İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe" davasında, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 6 general ve 17 subayın bulunduğu, 9'u firari 14'ü tutuklu 24 sanığın yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 12 tutuklu sanık, bir tutuksuz sanık ile müşteki ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmaya, tanık ifadeleriyle devam edildi. Tanık olarak dinlenen Yüzbaşı Onur Karan, olay tarihinde üsteğmen olarak Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda 2. Bölük Komutanı olduğunu söyledi.
Binbaşı Tolga Kapucu'nun izne gittiğini, eski Kurmay Yarbay Fatih Karakaya'nın 14 Temmuz'da kışlada toplantı yaptığını ve toplantıda, Genelkurmay tarafından mühimmat yüklemeyle ilgili denetleme olacağını, ayrıca İstanbul genelinde çok büyük terör eyleminin beklendiğini söylediğini anlatan Karan, cuma günü eski Kurmay Yarbay Karakaya'nın, terör saldırısından bahsederek "Size dün söylemiş olduğum şey gerçekleşiyor. Herkes belirlenen kontrol noktasına gidecek." dediğini kaydetti.
Akşam saatlerinde terör eylemi gerçekleşeceğinin söylendiğini, Üsteğmen Seçkin Sönmez komutasındaki iki tank ve kendi komutasındaki iki tane Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) ile kışladan çıkıp E-5 Karayolundan İstanbul'a geliş istikametini kapatıp çıkış kısmının açık bırakılması emrinin verildiğini ve hazırlık çalışmalarını Fatih Karakaya'nın hızlandırmaya çalıştığını ifade eden Karan, "Tank taburunun o sırada toparlandığını gördük. Personel, tanklara mühimmat yüklüyordu, araçları hazırlıyorlardı. (Yarbay) Şakir Çınar, burada bir konuşma yaptı. ‘Bugün tarihi bir gün. Genelkurmay emriyle ordu ülkeye el koymuştur. Sıkıyönetim ilan edildi. Atatürk ilke ve inkılaplarını yerine getireceğiz. Bu emirlere uymayanları bizzat ben vuracağım.' dedi. Bunun üzerine Tolga Binbaşı'yı aradım.” diye konuştu.
Yaşanan olayları Binbaşı Tolga Kapucu'ya haber verdiğini ve binbaşının da "Sen ne olursa olsun dışarı çıkma, ben sana haber vereceğim.” dediğini kaydeden Karan, Üsteğmen Seçkin Sönmez'e trafiği kapatma emrini kimin verdiğini sorduğunu ve eski Kurmay Albay Mehmet Kapan'ın verdiğini söylemesi üzerine telefonla tekrar albayı arattırarak hoparlörü açık bir şekilde emri duyduğunu belirtti.
Tank ve ZMA araçlarını nizamiyeden çıkarmadıklarını ve orada beklediklerini anlatan Yüzbaşı Karan, nizamiyede yabancı yüzbaşı, binbaşı, albay gördüğünü, bunların daha sonra akademiden gelen personel olduklarını öğrendiğini ve bu kişileri sabah tutukladıklarını aktardı.
Kapucu'nun kendisini aradığını ve dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın açıklama yaptığını, askerlerin silahlarını almasını, bir yere kilitlemesini ve nizamiyeye gelecek olan Kurmay Albay Hançeri Sayat'ın emrine girmesini söylediğini ifade eden Karan, "Bu sırada nizamiyeye 14 tank ve on fırtına obüsü geldi. Arka arkaya dizildiler. Bizim iki tank ve iki ZMA aracı orada olduğu için dışarı çıkamadılar. Fatih Karakaya, nizamiyeye geldi ve neden dışarı çıkmadığımızı sordu. Ben de biraz abartarak dışarıda yüz binlerce insan var, dışarı çıkamayacağımızı söyledim. Bunun üzerine, ‘havaya ateş et, insanların üzerine sür, kararlılığını göster' dedi. Ben de dışarı çıkmayacağımı söyledim. Bu arada Fatih Karakaya ile birisinin odada görüşmek istediğini söylediler. O görüşmeye giderken bana ‘bu emirlere uymadığın için sabah seninle görüşeceğiz' dedi.” şeklinde konuştu.
Eski Yüzbaşı Necati Soner Tutmak'ın tugay komutanının emri olduğunu söyleyerek, "Yarbay Refai Eciroğulları, Kurmay Albay Erkan Olgay ve Kurmay Albay Hançeri Sayat'ın kışlaya gelirse içeri alınmayacağını, direnirlerse tutuklanacaklarını ve gerekirse vurulacaklarını” dediğini anlatan Karan, Kurmay Albay Erkan Olgay'ı içeri aldığını, bütün personeli içtimaya topladığını, herkesin silahlarını teslim aldığını daha sonra gelen Yarbay Refai Eciroğulları ve Kurmay Albay Hançeri Sayat'ı da içeri aldığını ve girişime katılan askerleri tutukladıklarını vurguladı.
- "Ordu komutanıyla konuşmasına rağmen üsteğmen çok tereddütlüydü"
Tanık Albay Fatih Akpınar, 15 Temmuz'da evindeyken darbe girişiminden haberdar olduğunu, Selimiye Kışlası'na doğru yola çıktığını ama şu an tutuklu olan eski Yüzbaşı Yavuz Dede'nin kendisini kışlaya almayacağını söylediğini anlattı.
Fenerbahçe Orduevi'nden sorumlu olan Albay İbrahim Cem Gültekin'i aradığını, Gültekin'in orduevinin kapısında dört Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) aracı olduğunu, kendi aracını yolun karşısına park edip orduevine gelmesini söylediğini aktaran Akpınar, "Sahil yolundan Fenerbahçe Orduevi'ne gittim. Aracımı yolun karşısına park edip orduevine girerken ZPT'lerden sorumlu üsteğmen (Kayhan Korkmaz) bana kimlik kartımı sordu. Kimliğimi göstermem üzerine içerideki askerlere de kimliğimi göstermemi söyledi. Daha sonra Cem Albay'ın odasına gittim.” dedi.
Albay Gültekin'in bir helikopter pistine gittiğini, bir odaya geldiğini ifade eden Akpınar, eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in 1. Ordu Komutanlığı'nı ele geçirdiğini öğrendiğini, ordu komutanının aradığını, kapıdaki üsteğmenin yanlış yaptığını ve ikna etmeye çalıştıklarını, ordu komutanının üsteğmenle telefonla konuştuğunu ancak buna rağmen üsteğmenin çok tereddütlü olduğunu ve telefonla birileriyle konuştuğunu belirtti.
Üsteğmenle Selimiye Kışlası'na gitmeyi düşündüklerini ama Albay İbrahim Cem Gültekin'in "Üsteğmene güven olmaz, yolda seni vurabilir” uyarısı üzerine o sırada kışlaya gitmediklerini aktaran Akpınar, sabah saatlerinde Tümgeneral Yavuz Türkgenci ile kışlaya müdahale ettiklerini ve daha sonra kışlanın güvenliğini aldıklarını kaydetti.
Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesi için yarına ertelendi.
(AA)