‘Uluslararası Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Sempozyumu’nda konuşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, gişe rekorları kıran ‘Fetih 1453’ filminde İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmed’in şehre at üzerinde girmediğini belirterek, “Tarihimizden ne kadar koptuğumuzu, ecdadımızdan ne kadar koptuğumuzu burada görelim. At bulamadıysanız, bu millet 500 atı oraya getirirdi. Şayet Osmanlı’da bir tek at kalsaydı o ata Fatih Sultan Mehmed binmezdi. O ata Akşemseddin binerdi” dedi.
Hulusi Efendi Vakfı tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Sempozyumu’, Merinos AKKM Osmangazi Salonu’nda düzenlendi. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil de ‘Somuncu Baba’nın Osmanlı’ya yansıması fetih ve Akşemseddin’ konulu bir tebliğ yaptı. Sonsuz ve güzel hayata götüren değerli köşe taşlarının bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de Somuncu Baba olarak karşımıza çıktığını söyleyen Şimşirgil, Somuncu Baba’nın zahiri ilimlerle bezendikten sonra gönlünü tasavvuf ilmiyle bezemek istediğini, o aşk ve şevkle, oradan ayrılarak seyahatler yaptığını belirtti. Gönül erbabından her türlü ilimleri tahsil etmek için uğraştığını ve daha sonra tekrar Kayseri’ye dönerek aldığı edep ve ilimle hemşehrilerini yetiştirdiğini ifade eden Şimşirgil, Somuncu Baba’nın Bursa’nın büyük evliyalarından Emir Sultan ile tanışmasını da anlattı.
SOMUNCU BABA’DAN ÖĞRENECEKLERİMİZ VAR
Somuncu Baba olarak bilinen Şeyh Hamid-i Veli hazretlerinin fırınında pişirdiği ekmekleri Bursalılara verdiğini, ancak bir fırıncının 600 sene yaşamasının, sadece ekmek dağıtmasıyla olamayacağını dile getiren Şimşirgil, şunları söyledi: “Ama kimse onun ilmini ve evliyalığını tanımıyor. Somuncu Baba’dan bugün alacağımız çok fazla ders var. Bir esnafın, bir işçinin, bir memurun nasıl hareket ederek gönül kazandığına ve isminin ebedi yaşadığına örnektir. Somuncu Baba aynı zamanda ‘Alimi alim tanır’ düsturuyla Bursa’nın büyük evliyalarından Emir Sultan tarafından tanındı. Ulu Cami’nin ilk hutbesinin okunacağı zaman bunu elbette ya alim, ya şeyhülislam ya Bursa’nın kadısı, ya da padişahın hocası yapacaktı. Yıldırım Beyazıd, hutbeyi okuma görevini damadı Emir Sultan’a verdi. Fakat Emir Sultan ‘Bugün burada öyle bir evliya var ki biz bu kürsüye çıkamayız’ dedi ve herkesin Somuncu Baba olarak bildiği Şeyh Hamid-i Veli hazretlerini işaret etti. Somuncu Baba o gün kürsüye çıktı ve Fatiha’nın 7 tefsirini yaptı. Yine Bursa’nın en büyük alimlerinden Molla Fenari hazretleri de Somuncu Baba’yı o gün orada anladı.”
SOMUNCU BABA’NIN FETİHTE MANEVİ ROLÜ VARDIR
Emir Sultan’ın kürsüye çıkardığı, Molla Fenari’nin ders almak istediği, padişahların kapısında belki köle olacağı, Ulu Cami’nin dört kapısından da çıkan herkesin elini öptüğü bir dönemde Somuncu Baba’nın ‘sırrımız ifşa oldu’ diyerek Bursa’da durmadığını hatırlatan Şimşirgil, “Menfaatler uğruna her şey açılırken, Bursa’da güzel gördüğümüz yerlerin aşkla yapıldığını görürken, görülen çirkinliklerin de nasıl bir menfaat uğruna yapıldığını iyi anlayalım. Zira sadece güzellikler düşünenler 600 sene sonra hatırlanıyor. Somuncu Baba hepsini elinin tersiyle itti ve Aksaray’a gitti. Orada insanları yetiştirdi. Somuncu Baba’nın en kıymetli talebelerinden bir tanesi de seçerek yetiştirdiği Hacı Bayram-ı Veli’dir. Hacı Bayram-ı Veli de Akşemseddin’i seçti. Yani Fatih Sultan Mehmed’in eğitimi, o alime verilmiştir. Somuncu Baba’nın ikinci talebesi İstanbul’un fatihini yetiştirecektir. İstanbul’un fethinde Somuncu Baba’nın manevi rolü vardır.”
“1453 TEPKİSİ”
Peygamber Efendimizin müjdesine nail olan Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra büyük sevinç yaşadığını, çevresindekilere de ‘Bendeki bu sevinci İstanbul’un fethine zannetmeyin, zamanımda Akşemseddin gibi bir alimin bulunuşuna seviniyorum’ dediğini söyleyen Şimşirgil, Fetih 1453 filmini eleştirdi.
Filmde fethin ardından Fatih Sultan Mehmed’in at üzerinde geldiğini ifade eden Şimşirgil, eleştirisine şöyle devam etti: “Maalesef tarihini tanımayanlar, ecdadını bilmeyenler, alimlerini tanımayanlar bugün bir film çeker. O filmde Fatih Sultan Mehmed, Topkapı surlarından atının üzerinde girdiği zaman Akşemseddin neredeydi diye insanlara sorun? Filmi gözlerinizin önüne getirin. Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmed’in atının arkasında koşturur bir vaziyettedir. Tarihimizden ne kadar koptuğumuzu, ecdadımızdan ne kadar koptuğumuzu burada görelim. At bulamadıysanız, bu millet 500 atı oraya getirirdi. Şayet Osmanlı’da bir tek at kalsaydı o ata Fatih Sultan Mehmed binmezdi. O ata Akşemseddin binerdi. Tespihinin üzerinde tepinen bir Fatih yok. Akşemseddin’in yetiştirdiği Fatih Sultan Mehmed, deniz savaşını kaybettiğinde karşısına gelen Bizans elçilerine ‘Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni’ diyen kararlı biridir. Ertesi gece 67 gemiyi karadan iki kilometre çektirecek ve Haliç’e indirecek. Bizans’ın aklı şaşacaktır. Maalesef tarihimizden bir haber oldukları için ecdadımızı tanıyamıyorlar. İlim sahibi olacağız ama aşk boyutunda da o büyükleri tanıyacağız. Onların yolunda yürüyeceğiz."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz