Ferguson, Cüneyt Çakır'a yüklendi!

Alex Ferguson'un yazdığı şok kitabınında sadece bir kez Türk kelimesi geçiyor. O da 2013 yılı Mart ayında  Liverpool'un Anfield Stadında Manchester United'nın Real Madrid'le oynayıp 2-1 kaybettiği Şampiyonlar Ligi karşılaşması'nda hakemlik yapan Cüneyt  Çakır'a yüklendi.

Anfield Stadı'nın bir hakem için tarafsız maç yönetmesinde en zor yerlerden biri olduğuna dikkat çeken Alex Ferguson, maçta Nani'ye kırmızı kart gösteren Cüney Çakır'dan isim vermeden şöyle bahsetti: "Türk hakemin basın toplantısında gösterdiği kırmızı kart ile ilgili ne söyleyeceğini merak ettim. Nani'yi oyundan çıkatması çok kötü bir karardı.                                                                                            Ferguson: Mancini'nin çaresizliği...

Alex Ferguson, deneyimleri ışığında yakından incelediği Roberto Mancini'nin takımda oynatmayı tercih ettiği futbolcuların yaş grubunu açıkladı: Mancini 30 yaşını geçmişleri ve 24 yaşından ufakları tutmuyor. Onun için 24-28 yaş grubu ideal.

Otobiyografisinde 1986 yılından bu yana 14 Manchester City teknik direktörü ile karşılaştığını yazan Alex Ferguson, tanıştığı 14. Manchester City Teknik Direktörü Roberto Mancini' nin özelliklerini anlatırken şunları yazdı: "Ben ayrılmadan önce Roberto Mancini, kaybetmek veya işi terketmek üzere 14. Manchester City teknik direktörü oldu.Roberto, Federasyon Kupası'nı Wigan Athletic'e 2013 yılı Mayıs ayında kaybettikten sonra gitti. Bu sıralarda biz yine 20. kez tekrar Lig Şmpiyonu olduk. 2011-12 sezonu başında şampiyonluğunu Manchester City ve Chelsea'nin alacağını tahmin ettim.

Manchester City ile oynadıkları derbi maçında İtalyan teknik direktör, akıllı taktikler verdi. Robetro Mancini 4. Hakem Mike Jones'u tüm maç boyunca rahatsız etti. De Jong, Welbeck'e çelme takınca Mancini oyuncusunu korumak için koştu. Bu arada küçük bir tartışmamız oldu. Roberto 4. hakeme hükmetmeye kalkıştı. Ben bunu kaldıramadım. Mancheter City kalabalığını arkasına alabilmek için hakemin yanına gidip kendisiyle konuşmasını istedi. 1-0'lık maçta Yaya Toure bize karşı en iyi oyuncuydu. Aramızda kırgınlık olmadı. Roberto ile maçtan sonra birlikte içki içtik. Frank Sinatra dışında herkes ofisteydi. Mancini'ye "Böyle kalabalıkta nasıl konuşabiliriz?" dedim. Manchester City Teknik Direktörü olarak beni tek şaşırtan onun Carlos Tevez'e tutumuydu. Futbolcunun gücüne karşı tavır koyma şansı vardı. Bana kalsa Carlos'u takımdan atardım. Almanya'daki Şampiyonlar Ligi maçından sonra Carlos 3 aylığına Arjantin'e golf oynamaya gitti. Tevez geri gelince Lig şampiyonluğunu kazanmak için savaşacağını söyledi. Bence onu takıma geri almak çaresizlik işaretiydi. Belki de Şeyh Mansour bu sorunu önlemek istedi. Mancini'nin "Tevez bir daha benim için oynamayacak" dediğini hatırlıyorum. Erdin Dzeko veya Balotelli üç ay kaybolsalar Tevez'den farklı mı muamele görürlerdi? Bu, teknik direktör olarak Mancini'nin prestijini düşürdü. Bana bazı futbolcuların ve personelin onu sevmediğini söylediler fakat Mancini kendini sevdirmek için bu görevde değildi. Sonuçlar yöntemlerini destekledi. Oyuncularını iyi dengeyle iyi seçti. Tercih ettiği yaş grubu: yaşları 30'u geçen ve 24 yaşının altındaki futbolcuları istemedi. Tuttuğu futbolcuların çoğu yaşları 24'den 28'e kadar olanlardı. Zirvedeki futbolcularının ona takımda ikiden üç yıla kadar hizmet edeceğini planlardı. Taktik olarak onun italyan içgüdüsünü görürsünüz. Manchester City öne geçer geçmez arkada 5 futbolcu oynatırdı. Onun defans mantalitesi vardı:hiç birşeyi boşa harcama. Bu bazı maçları kaybettirir"