Festus Okey davasında savcı mütalaasını açıkladı

Nijeryalı Festus Okey'in gözaltında iken ölümüne neden olmakla suçlanan polis memurunun yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanık polis memurunun "bilinçli taksirle adam öldürmek" suçundan 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görlen davaya, tutuksuz yargılanan sanık polis memuru Cengiz Yıldız katıldı.
Duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Nuri Gür, sanığın "bilinçli taksirle adam öldürmek" suçundan 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Festus Okey’in öldürülmesine ilişkin davaya izleyici olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu bir dizi açıklamada bulundu. Davayı en başından beri takip ettiğini kaydeden Tanrıkulu, Festus Okey duruşmasının yargı dramı olduğunu söyledi. Duruşma gününden önce mecliste bazı aktivistlerin kendisine ziyarette bulunduğunu ifade eden Tanrıkulu, “Ziyaret sırasında dava ile ilgili bilgileri bize aktardılar. O nedenle bugün buradayım.” dedi.
Festus Okey davasının bir yargı dramı olduğunu belirten Tanrıkulu şöyle konuştu: “Öncelikle bu duruşma tam bir dramdır. Yargı dramıdır. Adaletin nasıl gerçekleşmeyeceği bu tür davalar bakımından anlaşılıyor. Yurttaşlarımız bu koca adliye binalarında belki adaletin gerçekleştiğini sanıyorlar ama gerçekten yargının bu zihniyetiyle, adaleti Türkiye’de bulmak mümkün değil.”
Festus Okey’in renginden dolayı ayrımcılığa uğradığını ileri süren ve bunu yaşamıyla ödediğini anlatan Tanrıkulu, “Bir dünya yurttaşı söz konusudur. Yargının yaklaşımını da adaletin gerçekleşmesi konusunda doğru bulmuyorum. Kimlik tespiti konusunda müdahil olmak isteyen avukatlara mahkemenin gösterdiği tutumu da kabul etmek mümkün değil. Müdahale talebinde bulunan aktivistlerin, entelektüellerin ve aydınların dilekçelerine suç duyurusunda bulunulmuş olması da başka kabul edilemez bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Yargının insan hakları ihlallerinde gösterdiği hoşgörüyü bu dava üzerinde de uyguladığını savunan Tanrıkulu, “Türkiye bu zihniyetle insan hakları karnesini düzeltemez.” dedi.