Palmiye ağaçlarıyla, balık dolu resifleriyle ve güleryüzlü yerel halkıyla geri dönmek istemeyeceğiniz bir atmosfere sahip. Başkenti Suva olan Fiji’de 903,207 insan yaşıyor, resmi dilleri ise Fiji’ce ve İngilizce. Güneş kreminizi almayı unutmayın ve güneşli ada macerası için yola çıkın.
Mermer pürüzsüzlüğündeki sahilleri, bulutsuz gökyüzü ve değişken resifleriyle Fiji tam bir Güney Afrika vahası. Buraya genellikle bir palmiye ağacı altında sahil komasına girmekten fazlasını isteyenler geliyor ve 300’den fazla ada arasından bir seçim yapıp havlunuzu hangi sahile sereceğinizin kararını vermek bir hayli zor. Burada şnorkelle günde iki kere yapacağınız gezintilerden ya da voleybol oynamaktan fazlası var.
Fiji’nin ulusal ruhunu yakalayabilmek ve daha iyi anlayabilmek için ana adada biraz zaman geçirmeniz gerekiyor. Popülasyonun 3’te 2’si şehirleşmiş yerlerde yaşıyor. Viti Levu’da ülkenin iki şehrini bulacaksınız. Bunlardan biri başkent Suva, diğeri Lautoka. Bu şehirlerin etrafını ise şeker kamışı çiftlikleri sarıyor. Suva’daki gece hayatı ve öğrenci şehri olması şehri oldukça dinamik kılıyor.
Fiji’nin batı sahilinde Mamanuca ve Yasawa Adalar Grubu yer alıyor. Mamanuca, su sporları severler için çok uygun bir yer. Ayrıca burada her çeşit tatil köyü, her bütçeye uygun tatil imkanı ve zamanı kısıtlı ziyaretçiler için hareket dolu günlük turlar bulunuyor. Kuzeye doğru ise Yasawa’da daha mütevazi 20 volkanik ada bulacaksınız. Kristal berraklığında göletler, gözünüzü ayıramayacağınız manzaralar , küçük köyler ve cennetten çıkma sahiller sizi bu adalarda bekliyor olacak.
Sadece şnorkel yapanlar bile suyun berraklığına hayran kalıyor. O kadar berrak ki bu basit ekipmanla 30 metre ve aşağısını görebiliyorsunuz. Buradaki dalış merkezleri, dalış tutkunlarını tüm tatilleri boyunca meşgul tutabiliyor. Dalgıçlar ister Beqa Laggon bölgesinde boğa köpekbalığı görmek istesin, ister “Great Astrolable Reef of Kadavu” da unutamayacağı bir resif dalışı talep etsin, bunların hepsi mümkün. Fiji dalış konusunda oldukça geniş bir çeşitliğe sahip.
Suva, çok kültürlü, koloni döneminden günümüze kadar gelen bir karışım sunuyor. Zarif eski binalar ve anıtlar ilk bakışta şehrin yakın tarihini gözler önüne sererken canlı bir sahil ve liman kenti olduğunu da unutturmuyor. Şehrin aşağı kısmı alışveriş merkezleri ve kalabalık el işi stantlarıyla oldukça renkli bir görünüme sahip. Açık hava yemek stantları ve lüks restoranlar tüm gün dolaşmaktan acıkmış karınlara hitap ediyor. Gece kuşları burada gün batımında kokteyllerini modern barlarda yudumlayabilir, ardından canlı vurmalı performanslarıyla yerel gece kulüplerinde gönüllerince dans edebilirler.
Namosi yüksek arazilerinde jeoloji bilimi adeta hayat bulmuş gibidir. Parlak kanyon duvarları Wainikoroiluva Nehri’nde kendini gösterirken, etkileyici kayadan bir perde gibi Fiji’nin en manzaralı nehir raftingini yaparken adeta gözlerinizin önüne dökülür.
Vahşi batı, Levuka’nın güney denizleriyle buluşuyor. Burası ülkenin bir zamanlar koloni başkenti olmuş. Burada eski zamanlarda pasaklı denizcilerin çalıştığını hayal edebilirsiniz. Bir zamanlar burada salon tipi meyhaneler varmış ancak şimdi dükkanlar binaların içinde yer alıyor. Köylü kadınlar yol kenarlarında “dalo” satarken bir yandan da üretmeye devam ediyorlar. Beyaz bir kilise güneşte parlarken kentte arada sırada geçen bir arabanın seslerini duyabiliyorsunuz.
Navala, Fiji’nin en etkileyici köylerinden biri ve ülkenin son ayakta kalan kültürel mimarisine sahip. Navala Köyü, Nausori yüksek arazilerinde yer alıyor. Buradaki tüm yapılar en eski tekniklerle bambu duvarlar, sazdan çatılar ve etrafta bulunan çalılıklardan yapılan ipler kullanılarak yapılmış. Burada yemekler kamp ateşi gibi yakılan ateşlerde yapılıyor ve köyün kadınları kendi ekip biçtikleri bahçelerden topladıkları ürünleri ortak öğlen yemeği sofralarına servis ediyor.
Burada “Waitavala” denilen su kayağını yapmak için önce yerli çocukları izlemekte fayda var. Gerçi onlar yaparken çok kolay gözükse de siz aldanmayın ve birkaç morluğu göze alın.
Fiji mutfağı denildiğinde “Lovo” denilen ocaklarda sıcak taşlar kullanılarak pişirilen yemekler geliyor akla. Bir yandan da “Kokoda” adı verilen üzerinde hindistancevizi yağı bulunan çiğ balık salatası ise ülkenin mutfağının ne denli çeşitli olduğunun bir kanıtı. Fiji’de köri kullanılarak yapılmış Hint yemekleri de oldukça popüler ve bu yemeklere “Thali” deniliyor. Bunun yanı sıra “Palusami” ve “Roti” denemeniz gereken diğer lezzetler arasında. “Yaqona” denilen bitki köklerinden yapılan oldukça farklı ve kuvvetli çay ise kendine güvenenlerin mutlaka denemesi gereken yerel bir içecek.
Haziran-ağustos ve aralık-ocak ayları ülke dışında yaşayan Fijililerin ev ziyaretine geldiği ve uçak bileti rezervasyonlarınızı önceden yapmanız gereken bir dönem. Haziran ve ağustos arası kuru bir dönem. Aralık ve ocak ise yağışlı sezon. Fırtına sezonu kasımdan nisana kadar sürüyor. Mayıs ve eylül ayları hava sıcaklığı oldukça uygun, uçak biletleri kısmen daha uygun fiyatlarda ve turist kalabalığının daha az olduğu bir zaman. Şubat-nisan ve ekim-kasım aralığı sıcaklığın ve nem düzeyinin en yüksek olduğu zamanlar. Yoğun yağış nedeniyle dalış yapmak isteyenlerin görüş düzeyinin azalabileceği de ekleyelim.
