Fenerbahçe'de Başkanı Ali Koç, ekonomi basınıyla buluştu. Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu durum ile ilgili açıklamalarda bulunan Koç, flaş ifadeler kullandı.
"Türkiye'deki bütün kulüpler sıkıntılı durumda. Biz bir kulüp almayı ya da işbirliği yapmayı düşündüğümüzü söyledikten sonra o kadar sıkıntılı kulüp varmış ki onlarca mesaj yağıyor. 3 büyük kulüp arasında en sıkıntılısı da Fenerbahçe."
"TL'nin son 4 yıldaki performansı ciddi anlamda belimizi büktü. Kulüplerin yarattığı ekonomi öncelikle faiz ödeyebilmek. Şu anda faizleri bile ödeyemeyecek noktaya geldi. Bizim 76 milyon Euro faiz giderimiz var, o da pandemisiz bir dönemde ürettiğimiz ekonomiyle 5 aşağı, 5 yukarı aynı noktaya geliyor. Şapkadan tavşan çıkarmamız gerekiyor. Ziraat Bankası önderliğinde bir borç yapılandırmasını devletimiz hazırladı. İlk raunda biz girmemiştik, girdiğimiz gün temerrüte düşüyorduk. Bize sunulan yapıya hizmet edemeyeceğimizi bildiğimiz için, başkana da ağır yaptırımlar vardı. Düğmeyi 'Neden başından yanlış ilikleyelim' dedik. O dönemde bunu dile getirdiğimizde, 'Devletle kavga mı ediyorsunuz' diyen diğer kulüp başkanları da aynı noktaya geldi."
"Yapılandırma baştan 2+10'du ama daha sonra 2+7 yendi. 2+7'de borcun sıfırlanması söz konusu değil, anaparanın yüzde 45'i ödenmemiş olacak. 6 ay geçti, şimdi 18-20 faizleri konuşuyoruz. Ben bir bankanın yönetim kurulu başkanıyım, bu banka son 2 yıldır kredi yapılandırmalarıyla enerjisini harcıyor. Bireyler de var, şirketler de var, zamanında hepimizin kredi vermek için yarıştığı en marka değeri yüksek şirketler de var. Biz yapılandırmada süreleri uzatıyoruz, faizleri indiriyoruz, gerekiyorsa bir nebze anaparadan siliyoruz. Bizim yapılandırmaya bakarsak, devlete yine de teşekkür ediyorum ama biz pandemiden en çok etkilenen ve sıfır destek alan bir kulübüz. Bizde ne bir faiz silinmesi oldu, ne bir anaparadan indirme oldu, ne faiz oranlarında bir esneklik sağlandı. Benim alışık olduğum, müşterimiz yüzebilsin ve bir şekilde borçlarını ödesin tavizlerinin hiçbiri kulüplere verilmedi. Şikayet edebilecek durumda da değiliz, buna girmemiz bize nefes aldırdı."
"Amatörlerde şampiyonluğa mu oynayacağız, yoksa gençlerle mi oynayacağız? Rekabet ettiğimiz her branşta final oynadık. Küme düşen kulüplerimiz yok, bazı kulüplerde voleybolda oldu, bizde olsa yer yerinden oynar. Amatörde 28-30 milyon Euro maliyetimiz var, bir şekilde bu kaynağın üretilmesi lazım. Biz kimlerle mücadele ediyoruz, devlet bankalarıyla, devlet kurumlarıyla... Baskette özel sektörün en önemli kulüplerinden biriyle, masraf yazabiliyorlar, pazarlama masrafı diyorlar, devletin kurumları kamu zararı diyebiliyor, biz bunlarla mücadele etmek zorundayız. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe'nin buralarda mücadele etmesi mi bu sporları yayar, sadece kamu kurumlarının mücadele etmesi mi? Fenerbahçe, voleybolda dünya şampiyonu oldu, Türkiye'deki kız voleybol okullarında veliler yer bulamaz oldu, o kadar yayıldı."
"Bugünkü bahis pastası 90 milyar, bunun 60'ı legal bizim araştırmamıza göre. Dolar olarak baktığımızda 10 misli büyümüyor, 2,5 milyon dolar 8,5 milyon dolara geliyor. Net kaynağa baktığımızda, dağıtılabilir kaynak, 2012'de 2,7 milyar TL iken, 2020 yılında bu rakam 19 milyara geliyor. Aşağı yukarı 8 misli artıyor. Dolar karşılığı ne? Dolar karşılığı 1,5 milyar dolardan, 2,7 milyar dolara geliyor. Bütün bahis oynayanlar, bayiler falan dağıtıldığında, kemik çıktığında eti bu kalıyor. Legal bahis pastasının ne kadar büyüdüğünü TL ve dolar olarak anlattım. Bugün hatırı sayılı bir meblağ kalıyor. Bu kadar pasta büyürken kulüpler için durum ne oluyor? 131 milyon Dolar kulüpler 2012'de dağıtımdan para alıyorlardı, 2019'da 312'ye çıkmış."
"100-150-200 diye gidecek bir dijital gelir beklentimiz var. Youtube projesini başlattık 5-6 milyon lira gelire geldik, kripto yapacağız vs. Bunlardan 100-150 milyon gelir getirmemiz lazım. Elimizde gayrimenkullar var, bunları devletimizin de belki omuz vermesiyle geliştirebilme imkanlarını kovalamamız gerekiyor. Emlak furyasını kaçırdık. Kenan Evren Lisesi 10 sene önce bizim olsaydı, belki bu yakanın en büyük gayrimenkul projesi olacaktı, artık o kadar cazibesi yok. Geçmişte düşünülenlerle gelinenler arasında fark var."
"Ben bahis hiç oynamadım ama çeşitlilik yoktu, oran düşüktü, canlı bahis, maçlar oynanırken bahis yapma imkanı geldi. Bunlar yoktu, devletimiz bir müdahale etti, 2 sene evvel 12 milyar olan legal bahis oldu 60 milyar."
"UEFA'nın FFP düzenlemeleri sonrasında düzelmeyen tek ülke takımları bizimkilermiş. Onun için zaten bu işin içinden çıkamıyoruz. AŞ, dernek yapısını anlamakta çok zorluk çekiyorlar, bugün müzakere ettiğim yönetim 3 ay sonra gidiyor, kafaları karışık. Türkiye'deki karışık sistemi sahiplik modelinin olmamasına bağlıyorlar."
"Göreve geldiğimizde 88,4 milyon euro olan maliyeti 55,8 milyon euroya getirmişiz. TL bazında artsak da, euro olarak düşürmüşüz. Bizden beklenen 40-45 milyon eurolara bir şekilde inmemiz. 40-45 ile Türk takımları Avrupa'da mücadele edebilir ama özkaynaktan oyuncu üretirseniz. Portekiz, Belçika modeli gibi oyuncu ihraç ederseniz. Ekonomik şartları iyi oyuncular oynatıp çok iyi şartlara satacaksınız. Bir sürü Elif Elmas, bir sürü Muriqi yaratacaksın. Yabancı konusunu konuşuyoruz, bu sene de devam edecekti, bilhassa pandemi döneminde buna ihtiyacımız vardı, oyuncuları elden çıkarmak zor. Seni yöneten federasyonun bir anda işi zorlaştırıyor. Toplantıda devam edeceğine mütabık kalmıştık. Fenerbahçe, Göztepe'den sonra en az yabancı oynatan futbol takımı, her maçta 5,5 yabancı oynatmışız. Böyle baktığımızda yerli oynatalım ama özkaynaktan oyuncu yetiştirmek sadece yabancı sayısını indirmekle olmuyor. Biz altyapıda hoca bulamıyoruz. Öyle bir havuzu yok Türkiye'nin."
"Yabancı kriterinin sayı olması yanlış. 30 yaş üstü yabancı alamazsınız diyelim. Biz göreve geldiğimizde Avrupa'nın 3. yaşlı takımı Fenerbahçe'ydi. Katar'dan önce son durak, yanlış bir model, bonservis vermeyeyim ama yüksek ücret vereyim. 2,5-4 verdiğin oyuncuyu da elden çıkaramıyorsun. Bizim Pelkas, Szalai gibi düşük maaşla, 600-700 bin euroyla oynatıp yüksek bedelle oyuncuyu satmamız lazım. Başka kaçışımız yok. Herkes kısa vadeli çözümlere gidiyor, uzun vadeli çözümlere gitmiyor."
“Belki ilk hafta maçları oynanmamalı. TFF kime çalıştığını, bizim patronumuz olmadığını, bizim çıkarlarımız için bu markayı yönettiğini er ya da geç anlamalı."
"Bize göre daha çok dekoder satılıyor, onlara göre ticari yerler daha çok gelir getiriyor. Bu sene yayıncı kuruluş son ödemeyi yapmıyor, niye indirim istiyorsun kardeşim? Yok öyle oldu, böyle oldu, Fenerbahçe bizimle kavga ediyor, maç 60 saniye oynanmadı diyor, bir sürü mazeret gösteriyor, indirim isteniyor. Şu anda 2,6 milyar olan rakamı 2 milyara indirmeye çalışıyor. O rakam 2 milyara inerse 500 milyonluk ihale 250 milyon oluyor, anlaşamıyoruz. Birileri bugüne kadar bu arkadaşlara sahip çıkmış, tutmuş, kayırmış, bu ihaleye fesat karıştırmaktır başka yerde. Paket düşmüş, 387, 337 olmuş, adamlar 215 milyon doları konuşuyor ve buna Türkiye'de nasıl müsaade ediliyor, anlaşılır gibi değil. Katar gibi bir ülkeye bu ülke en sıkıntılı döneminde sahip çıkan, bütün Orta Doğu'yu karşısına alan ülkeyiz Katar için. Yapılan ihale sonrasında şartlara uymayarak bu şekilde mağdur olunmasını Katar'ın bir şirketi nasıl yapabiliyor. Bir şekilde güvence olmadan bu iş olmaz."
"Bir hizmet almak için bir ihale yapıldı, ekonominin kötü gitmesi bizim suçumuz mu? Türkiye Cumhuriyeti korsan yayını engellemeli. Bazılarına göre 3 kişiden 1'i korsan seyrediyor, hem beIN'in çıkarlarını korumak için, hem sonraki ihaleler için bunu yapmalıyız. Küçük bir değişiklik, hem de servis sağlayıcıların yazılım yatırımı yapmasıyla bunun tamamen karşısına geçebiliyorsunuz, bu onların hakkı ama diğer taraflarda bizimle dalga geçiyorlar."
"Normalde müslüman bir ülkeyiz. Ancak fitne ve fesat normal hale gelmiş. Adam 'Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar' diyor. Bunu diyen TFF'nin delegesi. En azından soruştur, çağır dinle. Yok. Bakın tekrar ediyorum; FETÖ hala futbolun içinde! Tekrar ediyorum"