Fiji'de Kava Seremonisi
Güney Pasifik Okyanusu'nda 333 adet volkanik adadan oluşan Fiji, deniz, kum ve güneş üçlüsü, ada, egzotik ve tropikal lezzetler, doğal güzellikler ve aktiviteleri ile tam bir tatil ve eğlence ülkesi.
Ne zaman Fiji kelimesini duysam gözlerimin önüne, üzerinde beyaz kumlu plajından denize doğru uzanan Hindistan cevizi ağaçlarının olduğu mavi, üzerinde balıkçı teknesinin olduğu turkuaz renkli pırıl pırıl denize sahip posta kartları gelirdi. Eski bayramlarda birbirimize gönderdiğimiz kartların üzerindeki sahnelerden birinde yıllar sonra olacağım hiç aklıma gelmezdi.
Yeni Zelanda’nın Acukland şehrinden 3,5 saatlik bir uçuşla Nadi Havalimanı'na indim. Havalimanına girişte, çiçek desenli gömlekleri ve etek tarzındaki yerel kıyafetleri içerisinde, ellerinde gitarları ile bir müzik grubu şarkılarla karşıladı. Pasaport kontrolünde 90 günlük Fiji vizemi alıp çıkışa geçtiğimde üzerinde ismim yazılı kâğıtla beni Jit adında Fijili taksi sürücüsü karşıladı. 1960 model Toyota’sı ile Viseisei Köyü'ne doğru yola çıktık. Yol ve çevresinin doğası göz kamaştırıcı, ormanlarla kaplı dağlar, tepeler ve şeker kamışı tarlaları sizi karşılıyor.
Fiji’nin en eski köyü olan Viseisei Köyü'ne evlerinde konaklayacağım Niko karşıladı beni. Sırt çantamı alıp içeri geçtiğimizde Niko’nun eşi Ana güler yüzüyle, bula diyerek selamladı. Nikoların küçük bir evi var ve bu evde yaklaşık 5 torun, 2 kızı, eşi ve kız kardeşi ile birlikte 11 kişinin yaşadığını söyledi.
Kava Seremonisi
Kava içimi Fijililer için önemli bir seremoni ve Fijililer misafirlerine Kava ikram ederek ile hoş geldin diyor. Kava buranın yerel içkisi, ancak aklınıza bir alkollü içki gelmesin çünkü içinde alkol yok. Bağdaş kurup Niko’nun hemen karşısına yere oturdum. Dövülerek toz haline getirilmiş bir çeşit karabiber olan kava bitkisi suyla karıştırılarak hazır hale geliyor. Niko ince toz şeklindeki küçücük kese kâğıtlarından birini aldı ve özel hazırlanmış büyükçe kâseye bir miktar suyla doldurdu. İçerisine bir bez atarak o tozu suda eritti. Küçük bezi çamaşır gibi kâsenin içerisinde yıkıyormuş gibi yoğurarak tozu suda iyice eritti.
Hindistan cevizinden oyulmuş kâseler içerisinde ikram edilen kavayı içmeden önce eliniz bir defa çırpmak gerekiyor. Sonra ‘bula!’ diyerek kâseyi alıp bir defada içilmesi ve bitirdikten sonra eli 3 defa çırpmak gerekiyor. Ben de aynen öyle yaptım. El çırpma içkiye saygı olarak kabul ediliyor. Fijililer her gece kava içip geceyi keyifle sohbet ederek geçirmeyi oldukça seviyorlar. Her kim yüksek sesle sohbet ediyorsa kâseler ve kâseler sonrası kava içimi sonrasında ses tonunda azalma ve dinginlik görülmeye başlar. İkram edilen kavayı reddetmek kabalık olarak kabul ediliyor. Fiji’ye ayak basan herkese bir şekilde Kava deneyimine tanık olacağı kesin.
Geçmişte sadece köyün ve kabilenin ileri gelenleri tarafından içilen kava şimdilerde herkes tarafından içiliyor. Çamur aromasındaki tadından dolayı içimi pek de zevkli olmayan kavayı içtikçe ağzım ve damağımın uyuşmaya başladı.
Fiji’de hayat sade ve basit. Niko, hemen her gün gece bazen geç saatlere kadar kava içtiklerini, sohbet edip, gülüp eğlenip geç uyuduklarını, sonrasında sabah çocukları okula gönderdikten sonra yine uyuduklarını anlattı. “Uyumayıp da n’apacağız ki!” diyor Niko. Böylesi hayatın daha güzel olduğunu, elektrik, su ve şeker, tuz ve bazı temel mutfak masrafları dışında paraya ihtiyaçlarının olmadığını söyledi. Dolce vita!
