ORDU (İHA) - Karadeniz Bölgesi'nde sayılı fındık ihracatçı firmalarından Gürsoy A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Gürsoy, son 10 yılda yaşanan ekonomik olumsuzluklar, krizler derken fındık sektörünün giderek küçüldüğünü, itibarını yitirdiğini söyledi. Gürsoy, bu olumsuzlukların sürmesi halinde 10 yıl sonra yabancı sermayenin Türk fındık piyasasına hakim olabileceği tehlikesine işaret ederken, alivre olaylarına da açıklık getirdi.
Fındık sektörü, ihracatçı-üretici dengesi ve alivre konularında açıklamalarda bulunan Dursun Gürsoy, gerçekten fındık ticareti yapan insanların sanıldığının aksine hiç bir zaman 'tefeci' olamayacağını söyledi. Sektörde fındık ticaretini amaç olarak yapan olduğu gibi araç olarak yapmaya çalışanların bulunduğunu da belirten Gürsoy, ikinci kategoriye girenlerin bir nevi para satma ticareti yaptığını ifade etti. Fındık ticaretini araç olarak yapanların sektörde azınlıkta olmasına rağmen finans zorluğu yaşayan üreticinin nakit ihtiyacını bu kesimden temin ettiğine de dikkat çeken Gürsoy, "Gerçekten fındık ticareti yapanlarla bu işi araç olarak yapanları karıştırırsanız sosyal barışı bozmuş olursunuz. Köylüyü tüccara düşman ediyorsunuz demektir. O sebeple Ziraat Odaları gibi meslek kuruluş temsilcilerinin konuşmalarını yaparken dikkatli olmaları gerekir. Her fındıkçı tefeci, alivreci değildir" dedi.
Alivre olayına da açıklık getiren Dursun Gürsoy, bu tür ticaretin bütün dünyada uygulandığını söyledi. Gürsoy, şunları söyledi:
"Biz de alivre tabir edilen satış türü dünyada uygulanan normal bir ticaret şeklidir. Ancak ulusal borsa kanun ve kuralları ile denetimleri çerçevesinde yapılır. Mesela, bir firma 2 yıl sonrası için badem, 3 sene sonrası için şeker, 4 sene sonrası için soya fasulyesi satabiliyor. Bu yapılırken üretici-satıcı-alıcı arasında teminatlar ve kontratlar yapılıyor. Her şey bir kural ve kanun çerçevesinde gerçekleşiyor. Bu durum onlarda istihdam ve istikrar getiriyor. Ama bizde kanun yapıcı, bu kuralları koymadığı için her yapılan alivre topluma zarar veriyor. Türkiye'de geleceğe yönelik satışların kuralları, borsacılığı ve alt yapısı kurulamadığı için bugün bu alım satım kumar gibi oluyor."
"FINDIK SEKTÖRÜ İTİBARINI YİTİRMİŞTİR" Fındık sektörünün giderek itibar erozyonuna uğradığını, artık 'fındıkçıyım' diyenlere bankaların bile yüz vermediğini ifade eden Gürsoy, şu ifadeleri kullandı:
"Yaşı 50'nin üzerinde olan arkadaşlar hatırlayacaktır. Bundan 25-30 sene evvel Ordu'da yaklaşık 50'ye yakın fındık fabrikası vardı. Bunların tamamı ihracatçıydı. Bugün 10-15 tane fındık fabrikası, 4-5 ihracatçı firma kaldı. Yıllardır söyleniyor, 'İhracatçılar, tüccar üreticiyi sömürüyor, alivre yapıp kar üstüne kar ediyorlar'. Madem öyle bu sektör niye bu kadar küçüldü? Bu insanlar niye zarar gördü ve battı? Türkiye'de denilenin tersine bir takım gelişmeler var. 50 ihracatçı 5' e düşmüşse bir terslik var demektir. Türkiye, bugün tarım ithalatçısı olmuşsa bu tüccarın değil, ekonomiyi yönlendiren politikacıların kabahatidir. Yaşanan krizlerden ve olumsuzluklardan en çok zarar gören fındık ihracatçılarıdır. Bugün bir bankaya gidip fındıkçıyım dediğiniz ve kredi istediğiniz zaman adam sizin yüzünüze bile bakmıyor. Sektör itibarını yitirmiştir. Bu tabloyu Türkiye'nin son 10 yıllık ekonomik şartları oluşturmuştur. Üretici geçen yıl 1.5 milyona sattığı fındığı, bu yıl 2.5 milyona satabiliyor ama tüccar yüzde 1 bile kar yapamıyor bugün."
Yaşanan bu olumsuzlukların ortaya çıkardığı boşluğu yabancı sermayenin doldurabileceğine de dikkat çeken Gürsoy, bu tablo oluştuğu takdirde fındık sektöründe üreticinin dikkate alınmadığı 'vahşi kapitalizmin' hüküm süreceğini savundu. Gürsoy, "Fındıkta yabancı sermaye cüzi de olsa vardır. Ama ekonomik durumumuz bu şekilde devam eder de, sektör içinde çok ciddi tedbirler alamazsak, fındığa uzun vadeli bir strateji kazandıramazsak, 10 sene sonra mutlaka birileri gelecek. Bazı ortaklıklar kurabilir, fabrikaları satın alabilirler. Güç onların eline geçtiğinde, defterlerinde 'üretici' yazmayacak. Onlar köylüye bizim baktığımız gibi bakmayacak. Onlar tamamen kapitalizm şartlarına göre bakacaklar. Şu anda bu işin ticaretini yapanların değerini bilmek lazım. Yabancı sermayenin hakim olduğu bir sektörde vahşi kapitalizm oluşur" diye konuştu.