FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda dün görülen duruşmada, eski Danıştay üyesi Ahmet Eğerci, ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Eğerci ile avukatı ve sanık yakınları katıldı.
Duruşmada, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin ile eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş tanık olarak dinlendi.
OKUR TANIK OLARAK DİNLENDİ
Okur, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katılırken, diğer tanıklar salonda hazır bulundu.
İbrahim Okur, sanığın isminin 2011'deki Danıştay üyeliği seçiminde gündeme geldiğini söyledi. Kendilerinin 37 bin sicile sahip isimlerin üye seçilmesini istemediğini ancak Ahmet Berberoğlu ve beraberindekilerin bu konuda ısrarcı olduklarını anlatan Okur, 37 bin sicile sahip yaklaşık 20 kişinin cemaat mensubu HSYK üyelerinin ısrarıyla Danıştaya üye seçildiğini, sanığın da bu kişilerden biri olduğunu belirtti.
Okur, bu yapıdan olmayan yüksek yargı üyelerini bir araya getirdikleri toplantıya sanığı çağırmadıklarını bildirdi. Birol Erdem de Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde çalıştığı dönemde sanık hakkında cemaate mensup olduğu yönünde kanaat sahibi olduğunu söyledi.
Danıştaya 2011'de yapılacak üye seçiminde 37 bin sicile sahip isimlerin gündeme geleceğini düşünmediğini ifade eden Erdem, buna karşın cemaat mensubu kurul üyelerinin bu konuda ısrarcı olduğunu kaydetti. Erdem, kıdem olarak erken olduğunu düşünmelerine rağmen sanığın cemaatçi HSYK üyelerinin ısrarıyla seçildiğini ifade etti.
DİLEKÇELERİ OKUDU
Abdullah Şahin de sanık ile aynı dönemde staj yaptıklarını anlattı. Sanık ile bu dönemde sohbet toplantılarına katıldığını belirten Şahin, soru üzerine bu toplantılardan birinin eski Danıştay üyesi Orhan Boyraz'ın evinde gerçekleştiğini, Çubuk ve Çamlıdere'de de piknik şeklinde örgüt toplantıları yapıldığını, sanık ile bu şekilde çok sayıda örgüt toplantısında bir araya geldiğini kaydetti.
Sanık Eğerci ise Şahin ile hiçbir sohbet toplantısında bir araya gelmediğini iddia etti. Eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş da sanık ile aynı dönemde Danıştaya seçildiklerini, kısa süre aynı dairede görev yaptıklarını söyledi. Danıştaya 37-38 bin sicile sahip isimlerin kıdemleri nedeniyle seçilmesinin beklenmediğini anlatan Bektaş, seçimin ardından 37 bin sicilli kişilerin cemaatle irtibatlarının olduğu yönünde kanaat oluştuğunu dile getirdi.
Tanık beyanlarının ardından heyete başkanlık eden Maruf Alikanoğlu, dosyaya gelen bilgi ve belgelerle sanık avukatının taleplerini içeren dilekçeleri okudu. Buna göre, sanığın adına kayıtlı hatla 970 kez ByLock'a girildiğinin tespit edildiği belirtildi.
SANIK AVUKATININ İLGİNÇ DİLEKÇESİ
Bu arada Alikanoğlu, gelen dilekçelerden birinin dikkatini çektiğini belirterek, sanık avukatına "Anlayamadığımız bir dilekçeniz var. 'Kişilerin telefonlarına FETÖ'nün cinleri tarafından ByLock yüklenip yüklenemeyeceğinin Diyanet İşleri Başkanlığın'a sorulması' talebini içeriyor. Bu talebi gayriciddi mi söylediniz?" diye sordu.
"CİDDİ SİYASETÇİLER SÖYLÜYORSA..."
Sanık avukatı Adem Kaplan ise darbe girişiminin ardından bir televizyon programında meşhur bir siyasetçinin FETÖ'nün cinleri tarafından etkilendiğini söylediğini, bu tabirin birkaç siyasetçi tarafından da dile getirildiğini öne sürdü. Kaplan, "Bu kadar ciddi siyasetçiler böyle ciddi bir televizyon programında FETÖ'nün cinleri tarafından etkilendiğini söylüyorsa aynı cinler telefonların içine de girerek ByLock yükleyebilir diye düşündük." ifadelerini kullandı.
Bu sırada duruşma savcısı Müslüm Canpolat'ın "Sanık avukatı galiba espiri yapıyor" sözleri üzerine Başkan Alikanoğlu, sanık avukatına "Burası ciddi bir müessese, gayriciddi bu anlayışa hizmet etmemiz beklenemez." dedi.
Sanık avukatı Kaplan, talebinde ısrar ederek, "Bu cinlerin etkisi altında kalanlar hakkında soruşturma başlatılmadı. Bu cinler insan beyninin içine girebiliyorsa telefona da girebilir. Talebimizle ilgili karar verilmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanık avukatının, "FETÖ'nün cinlerinin telefonlara ByLock yükleyip yükleyemeyeceğinin Diyanet İşleri Başkanlığına sorulması" yönündeki talebi ise duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddedildi.
(AA)
MELİH GÖKÇEK: SİZE KOMİK GELECEK AMA ÜÇ HARFLİLER...
Temmuz ayında, CNNTürk’te Hakan Çelik’in sunduğu programda 15 Temmuz gecesine ilişkin açıklamalarda bulunan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Fethullah Gülen’in darbe girişimi başta olmak üzere birçok olay cinlerle yaptığını savunarak, “Size çok komik gelecek ama bunu enterasan bir metotla yapıyor. Üç harflilerle yapıyor. Herkes bundan sonra biraz da onu tartışsın. İnsanları cinlerle esir alıyor. Bakın etrafımızda birçok insanın belli konularda esir alındığı aşikardır. Böyle bir kabiliyeti var. Haşhaşiler denmesinin nedeni bu. İnsanlar büyüleniyor ve esir alınıyor. Bana da getirdiler verdiler bir dönemde. Onun (Fethullah Gülen) böyle ufak altın şeyi var. Altın değil de değerli bir metali var ondan dağıtırlar. Derler ki ‘bu üzerinde olduğu takdirde sen her şeyden korunursun.’ Bir de cevşeni var. içinde de belli birtakım formüller vardır. Bunlarla insanları etkileyip esir alıyor” demişti.
“Canlı olarak buna benzer olaylarla karşılaştım. Çok yakınımdaki bir ismin üç harflilerle ne hale getirildiğini, ölecek hale getirildiği biliyorum. Arkasından bunu birtakım da bozanlar vardır. Ondan sonra nasıl büyü yapıldığını esir alındığı ortaya çıktı. Nasıl bozulacağı söylendi. Bir kuyunun içinden bıçak çıktı o alınıp denize atıldı ve kadıncağız düzeldi. Bunu yaşadık” diyen Gökçek, Hakan Çelik’in "Madem öyle neden başarıya ulaşamadı” sorusuna ise “Yapıyor da nereye kadar yapıyor. Allah’ın kudretine kadar yapıyor” cevabını vermişti.