiştirilmeye başlanmıştır. 1980 yılların başında eğitim fakülteleri kurulmuş. Eğitim fakülteleri yaş itibariyle daha genç kökene sahip oldukları için yetişmiş kadroları bulunmadığı için fen edebiyat fakülteleri kadar geniş kadrolara sahip değildir. Buna rağmen Finlandiya’dan getirilen uzmanlarla proje yapılmış ve proje doğrultusunda fen edebiyat fakültesi öğretmen yetiştiremez sonucuna varılmıştır."
Dekan Cangül, eğitim fakültesindeki arkadaşlarının ‘Eğitim fakülteleri mezunları zaten atanamıyor, öğretmen olarak açıkta kalıyorlar, fen edebiyat fakülteleri bilim adamı yetiştiren okullardır, niye bizim işimize karışıyorlar’ şeklindeki eleştirilerine de cevap verdi. Fen edebiyat ve eğitim fakültelerinin zaman içerisinde kanunla öğretmen yetiştirdiğine dikkat çeken Cangül, eğitim fakültelerinin desteğiyle fen edebiyat fakültelerinin bu işi yapmasını tavsiye ettiklerini dile getirdi. Türk Eğitim Derneği’nin 2010 raporunda durumun gayet açık bir şekilde belirtildiğine işaret eden Cangül, "Rapora göre; eğitim fakültelerinin bazılarında 800-900 öğrenciye bir öğretim elamanı, üyesi değil, elamanı düşüyor. Bu ortamda hoca öğrencinin adını bile öğrenemez ya da yüzünü bile tanıyamaz. Nasıl yetiştirsinler. Sonuç ortada. Benim oğlum da sınava girdi. YGS'ye giren bir milyon 800 bin kişiden 1 milyon 200 bini fen bilimlerinde sıfır çekti, bir net dahi çıkaramadı. Ana dilimiz olan Türkçe'de 32 bin kişi sıfır çekmiş, yani bir soru dahi yapamamış. Bunların 5-10 yıl sonra belirli işylerin başına geçecekler, bu arkadaşlarımızı kazanmamız gerek miyor mu?. Bu arkadaşlar Türkiye’ye hizmet etmesinler mi bizim de derdimiz bu" diye konuştu.
"YÖK, SORUNU ÇÖZECEK"
YÖK’le görüşmeleri sürdürdüklerini dile getiren Prog. Dr. Naci Cangül, YÖK'ün 3 Mayıs ve devamındaki toplantılarda konuyu çözüme kavuşturacağını söyledi. Dekan İsmail Naci Cangül şöyle devam etti: "Değişik toplantılarla süreç devam edecek. Orta öğretimler daha lise eğitimine yönelik eğitimlerdir. Bunları fen edebiyat fakülteleri bünyesinde eğitim fakültelerinin desteğiyle vermek, ilköğretime yönelik çalışmaları da eğitim fakültelerine yapmak bence uygundur. YÖK’ün bu doğrultuda çalışmaları olduğunu biliyoruz. Çok kısa zamanda bu iş çözülecek endişe etmesin genç arkadaşlarımız doğrusu budur. Bu yapılmazsa Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kalıcı bir zarar, hasar verilmiş olacaktır. Fen edebiyat fakülteleri sadece bilim adamları yetiştiren fakülteler değil. Belki kuruluş amaçları düşünülebilir; ama fen edebiyat fakültelerinde çok yeni kontenjanlar söz konusu. Matematik dalında her sene 13 bin kişi sınava giriyor ve bölümü seçiyor. 10 bin kişi mezun oluyor. Bunu 180 üniversiteye bölerseniz her üniversitede 40-50 matematik bilim insanı katılır. Zaten mevcut kadrolar var bu arkadaşlarımız ne yapacak. Felsefede Sokretes mi yetiştiriyoruz biz. Türk dili edebiyatı mezunu ne yapacak? Devletimizin bu konuda çabalar göstermesi gerekiyor. Şu ana kadar olduğu gibi eğitim fakültelerini dinlemek değil, adında eğitim olmadığı için dışlanan fen edebiyat fakültelerinin paydaş olarak dinlenmesi gerekir. YÖK ile görüşmelerimizde işin içinde fen edebiyat fakültelerinin olacağı şekilde çözüm olacağı bilgisini alıyoruz. Maalesef bilgisizlik söz konusu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz