FOK BALIKLARI ÖLMESİN AMA SİZ ÖLEBİLİRSİNİZ

Küresel Ekonomik krizin yıprattığı dünya devleri yeni oyunlar peşinde. Afrika’nın tamamına yakını ve bir çok asya, pasifik ülkesini yüzyıllardır sömüren batılıların karnı doyunca aklına gelen insan hakları, dünya barışı hikayeleri ilk kriz sinyali ile çirkin yüzlerini tekrar ortaya koydu. Afrika ve Ortadoğu israil merkezli yeni bir yapılandırma hamlesine başladı.

Ortadoğu’da yıllardır uşaklıklarını yapan liderlerin tek tek devrildiğini gören batı, Suriye’de buna dur dedi. Yapılan katliamları görmezden geldi, iki yıldır Esed’i vermedi. Komşu ülkelerle sıfır problem politikası güden Türkiye’nin başını belaya soktu. Yıllardır yanlış iç ve dış tehditlerle uyutulan Türkiye tam iç ve dış barışı temin etmişken hooop Hatay’da bomba, al sana bir sıkıntı ve esaslı bir dış tehdit. Sosyal medyanın gazının biber gazına rahmet okuttuğu gezi hadiseleri patlatıldı, al sana bir iç tehdit. Türkiye yeni serüveninde müttefik olduğuna inandıkları tarafından bırakılıverdi.

Mısır konumu itibariyle Afrika ve Ortadoğu için önemli bir ülke, gelir kaynakları batının fonları ve turizm. Çok cılız ve bağımlı bir ekonomiye sahip. Afrika ve Ortadoğu’ya açılan bir kapı olan Mısır’ın ipleri anlayacağınız üzere para olarak batının elinde. Mursi’nin formatı ne Avrupa, nede Amerika için uygun değil, bunları da boş verin israil için hiç uygun değildi, sisiyle indirdiler.

Bu Mısır darbesi ve Suriye’deki iç savaş gösterdi ki ve zaten biliyorduk; BATI MEDENİYETİ İKİ YÜZLÜDÜR. Bir yanda fok balıkları ölmesin, ağaçlar kesilmesi der insan görünür, öte yanda binlerce çocuğun ölmesine, sakat kalmasına rıza gösterir.

Gezi olayları üç beş gencin duygularını ifade ettiği masum olaylar değildir. Darbe provası yapılmıştır. Gezide oynanan oyun üzerine yazmak zaman kaybıdır. Haritaların ve toplumların yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı küresel dönemle Türkiye’de darbecilerin ve yandaşlarının temizlenmeye çalışıldığı dönemin çakışması bir rahmet olmuştur. Bu sayede Küresel kriz gibi, darbe de Türkiye’yi teğet geçmiştir.

Size saçma gelebilir ama Mısır da yapılan darbe batının Türkiye’ye mesajıdır. ‘Mısır gibi önemli bir ülke çocuk oyuncağı mı ki sinyal vermek için kullanılsın?’ diyebilirsiniz. Yıllardır Afrika ve Ortadoğu’da söz sahibi olan Mısır’ın rolünü, Osmanlı mirasıyla tekrar kapmaya çalışan Türkiye’de, başarısız darbe planları yapan bazı kesimlere AB ve ABD’nin darbecinin yanında olacağı mesajı verilmiştir. Avrupa Birliği’ne adaylık sürecini darbelere karşı kalkan olarak gören hükumetimize, Adeviye meydanında yüzlerce kişinin katledilmesine seslerini çıkarmayarak mesaj vermişlerdir. Maskelerini bir kenara bırakarak gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Demokrasi, insan hakları, eşitlik, fakirlikle mücadele gibi evrensel kavramlar onların hiçbir zaman umurunda olmamıştır.

Türkiye her on yılda bir darbe ve darbe girişimine alışık bir ülkedir. Türkiye’nin en büyük iç tehdidi darbedir ve Türkiye’nin en büyük dış tehdidi de darbedir. Darbelerin verdiği zararın milyonda birini vermemiştir yıllarca dış tehdit olarak gösterilen Yunanistan ve iç tehdit olarak gösterilen İslamcılar. Gezicilerin verdiği maddi ve manevi hasarlara bakıldığında bu tespitin ne kadar doğru olduğu anlaşılır.

Halkın yüzde ellisinin güveniyle iktidar olan Recep Tayyip Erdoğan diktatör olarak lanse ediliyor. Bunu hem içerde hem dışarda körüklüyorlar. Bakanlar hakkında asılsız yolsuzluk iddiaları ortada dolaşıyor. Alevi-Sunni çatışması tezgahlanıyor. Yaşam tarzına müdahale iftiraları atılıyor, mahalle baskısı dillendiriliyor. Ve daha birçok senaryo ile olası darbeye zemin hazırlanıyor. Şimdilerde bir eylül fısıltısı var. Eylülü iple çekiyorlar. Öğrenciler tatilde, tahminim onları bekliyorlar. Yeni yeni dünyada ilk beşyüze giren Üniversitelerimiz darbeciler için en güzel ve kolay enstrümandır. Devletimiz dikkatli olmalıdır, halkımız sağduyulu olmalıdır. El ovuşturmalara baktığımızda sıcak günler bekleniyor ama inşaallah planları tutmaz. Birlikte güzel günler gördük ve görmeye devam ederiz. Kalkınma hayallerimiz devam eder. İnşaallah insan hakları, demokrasi, açlıkla ve yoksullukla mücadele, dünya barışı, küresel ısınma ve hastalıklarla mücadele gibi ihtiyaçlarında batıya yardıma biz koşarız, onlara biz telkin veririz, biz havari kesiliriz.