KUDÜS (AA) – ESAT FIRAT – ABD'nin desteğiyle Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen "Refah için Barış" adlı ekonomi çalıştayında Filistin halkının siyasi talepleri görmezden gelinerek meselenin sadece ekonomik boyutu ele alındı ve adeta ABD'nin İsrail ile birlikte ekonomik vaatlerle mevcut statükoyu Filistinlilere dayatmasının resmi ilanı oldu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve Başdanışmanı Jared Kushner, çalıştayın açılışında yaptığı konuşma sırasında açıklanması beklenen ve bağımsız bir Filistin devletini öngörmediği bilinen "Yüzyılın Anlaşması" planı çerçevesinde bölge ülkelerine ait sınırların olmadığı bir harita gösterildi.
Aynı zamanda bölgede özellikle Gazze ve Batı Şeria'daki altyapı, teknoloji, eğitim ve enerji alanlarındaki projelere ait görüntülere yer verilirken, İsrail ve Filistin dahil olmak üzere ülkelerin sınırlarına işaret edilmemesi dikkati çekti.
Konuşmasında "Refah için Barış" çalıştayının bölgede "barışın tesis edilmesine" yönelik misyonunun bir parçası olduğunu dile getiren Kushner, "Batı Şeria'da bölge halkı için refahı sağlayacak canlı bir ekonomik merkez hayal edin." diyerek, barış planlarının Orta Doğu'ya yatırımcıları çekecek bir atmosfer oluşturmayı hedeflediğini söyledi.
Filistinlilerin boykot ettiği ve tek bir Filistinli yetkilinin bulunmadığı çalıştayda Filistinlilere, "Bu çalıştay sizin içindir. Başkan Trump sizden vazgeçmedi." sözleriyle çağrıda bulunan Kushner, "Hepimiz İsrailliler ve Filistinliler için barış ve istikrar istiyoruz." dedi.
Kushner, Filistin halkının siyasi taleplerini görmezden geldiği konuşmasında ABD'nin "Yüzyılın Anlaşması" planına işaret ederek, Bahreyn Çalıştayı'na Filistinli iş adamların katılmak istediğini ancak Filistin yönetimince engellendiklerini iddia etti ve daha da ileri giderek söz konusu planın "Yüzyılın Anlaşması" değil "Yüzyılın Fırsatı" olduğunu ileri sürdü.
Suudi Arabistan'ın Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Al eş-Şeyh ise çalıştayda yaptığı konuşmada, Kushner tarafından önerilen ekonomi planının başarıya ulaşması için sürdürülebilir barışın gerçekleşeceği konusunda gerçek bir umut beslemenin şart olduğunu belirtti.
Al eş-Şeyh, "Filistinlilerin karşılaştığı sıkıntıların çözümünün mümkün olup olmadığına" ilişkin bir soru üzerine, "Aslında bu sorunlar daha önce çözüldü. 25 sene geriye döndüğümüzde bugün konuşulanların benzeri çabalar olduğunu görürüz. Kalkınma projelerinden, sağlık kurumlarının ve altyapının iyileştirilmesine, eğitimden yabancı yatırımcıların bölgeye çekilmesine kadar. Tüm bunlar üzerinde ABD öncülüğündeki uluslararası koordinasyon çabalarıyla 1990'lı yılların ortalarında çalışmalar yapıldı." diye konuştu.
- "İsrail ile barış istiyoruz"
Öte yandan İsrail ile diplomatik ilişkileri olmayan Körfez Arap ülkeleriyle Tel Aviv yönetimi arasındaki normalleşmenin bir kez daha gün yüzüne çıktığı çalıştayda, İsrail basınına açıklama yapan Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Al Halife, "İsrail'in, varlığını sürdürmesi gereken bir ülke olduğuna inanıyoruz. Onunla iyi ilişkilere sahip olmayı ve barış yapmayı istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Al Halife de çalıştayın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, “Çalıştay sonuçlarının, gelecek dönemde bölge ülkeleri ve halklarının beklentilerini karşılayacak şekilde yeni, nitelikli, çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir ekonomik fırsatların uygulanmasına katkı sağlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz." dedi.
Bahreyn Veliaht Prensi ayrıca müreffeh bir ekonomik geleceğe ulaşmak ve bölge ülkeleri ile halkların gelişmesi için sarf edilen çabaların ortak ve uyumlu olmasının önemli olduğunu vurguladı.
- Kushner Filistin yönetimini suçladı
Çalıştayın kapanış oturumunda bir kez daha söz alan Kushner, Filistin yönetimini halkına yardım etme konusunda "başarısız" olmakla suçlarken ancak kapıların kendilerine hala açık olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.
Filistinlilere hala kapıların açık olduğunu vurgulayan Kushner, "Eğer gerçekten halklarının hayat şartlarının iyileşmesini istiyorlarsa, biz onların bu isteklerini gerçekleştirebilmeleri için harika bir çerçeve geliştirdik." şeklinde konuştu.
- Filistin halkının siyasi haklarına değinilmedi
Dün akşam sona eren çalıştayın kapanış bildirgesinde, Filistinlilere yönelik kalkınma ve yatırım olanaklarının artırılması çağrısı yapılırken hiçbir şekilde Filistinlilerin haklarına değinilmedi.
Kapanış bildirgesine göre dünkü oturumlarda, kalkınma ve yatırımın yanı sıra sağlık hizmetleri sistemlerinin geliştirilmesi ve yerel topluluklarda ekonomik fırsatlar oluşturulması, iş gücünün geliştirilmesi ve işsizlik sorunuyla karşı karşıya olan gençlerle etkin bir biçimde ilişki kurulması konuları üzerinde duruldu.
- AA muhabirinin ülkeye girişine izin verilmedi
Bahreyn'deki çalıştayı yerinde takip etmek üzere 23 Haziran'da Manama'ya girmek isteyen AA'nın Kudüs muhabiri Esat Fırat'ın ülkeye vizesiz giriş olanağı sağlayan hizmet pasaportuna, Bahreyn Uluslararası Havaalanı'nda yetkililerce el konuldu.
Bahreynli yetkililer, tüm diplomatik kanalların girişimlerine rağmen Manama'daki çalıştay için "akreditesi olmadığı" gerekçesiyle saatlerce havaalanında beklettikleri AA muhabirinin ülkeye girişine izin vermedi.
ABD iş birliğinde Bahreyn'in ev sahipliğinde başkent Manama'da 25-26 Haziran'da düzenlenen "Refah için Barış" başlıklı ekonomi çalıştayının, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda açıklaması beklenen "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon olduğu yorumları yapıldı.
Ev sahibi Bahreyn'in yanı sıra konferansa, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fas katıldı. Filistin'in boykot ettiği konferansta, İsrail'den iş insanları ve basın mensupları da hazır bulundu.