Türkiye, üretim ve ihracatta sahip olduğu yaklaşık yüzde 75’lik oranı 700 bin hektarı aşkın fındık bahçesinden sağladığını belirten Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Göngör Köleoğlu “Bu kazancı sağlam bir zemine oturtmak, istikrarlı bir şekilde kalıcı hale getirmek için başta devlet ve üretici olmak üzere herkes üzerine düşeni, tam olarak gereken çabayı, fedakarlığı maalesef göstermiyor” dedi.Konuyla ilgili bir açıklama yapan Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Göngör Köleoğlu, yıllardır "Türkiye fındıkta dünya üretim ve ihracatının büyük kısmını karşılıyor" denilerek fındıktaki gerçeklerin göz ardı edildiğini söyledi. "Bu iş, bu tablo hep böyle gider, gidecek" sanıldığını ifade eden Köleoğlu “Oysa fındık ekonomik bir ürün. Her ekonomik üründe olduğu gibi, mutlaka başka üretenler vardır ve olacaktır. Türkiye, üretim ve ihracatta sahip olduğu yaklaşık yüzde 75’lik oranı 700 bin hektarı aşkın fındık bahçesinden sağlıyor. Ama, bu kazancı sağlam bir zemine oturtmak, istikrarlı bir şekilde kalıcı hale getirmek için başta devlet ve üretici olmak üzere herkes üzerine düşeni, tam olarak gereken çabayı, fedakarlığı maalesef göstermiyor” diye konuştu.Türk fındığında son yıllarda verim ve kalitede büyük bir düşüş söz konusu olduğuna dikkat çeken Köleoğlu, şunları söyledi:“Türkiye’nin 2004-2013 arasındaki 10 yıllık dönemdeki fındık üretimi toplam 6 milyon ton civarında. Bu da yıllık ortalama 600 bin tonluk kabuklu fındık üretimi demektir. Üretim anormal şartlarında etkisiyle 600 bin ton civarında seyrederken, 2000’li yılların başından itibaren ihracatçılarımızın büyük çabaları ile artmaya, özellikle de 2009’de devlet tarafından serbest piyasa sisteminin uygulanmasına izin verilmesiyle 2012-2013 sezonunda 305 bin ton iç, yani 610 bin ton kabuklu fındığa kadar yükselen dış satımımız ve buna ilave 100 bin tonu aşan iç tüketim 700 bin ton civarında bir fındığın tüketilmesini sağlamıştır. Bu süreç 122 ülkeye fındık ihraç eder hale gelen sanayici ve ihracatçımızın çabalarıyla, sürekli bir yükseliş trendi göstermektedir. İşte bu tablo ortada iken, yani istikrarlı piyasalar ve fiyat ile Türk fındığına talep artarken olumsuz hava şartlarının de etkisiyle yaşanan rekolte azalması sadece fiyattan söz edilir bir durum oluşturmuştur. Oysa sorun, fiyattan çok üretim azalmasıdır. Bu da şu demektir; talep var, ama üretim yetmiyor. O zaman yapmamız gereken önce kaliteli üretimi arttırmaktır. 700 bin hektarlık alanda 1 milyon ton üretip satabilmektir. İstikrarlı fiyatlar, istikrarlı piyasalarla, verim ve kalitenin artması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ile daha çok satıp, daha çok kazanabilmek demektir. Önceliği bu anlayışa vermeliyiz. Yoksa az üretip çok fazla paraya satmayı tercih etmekle bir yere varılamaz. O zaman sizin yerinizi yeni üreticiler alır, yeni ülkeler alır. Pazar payınız sürekli azalır.”Türkiye’nin yüzde 100 net döviz kazandıran ürünlerin başında gelen fındıkta, öncelikle sorunu iyi tespit edip, ona göre politikalar oluşturup, uygulaması gerektiğini vurgulayan Köleoğlu, “Bu da, verimli ve kaliteli üretimle hem mevcut pazarların tamamını elinde bulundurmak, hem de yeni pazarlar bularak Türk fındığını 120 ülkeye değil, tüm dünyaya yedirmek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz