İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz bölgelerinde yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgal edilmesi ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan, bin 318 sayfalık iddianamede, müşteki beyanlarına yer verildi.
Müştekilerden Hakan Orhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine sokağa çıktığını anlatarak, Anadoluhisarı eski polis karakolunun yanına geldiğinde, önlerine başlarında bir yüzbaşı, 3-4 de rütbesini göremediği başka rütbeli ve 10'a yakın erin bulunduğu bir grubun çıktığını söyledi.
Buradaki yüzbaşının, "asker yönetime el koydu. Vur emrimiz var." diyerek hiçbir ikazda bulunmadan direkt üzerilerine ateş ettiğini anlatan Orhan, bu sırada sağ kolundan yaralandığını kaydetti.
Orhan, yaralandıktan sonra kenara geçtiğini dile getirerek, "Ben kenara çekildiğimde Yüzbaşı ve diğer rütbelilerin halen kalabalığa doğru ateş ettiğini gördüm. Ben yaralandığım için bu askeri personellere daha fazla müdahale edemedim. Ancak diğer vatandaşların halen askerlere bağırarak çekilmelerini söylediklerini duydum." ifadesini kullandı.
Müştekilerden Murat Düz, "Asker kışlaya" diye slogan attıkları esnada teşhis ettiği Mehmet Karabekmez'in, uzun namlulu silahını doldurarak direkt olarak vatandaşa ateş açtığını belirterek, o sırada ayaklarından yaralandığını anlattı.
Müşteki Süleyman Arık da Anadolu Hisarı'ndaki akaryakıt istasyonunun önüne vardıklarında, "asker kışlaya" diye bağırdıklarını ve bu şekilde 2-3 defa konuştuktan sonra askerlerin ara sokağa çekildiğini anlattı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü tarafında bulunan 25-30 kişilik asker grubunun ise önlerinde insan olmadığı halde ateş ederek akaryakıt istasyonunun olduğu bölgeye doğru gelmeye başladığını anlatan Arık, şunları kaydetti:
"Bu esnada askerlerin önünde bulunan Albay rütbesinde olduğunu tahmin ettiğim bir asker, sürekli bizim bulunduğumuz yöne doğru seri bir şekilde ateş ediyordu. Albay rütbesindeki bu askerin ateş etmeye devam etmesi sonucu ben kasık bölgemden yaralandım. Ayrıca benimle birlikte bulunan vatandaşlar içerisinden yaralananların da olduğunu gördüm."
"O ŞEREFLİ GÜN BU GÜN. GEREKİRSE ÖLÜN VE ÖLDÜRÜN"
Müştekilerden Sedat Ergün de darbe girişimini öğrendikten çıkıp Beykoz Anadolu Hisarı'na indiğini anlatarak, toplanan kalabalığın, askerlerin üzerine yürümeye başlamasıyla buradaki askerlerin halka, "Tamam biz bu darbeye karşıyız" diyerek adeta teslim olduklarını aktardı.
Ergün, saat 23.00 sıralarında Kuleli Askeri Lisesi'ne doğru yürüyen bu askerlerin arkasından, tahminen 3 bin kişiyle gittiklerini dile getirerek, askerlerin burada vatandaşların üzerine bir anda gaz bombası attığını kaydetti.
Gaz bombasının ardından vatandaşların üzerine silahla ateş edildiğini belirten Ergün, burada vurulan vatandaşların olduğunu ifade etti.
Ergün, Kuleli Muhtarlığının olduğu yerde 20 kişiyle sıkıştığını ve yanlarına gelen askerlerin başında bulunan rütbelinin vatandaşlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a küfürler ettiğini anlatarak, "Başlarındaki komutan, bize hitaben 'Sizin bu başınızdakilerin bozup parçaladığı ülkeyi biz sabah düzelteceğiz, düzgün bir ülkede yaşayacaksınız. Bize engel olanı vuracağız.' deyip ardından askerlerine dönerek, 'Hani içeriye girdiğinizde ölmek için şan ve şerefiniz için yemin etmiştiniz. O şerefli gün bu gün. Gerekirse ölün ve öldürün." şeklinde sözler söylediğini aktardı.
Bunun üzerine grupta yer alan bir vatandaşın komutana, "Sen askerleri gazlama. Bunlar bizim kardeşlerimiz. Sabah sen gününü görürsün. Sen askerleri gaza getirme. Cumhurbaşkanına nasıl küfür edersin. Sen nasıl komutansın." diyerek tepki gösterdiğini aktaran Ergün, ifadesinde şunları kaydetti:
"Bunun üzerine komutan bize dönerek, askerlere 'vurun bu vatan hainlerini kurşunlayın' dedi. Bize döndü ve silahla ateş etmeye başladı. Askerler de ateş ettiler. Özellikle öğrenci apoletleri olan askerler vatandaşa silahla ateş ettiler. Bir iki dakika sonra silahla ateş etme kesildi. Bize 'evlerinize girin yoksa sizi vuracağız' dediler. Biz bir kaç dakika kadar burada kaldık. Burada kısa boylu bir komutan, sürekli Cumhurbaşkanına küfür ediyordu. Sonra bizim içimizdeki arkadaşlar dayanamadılar, tepki gösterdiler. Bunun üzerine direkt bize doğru gelerek silahla ateş ettiler. "
Müşteki Sedat Ergün, buradan ayrıldıktan sonra askerlerin kendisini alıkoyduğunu, yere yatırıp dövmeye başladığını anlatarak, ardından kendisini askeri lisenin içine sokan askerlerin, işkence ettiğini söyledi.
"BOMBALAR PATLAYINCA SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI ATTILAR"
Burada tutulurken yaşanan diyalogları da ifadesinde anlatan Ergün, "Bombalar patlayınca Kuleli Askeri Lisesi önünde bulunan komutanlar ve askerler, bir anda sevinç çığlıkları atmaya başladılar ve komutan bana dönerek, 'Sabah o çok sevdiğiniz kişinin de başına bu işler sabah gelecek, merak etmeyin, bakın ona neler yapacağız.' dedi. Burada komutan ayrıca, siyah elbiseli bir polis memurunu darp etti. Polise 'sen de silahla ateş edeceksin' dedi. Polis de 'ben vatandaşa ateş edemem' deyince, bir anda polisin sol gözüne yumruk attı."
Ergün, şüphelilerin fotoğrafları gösterilerek yapılan teşhislerde içinde bulunduğu kalabalığa ilk ateş eden kişinin şüpheli eski albay Mehmet Karabekmez olduğunu vurgulayarak, "Vatandaşın elinden dayak yedikleri için aldığımız askerlerin yanına giderek onlara da ateş etmelerini söyledi. Hatta ateş etmeyen bir askeri Mehmet Karabekmez, kendisi vurdu. Bizim sayımız 3 bin civarına ulaşınca bizimle baş edememeye başladılar. Daha sonraKarabekmez bize doğru bağırarak, ‘taşkınlık yapmayın biz kışlamıza gideceğiz' dedi. Mehmet Karabekmez isimli şahsı kesin ve net olarak teşhis ediyorum." ifadesini kullandı.
Yine yapılan teşhislerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve vatandaşlara küfür eden şüphelinin Muhbub Ulusoy olduğunu belirten Ergün, şüpheli Ulusoy'un, "Hedef gözetmeksizin ateş edin"diyerek, 'vur' emri verdikten sonra açılan ateşle Murat Akdemir'in şehit olduğunu söyledi.
Şüphelilerin, Kuleli Askeri Lisesi'nden çıkışları, yaya olarak Beykoz bölgesine intikalleri ve sonrasındaki eylemlerine ilişkin fotoğraf karelerine de yer verilen iddianamede, alınan görüntülerle olayın gelişimine göre kronolojik olarak sıralandı.
(AA)