İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla gazeteciler Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savcılık mütalaasına karşı savunmalarıyla sürüyor.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Fevzi Yazıcı ile tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman hazır bulundu. Diğer tutuklu sanıklar Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Duruşmaların 5 gün süreceği ve sanıkların mütalaaya karşı savunmalarının alınacağı belirtildi.
Duruşma öncesinde, Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın yargılamada yaptıkları savunmalardan oluşturulmuş iki ayrı kitapçık duruşmayı izlemeye gelenlere dağıtıldı.
- "Gülen imzalı mektup bana ait değil"
Tutuklu sanıklarından kapatılan Zaman gazetesinin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı'dan ele geçirilen flash bellekte, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen imzalı bir mektubun yer aldığının tespit edildiği ve delil sayılan bu mektubun dava dosyasına gönderildiği belirtildi.
FETÖ'den tutuklanan eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 65 sanığın tahliye edilmesine yönelik talimat içeren ve örgüt mensubu olmaktan tutuklanan 2 hakime gönderildiği belirtilen Gülen imzalı mektupla ilgili beyanda bulunan Yazıcı, mektubun kendisine ait olmadığını ve sahte olduğunu savundu.
Yazıcı, bu mektubun kendisine ait bir flash bellekten çıktığının iddia edildiğini anlatarak, "Kesinlikle doğru değil. Sahte olduğu her halinden belli bir doküman. Evimde yapılan arama, yasalara uygun olmadığı için arama tutanağının altına imza atmamıştım. Şimdi ne kadar haklı olduğumu görüyorum. Sahte, çünkü iki harf yanlış yazılmış ve farklı anlamda iki kelime olmuş. Fetullah Gülen'in, yazdıklarını çok dikkatli edit ettiğini duydum. Dolayısıyla kendi yazdığı bir belgede böyle bir hatayı görmemesi mümkün değil." iddiasında bulundu.
Mektubun Amerika'daki Rıza Sarraf davasına yetiştirilmek için alelacele hazırlandığını ve sahteliğinin de aşikar olduğunu öne süren Yazıcı, savunmasında şunları söyledi:
"Bu mektup bulunur bulunmaz bir polis tarafından Amerika'daki Rıza Sarraf davasına gönderilmiş, oradaki savcı dikkate almamıştır. Bu mektup her haliyle 'ben sahteyim' diyen bir belgedir ve masum olduğumun kanıtıdır. Mektup hakim Mustafa Başer'e (FETÖ sanığı hakim) yazılmış. Bana dediler ki, 'Mustafa Başer aleyhine itirafçı ol.' Ben bu adamları tanımıyorum ki... Hiçbir bağlantım yok. Niye beni seçtiler? Çünkü o tarihlerde Amerika'ya gidip dönen ben varım."
Duruşmaya bir süre ara verildi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak hakkında, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Altan kardeşler ve Ilıcak'ın ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, firari sanıklar kapatılan Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Tuncay Opçin'in de "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor. Bu sanıkların ayrıca "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, Emre Uslu için "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Darbe girişimi gecesinde yayın yaparak örgüt lehine konuşmalarda bulunan Samanyolu TV Washington Temsilcisi firari sanık Şemseddin Efe, darbe girişiminden bir ay önce katıldığı bir televizyon programında ''Ben profesör olacağıma keşke albay olsaymışım. Mesela bu süreçte daha fazla katkım olurdu.'' diyen firari sanık Osman Özsoy ile Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı firari Mehmet Kamış, gazetenin yöneticilerinden Faruk Kardıç, görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, İsrail muhabiri firari Abdulkerim Balcı, kapatılan Today's Zaman Gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni firari Bülent Keneş, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan ve 15 Temmuz gecesinde ABD'den yayın yapan FETÖ'nün bir televizyon kanalına çıkarak polisin darbenin yanında olacağını ve Cumhurbaşkanı'nın darbeye direnmeyeceğini iddia eden tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül, Zaman gazetesi Marka Müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak'ın da aynı suçlardan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, bu sanıklar için ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
İddianamede, Zaman gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunulduğu belirtilen reklam filmini çeken ajansın sahibi sanık Tibet Murat Sanlıman hakkında ise "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
- Darbe girişiminin reklam filmi
İddianamede, sanıklar Ahmet Hüsrev Altan, Mehmet Altan ve Ayşe Nazlı Ilıcak'ın sosyal konumları, geçmişleri ve eylemlerinin niteliği itibarıyla terör örgütüyle organik bağları bulunmalarından öte süreklilik arz edecek şekilde örgütün amaçları doğrultusunda, iş birliği içerisinde faaliyette oldukları, darbe girişimine silahlı terör örgütü adına iştirak ettikleri anlatılıyor.
Zaman gazetesinin 5 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe yapılacağı mesajının yer aldığı belirtilen reklam filmini çeken ajansın sahibi sanık Tibet Murat Sanlıman'ın, bu reklamın senaryosunu hazırlayan kişiler arasında olduğu ifade edilen iddianamede, Ekrem Dumanlı'nın da reklamın yayınlandığı tarihte darbe iması ve terör örgütüyle ilgili soruşturmalar yürüten savcıları, davalara bakan hakimleri, kamu görevlilerini ve mevcut hükümeti tehdit eden nitelikteki köşe yazısını kaleme aldığı belirtiliyor.
İddianamede, somut olaydaki şifreli mesaj gönderme yönteminin TSK'ya sızmış terör örgütü mensuplarına yönelik olduğu anlatılarak, darbe girişimi faaliyetinin planlı, sistemli ve gizliliğe azami riayet edilerek gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Darbe mesajı verilen söz konusu reklam filminin, darbeci askeri kanatla fikir ve eylem birliği içerisinde, önceye dayalı planın bir parçası olarak hazırlandığı vurgulanan iddianamede, Sanlıman'ın 17-25 Aralık'tan sonra örgütün yayın organlarının reklam işlerini üstlenmeye devam ettiği anlatılıyor.
- Dosyalar ayrıldı, mütalaa verildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı ve 65. Türkiye Cumhuriyet Hükümeti'nin ''suçtan zarar gören'' olarak yer aldığı iddianamede, Abdulkerim Balcı, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Çolak, Bülent Keneş, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Faruk Kardıç, Fevzi Yazıcı, Mehmet Kamış, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Şükrü Tuğrul Özşengül, Tibet Murad Sanlıman, Tuncay Opçin ve Yakup Şimşek "sanık" olarak bulunuyordu.
İddianameyi kabul eden ve davaya bakan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Eylül 2017'deki duruşmada, haklarında yakalama kararı çıkarılan firari sanıklar Ekrem Dumanlı, Osman Özsoy, Emre Uslu, Tuncay Opçin, Abdulkerim Balcı, Bülent Keneş, Faruk Kardıç, Mehmet Kamış, Şemsettin Efe ve Ali Çolak'ın henüz yakalanamamış olmasını göz önüne alarak, bu sanıkların dosyasının ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesini karara bağlamıştı.
Böylece bu davada Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan'ın da bulunduğu 7 sanık kalmıştı. 11 Aralık 2017 tarihli duruşmada mütalaasını açıklayan savcılık, Ilıcak ve Altan kardeşlerle birlikte 6 kişi hakkında, ''anayasayı ihlal'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti. Tutuksuz sanık Sanlıman'ın ise ''örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan hapisle cezalandırılması talep edilmişti.