HABER

Fidel Castro 75 yaşında.

HAVANA (İHA) - "Kapitalizme kafa tutan adam" olarak tanınan Küba lideri Fidel Castro, 75. yaş gününü kutluyor. "Yeni dünya"nın diktatörlükle suçladığı, yoksul üçüncü dünya ülkeleri için ise kurtuluş ve umudun sembolü olan Castro'nun yaşamöyküsü oldukça renkli.

Karizmatik lider, siyasi görüşlerinin yanısıra renkli kişiliği, esprili ve alaycı yaklaşımlarıyla da manşetlere konu olageldi. Kapitalizmin simgesi Amerika'ya karşı, kapitalizme kafa tutuşun simgesi oldu. Bazıları için geri kafalı bir diktatör, bazıları için ise kahramandı. Amerika'nın 40 yıldır uyguladığı ticari ambargoya ve en büyük desteği Sovyetler Birliği'nin çöküşüne rağmen Küba halkının kalbindeki yerini korumayı bildi, yoksul üçüncü dünya ülkelerinde kurtuluş ve umudun sembolü oldu.

Küba Devlet Başkanı Fidel Castro Ruz, 13 Ağustos 1927'de Küba'nın Oriente eyaletinde doğdu. İspanya'nın Galiçya bölgesinden beş parasız Küba'ya göç eden babasının şeker tarlasında büyüdü. Castro sonradan hızla zenginleşen ve mal varlığı 1950 yılında yarım milyon dolar olarak tahmin edilen babası Angel Castro'yu 'sömürücü' diye tanımlamaktan da kaçınmadı.
Cizvit tarikatına bağlı kolejlerde okudu, okulda spordaki başarılarıyla dikkati çekti. Havana'da gittiği üniversitede hukuk eğitimi aldı, ancak siyaset konusuna ilgisini de sürdürdü.

AVUKATLIKTAN MUHALİFLİĞE 1947 yılında Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğe karşı çıkarılan ancak başarısızlıkla sonuçlanan ayaklanmaya katıldı. 1950 yılında hukuk doktorluğuna yükseldi. Mesleki kariyerine Havana'da avukat olarak başladı, müşterilerini özellikle fakir halk kesimlerinden seçerek kendini yoksullara yardım etmeye adadı.

1952 yılında milletvekilliği yarışına soyundu, ancak General Fulgencio Batista'nın darbeyle yönetimi ele geçirmesi üzerine seçimler iptal edildi. Castro, bir yıl sonra 26 Temmuz'da, 165 adamıyla birlikte Moncada askeri kışlalarına saldırı düzenleyerek doğum yeri olan Oriente'de halk ayaklanması başlatma girişiminde bulundu, ancak bu deneme de başarılı olmadı, ayaklanma kanlı bir şekilde bastırıldı, Castro 15 yıl ağır hapse mahkum edildi. Ama 22 ay hapisten sonra 1955 yılında genel aftan yararlandı, New York ve Meksika'ya gitti. Burada sürgündeki Kübalı muhalifleri örgütlemeye çalıştı.

CASTRO, ARTIK BİR GERİLLA Castro, 1956 yılı Aralık ayında 82 kişilik grubuyla Küba'nın doğu kıyılarına çıkarak hükümeti devirmek için yeni bir girişimde bulundu. Kıyıda onları hükümete bağlı askeri birlikler karşıladı. Bu kanlı karşılamadan sadece 12 kişi hayatta kaldı, aralarında iki isim, Castro ve Arjantinli devrimci Che Guevara idi. Sierra Maestra dağlarında yeniden ortaya çıkarak Batista hükümetine karşı gerilla savaşı vermeye başladılar. Gerilla savaşçısı olarak itibarını giderek arttıran Castro'nun adamlarının sayısı 800'e yükseldi ve zaferler ardarda geldi. Ülkenin büyük şehirlerinden Santiago de Cuba'nın düşmesinin ardından Diktatör Batista, 1959 yılı yılbaşında herkesi şaşırtarak ülkeyi terk etti. Castro ve adamları muzaffer bir şekilde Havana'ya girdi.

DEVLET BAŞKANI CASTRO
Castro'nun kurduğu yeni hükümet 7 Ocak 1959'da ABD tarafından da tanındı ancak kısa süre sonra Amerika ile çıkan anlaşmazlıkların ardından Sovyetler Birliği ile yakınlaşma süreci başladı. Küba'daki Amerikalılara ait mal varlığının neredeyse yarısına el kondu, Rusya ile petrol anlaşmasına imza atıldı, diğer komünist ülkelerle de çeşitli anlaşmalar yapıldı. Böylelikle Amerika ile Küba'nın yolları ayrıldı, diplomatik ilişkiler donduruldu.

Kapitalizmin simgesi Amerika ile kapitalizme kafa tutuşun simgesi Küba arasında iki önemli olay yaşandı. Birincisi Amerika'da sürgünde yaşayan Kübalı muhalefetin CIA desteğiyle örgütlenerek Küba'yı işgal etmeleri planıydı. Küba'nın Domuzlar Körfezi denen güney kıyısına başarısız bir çıkarma yapıldı. Amerika Küba halkının ayaklanarak Castro hükümetini devireceğini umuyordu, ancak yanıldı. Castro, CIA destekli darbe girişiminden Kübalıların gözünde güçlenerek çıktı.

İkinci önemli kriz ise 1962 yılında Sovyetler Birliği'nin Küba'ya uzun mevzili balistik füzeler yerleştirdiği ortaya çıkınca yaşandı. Amerika Küba'yı denizden kuşattı, Sovyetler Birliği füzeleri geri çekme kararı alınca kriz de sona erdi. Ancak Amerika'nın Küba'ya yönelik ticari ambargosu 1961 yılından bu yana hala devam ediyor.

KÜBA HALKININ KARİZMATİK LİDERİ
Karşıtları Castro'yu geri kafalı bir diktatör olarak suçlasa da Küba halkı karizmatik liderlerinden de yönetim anlayışından da memnun görünüyor. Son olarak 18 Haziran tarihinde gerçekleştirilen bir halk oylamasında Küba halkının yüzde 99'u devlet şeklinin değiştirilemeyeceği yönündeki anayasa değişikliğini onayladı. 76 yaşındaki Castro böylelikle hastalanması ya da ülkenin ekonomik krize girmesi durumunda dahi ülkedeki sosyalist yönetim sistemini güvence altına almış oldu.

En Çok Aranan Haberler