Kadın ve erkek vücudunda bulunması gereken ferritin oranı ise farklıdır. Erkek vücudu daha çok ferritine gereksinim duyar. Buna bağlı olarak da kadın ve erkekteki ferritin eksikliği birbirinden farklı sağlık sorunlarına yol açar.
Kandaki oksijeni taşımakla görevli olan alyuvarlar bunu içerdikleri demir sayesinde gerçekleştirirler. Demir ise kanda, ferritin adı verilen protein sayesinde depolanır. Ferritin depoladığı demiri vücut ihtiyaç duydukça kullanılması için serbest bırakır. Ferritin tüm organlarda bulunmakla birlikte özellikle kan üreten organlarda yoğundur. En çok karaciğerde bulunan ferritin, kemik iliği, dalak ve kas sisteminde de mevcuttur. Yetişkin bir erkek için 12-300 ml arası normal iken yetişkin bir kadının ferritin seviyesi 10-150 ml olarak kabul görür. 15 yaşından küçük çocukların vücudunda bulunması gereken ferritin seviyesi ise 7-142 ml aralığındadır. Bebeklerde ise bu durum kaç aylık olduklarına bağlıdır. Yeni doğan bebekler için uygun ferritin seviyesi 25-200 ml, 0-5 aylık bebekler için ise 50-200 ml'dir.
Kan kaybı yaralanma, travma sonucu iç kanama, ülser, mesanede bulunan tümörler, kolon kanseri, kanamalı bağırsak hastalıkları, kadınların adet dönemlerinde yoğun kanamalı regl geçirmesi sonucu oluşabilir. Kan kaybı sonucunda ferritin ve demir eksikliği görülür. Özellikle kadınlar adet dönemlerinde daha çok demir, ferritin yoksunluğu çekerler.
Yetersiz demir tüketimi yüzünden kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin azalır ve oksijenin hücrelere iletilmesi zorlaşır. Yeteri kadar oksijen alamayan organlar da işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getiremez ve çeşitli hastalıklar baş gösterir. Tek yönlü sağlıksız beslenme, demir yönünden fakir gıdaların tüketilmesi, sigara ve alkol kullanımı, düşük demir içeren katı diyetler yapmak ferritin eksikliğine neden olur. Özellikle yanlış beslenme sonucu hamilelikte ferritin düşüklüğü sıklıkla görülür. Bunu önlemek için demir içeren yeşil yapraklı ıspanak gibi sebzeler, protein açısından zengin süt ve süt ürünleri ile hayvansal protein içeren gıdaların bolca tüketilmesi önerilir. Dünya Sağlık Örgütü verileri insanların %80'inin yeterli demiri elde edecek şekilde beslenemediğini ortaya koymaktadır.
Günlük olarak 10-20 mg arasında demir, tüketilen gıdalar sayesinde vücuda alınır ancak bu miktarın çok az bir kısmı işlenerek kullanılabilir. Yeterli miktarda demir alınsa bile bağırsaktaki rahatsızlıklar, kullanılan ilaçların bazı yan etkileri, sindirim sistemi hastalıkları sebebiyle düzgün demir emilimi yapılamayabilir. Bu durumda vücut ferritin yoksunluğu çeker.
Sürekli olarak halsiz hissetmek ve çabuk yorulmak ferritin eksikliğinin başlıca belirtileridir. Demir ve ferritin eksikliğinde oksijenin hücrelere dağıtılmasıyla görevli olan kırmızı kan hücrelerinde yoksunluk oluşur. Hücrelere gerekli oksijenin taşınamaması sebebiyle vücudun işlevlerini yerine getirebilmesi için gereken enerji üretilemez ve yorgun düşülür.
Ferritin eksikliği olan kişiler çok hareket etmeseler de solunum zorluğu çekerler. Ani hareket ettiklerinde ise göz kararması, sersemleme, baş dönmesi yaşayabilirler.
Ferritin eksikliği nedeniyle kırmızı kan hücreleri azalır. Kırmızı kan hücreleri ise cilde canlılık, parlaklık katarak sağlıklı bir görünüm verir. Ferritin eksikliğinde kan dolaşımının ağırlaşması yüzünden tırnaklarda kırılma, el ve ayaklarda üşüme, cilt tonunda sarılık da gözlenir.
Ferritin eksikliği sebebiyle oksijen iletimi hücrelere düzgün olarak yapılamadığından kalp çarpıntısı, aşırı terleme, isteksizlik, iştah kaybı, depresyon hali görülebilir.
Vücutta demir seviyesinde düşüş görülmeye başlandığında, ilk önce demir depolarında azalma yani ferritin eksikliği yaşanır. Bu eksiklik bir döngü olarak kansızlığı doğurur. Vücut eksiklik çekilen demir depolarını doldurmak için ilk önce saçlardaki demiri kullanır. Besin kaynaklarının tükenmesiyle birlikte ferritin düşüklüğünün saç dökülmesine etkisi ortaya çıkar ve saçlar dökülmeye başlar. Kan üretimine yetecek kadar demir saçlardan da elde edilemeyeceği için kronik olarakkansızlık hastalığı devam eder.
Öte yandan ferritin eksikliği sebebiyle yaşanan tiroid bozukluğu da saç dökülmelerine neden olabilir.
Özellikle çocuklarda demir ve ferritin eksikliği görüldüğünde çamur, toprak, tebeşir gibi maddelere karşı yeme isteği oluşur. Bu durum tıpta pika hastalığı olarak adlandırılmıştır. Ferritin seviyesi istenilen düzeye ulaştığında toprak yeme isteği ortadan kalkar.
Ferritin eksikliği kronikleştiğinde özellikle göğüs ve bacaklarda olmak üzere kas ağrıları görülür. Bu ağrıların sebebi kas dokusunda da yoğun olarak ferritinin bulunmasıdır.
Tüm bu belirtiler ferritin düşüklüğü tehlikeli midir sorusunu akla getirir. Vücutta ferritin eksikliği varsa hücrelere oksijen iletilemeyeceğinden düzgün tedavi edilmediğinde ferritin düşüklüğü ile kanser ilişkisi ortaya çıkar. Gizli kan kaybının yol açtığı kolon kanseri, mide kanseri gibi kanser türlerine ek olarak kan tahlili sonucunda anormallik gösteren değerlerin incelenmesiyle kan kanseri, kemik iliği kanseri de bulunabilir.
Ferritin eksikliğinin hamilelikte de bebek gelişimiyle anne sağlığı açısından ayrıca ele alınması gerekir. Hamilelikte kan hacmi artar ve daha fazla kan hücresinin üretilmesi ihtiyaç haline gelir. Plasenta yoluyla bebeğe oksijen taşınmasında demir depo eden ferritinin rolü hayatidir. Ferritin noksanlığı bebek gelişimini zedeler, bebeğin kilo almasını engeller ve annenin düşük yapmasına kadar sebebiyet verebilir.
Demir eksikliği bazı hallerde iştahsızlık yaratsa da hormonların dengesinin bozulması, metabolizma hızının kötü etkilenmesi nedeniyle kilo vermek zorlaşır. İnsan metabolizması enerji üretmek için kandan hücrelere iletilen oksijenle besinleri yakar. Ferritin eksikliğinde hücrelere yeterli oksijen aktarılamadığı için oksijen yakılamaz ve enerji üretilemez. Tüm bu döngü metabolizmanın yavaşlamasına sebep olur. Zayıflamak için alınan miktardan fazlaca enerji tüketilmesi gerekir. Bunun için de metabolizmanın hızlanması enerjik olunması, aktif bir hayat tarzı gereklidir. Zayıflamaya çalışan ancak ne yaparsa yapsın aşama kaydedemeyen kişilerin birçoğuna kan tahlili yapıldığında alt nedenin demir, ferritin eksikliği olduğu görülür.
Ferritin noksanlığının giderilmesinin en etkili yolu beslenme tarzının değiştirilmesidir. Demir yönünden zengin gidalarla beslenmek ve şifalı bitkilerden yardım almak ferritin eksikliği tedavisinde oldukça yararlıdır. Yüksek oranda demir içeren besinler ıspanak, soya fasülyesi, kuru yemişlerden badem, pancar, domates, elma ve soya filizidir. Bu besinlerin az pişirilerek tüketilmesiyle birlikte vücut daha çok demir ve ferritin emilimi yapabilir.
Ferritin eksikliğinin giderilmesine yardımcı olması için bitkilerden de yararlanılabilir.
Ferritin eksikliğinin tedavi edilmesi için demir üretimini ve emilimini engelleyen unsurlardan kaçınılması gerekir. Bu yüzden çay, kahve, sigara ve alkol tüketimi bırakılmalıdır. Çay ve kahvenin yemeklerden sonra tüketilmesi alınan gıdaların barındırdığı demirin emilimini önler. Çay ve kahve de olduğu gibi süt tüketilmesi de demir emilimini önler. Bunun sebebi ise sütün midedeki asitleri nötrleyerek emilimi azaltmasıdır.