HABER

Fikret Otyam, yeniden sanatseverlerle buluştu

Ankara (AA)- "Evlere şenlik, bir gün bir kişi geldi, 'bu çizdiğiniz kadınlar niye gözlük takıyor' dedi. Kara gözlüler ya, onu soruyor...

'Doğu'da çok soğuk, kar ya, ondandır' dedim. Geldi sonra, 'bunlar da takıyor' dedi. Urfa resimleri, 'orada da 30-35 derece güneşin alnında ekin biçiyor, ondandır'... Gitti, yarım saat sonra geldi, 'sen benimle alay mı ediyorsun' dedi." En çok resmetmeyi sevdiği kapkara, büyük gözlü Anadolu kadını figürleriyle ilgili sergisine gelen bir ziyaretçiyle arasında geçen diyaloğu böyle anlatıyor Fikret Otyam... Gazeteci, yazar, fotoğraf sanatçısı, ressam sıfatlarına 82 yıllık ömründe tam anlamıyla hakkını
veren bir isim... Geçen yıl geçirdiği rahatsızlık sonucu tedavi gören sanatçı, eşi Filiz Otyam ile Başkent'te açtığı sergide yeniden sevenleriyle buluştu.

TESK Sanat Galerisi'nde çalışmalarını sergileyen Fikret Otyam, iki yılda bir Ankara ve İstanbul'da düzenledikleri sergilerle sanatseverlerle buluştuklarını söyledi. Sergide kendisinin 45 resim, eşinin de 10 keçe çalışmasının bulunduğunu anlatan Otyam, "Arka arkaya sergi açmıyoruz, benim için sergi biraz bahane... Aslında dostlarımızı görüyoruz" dedi. Galeride sürekli ziyaretine gelen dostlarıyla bir arada olan Otyam, geçen yıl geçirdiği rahatsızlık nedeniyle sanattan bir süre uzak kaldığı süreci kendine özgü esprili üslubuyla şöyle aktardı:

"Ambulansa koydular beni, kendimi cennetin kapısında buldum bir anda... Hazreti Ali elinde maşrapayla bekliyor orada, kevser şarabı dağıtıyor kapıda. Dünyada yasak olan şarap orada ırmak olarak akıyor, yalnız markası, derecesi, tadı belli değil, şarab-ı kevser... Hacı Bektaş Veli de orada. Hayırladılar, 'niye geldin' dediler. Dedim 'beni çağırmışlar'... 'Senin daha orada işin var' dediler. Gözümü açtım, Akdeniz Üniversitesi Nöroloji Bölümü... Duvarda televizyon var. Fakat televizyon, priz iki tane, doktorlar iki, üç, dört tane... Pencere dört tane... Televizyonda da hiç hazzetmediğim insanlar. Ben sık sık konuşurum Tanrı ile... Dedim 'bak gözümü kapattım, ben bunların bir
tanesine tahammül edemiyorum, bu zulüm ne? Ne yaptım da bana bu cezayı verdin?' Doktor bana, 'Fikret bey, bu kaç?' diyor, 'bir' diyorum. 'İyi bak' diyor, iyi bakıyorum bir... Felaket bir şeydi, her şeyi iki görüyorsun. Bir gün sürdü. Bir yıl devam edermiş, benimki bir günde geçti."

En Çok Aranan Haberler