Fikri Sağlar: Ben uyarı görevimi yapıyorum

Bir süredir ana muhalefet partisi içinde bir tartışma sürmekte. Bu tartışma özellikle referandum sonrasında, CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar'ın basına yansıyan açıklamalarıyla alevlendi. Fikri Sağlar, Akşam gazetesine konuştu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren ifadeler kullandı. Bu mülakatın ardından Fikri Sağlar hakkında parti içinde disiplin süreci başlatıldı. Fikri Sağlar'la ilgili karar pazar günü yapılacak CHP Parti Meclisi toplantısında çıkacak.

Sağlar, tüm bu gelişmeler ışığında NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın sorularını yanıtladı.

Fikri Sağlar'a yöneltilen sorular ve alınan yanıtlar şöyle:

Zorlu bir referandum süreci geride bırakıldı, birbirine çok yakın sonuçlar var. Yarış kaybedildi ama yapılan yorumlar 'hayır' cephesi açısından 2019'a dair umut verici bir oy oranının yakalandığı yönünde. Tablo böyleyken CHP'de bugün neden böyle bir tartışma başladı?

Tartışma daha iyiye götürebilmek için ortak akılı harekete geçirmek.. Biz ifade ve düşünce özgürlüğünden yana olan bir siyasi partiyiz. Referandum 16 Nisan'da bana göre 'hayır'lar öndeydi ama YSK'nın oynamış olduğu yasalara aykırı oyunla 'evet' önde çıktı kılpayı olarak. Başkanlık seçimi Türkiye'nin artık son oyunudur. Artık seçimler yüzde 25'lerle 30'larla iktidar olup Türkiye'yi yönetmekle olmuyor. Siyaset biçimi değişti.

Yüzde 49 bir başarı ama bu başarı sivil halkın inisiyatifinin başarısı. Bunun içerisinde bütün siyasi partiler sivil toplum örgütleri gece gündüz çalıştılar. CHP yukarıdan talimat almaksızın il ilçe başkanı gece gündüz kendisini görevlendirerek çalışması. Çünkü rejim değişiyor. Parlamenter demokratik sistem bozulmasın diye kenetlendi çalıştı. Bu sonucu partinin tabanı getirdi.

17 Nisan'dan itibaren CHP içinde yine tartışmalar başladı bu tartışma yüzde 49'u eritebilir... Bu yoruma katılır mısınız?

Siz bir mücadeleden çıktını eksiklerinizi gördünüz bir sonraki maça hazırlanacaksınız. 2019 Türkiye'nin bittiği gün olacaktır. Eğer 2019'da iki seçim olursa daha önce olmazsa. 1 kişi yönetmeye başlayacak. Tarafsız olmak üzere yemin eden bir partinin üyesi. 21 Mayıs'ta da bir partinin genel başkanı olacak. Cumhurbaşkanı olarak alacağı kararlar parti başkanı mı Cumhurbaşkanı olarak mı aldığı karardır? Yoksa her ikisi mi?

Yaptığınız açıklamalar tepki çekti...

Benim yaptığım açıklamalar tepki çekmedi açıklama yaptığım yer tepki çekti. Beni disiplin kuruluna sevk edecekleri gerekçe niye o basın organında bu beyanatı verdim. O verdiğim beyanatı Parti Meclisi'nde konuştum. Yazıyorum. Birgün gazetesinin köşe yazarıyım herkes biliyor benim yazılarımı. Ben ortalıklarda olan içi dışı bir olan bir insanım. Her tarafta ifade ettim. Ben uyarı görevimi yapıyorum. Biz seni atıyoruz dememeliler. CHP özgürlükten yana bir partidir düşünce ve ifade özgürlüğü birinci temel koşuludur. CHP'de insanlar dedikodu yapmazlar düşüncelerini ortaya koyarlar emekleriyle mücadele ederler. Bu mücadele bizi başarıya götürür. Aykırı sözler olabilir önemli olan bu farklı düşüncelere tahammül etmektir ve yeni düşünceler çıkarmaktır.

Gördüğünüz tepkiyi MYK'dan çıkan kararı neye yoruyorsunuz?

Parti içerisinde belli konular içerisinde düşüncelerini ortaya koyan kendini kanıtlayan bir insanım. Önümüzde çok önemli bir dönem var. Bu dönem içerisinde iddialarla bir kadro ile düşüncelerimizi partimizin düşüncelerinden vazgeçmeden yüzde 51'i kucaklayacak buna uygun kadrolarla iddialı enerji dolu insanlarla yola yürüyecek bir kadroyu oluşturma doğrultusunda arkadaşlarımızla birlikte bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışma bazı insanları üzüyor bazı insanların da herhalde gelecekleriyle ilgili korku yaratıyor. Demeç verdiğiniz gazete havuz medyası lafı çok geçerli değil. Bizim iddiamız var bu partiyi daha iyi yere götürürüz iddiamız var. Daha iyi yere götürürüz iddiası birilerinin işine gelmeyebilir. Parti Meclisi benim ihraç edilmem için toplanıyor. Parti Meclisi'ndeki arkadaşlarım bir karar verecekler.

Biz manşeti şöyle atabilir miyiz: ''Fikri Sağlar: Adaylığımın önünü kesmek için disiplin süreci başlatıldı.'' Manşeti atmadan size soruyorum doğru mudur bu manşet diye? Doğru bir çıkarım mı yaptığım?

Doğru bir çıkarımdır. Doğru çıkarım derken zaten iddiası olan insanlar başarılı olurlar ama akıllarını her zaman zaaflarından ve duygularından öne koyanlardır. Bizim aklımız öndedir. Hiçbir zaman zaaflarımızı ve duygularımızı öne koymayız. O kadar rahatım ki ben birçok insanın geleceği benim mazim. Halk arasından çıkmayan birisiyim. Biz umut vereniz. Umut veren insanların ortaya koydukları düşünceler her zaman umut veremeyenleri korkuturlar. Sıkıntı bu.