Bildiğiniz üzere futbolu icat edenler de futbolun beşiği olanlar da İngilizler, ancak forma numarasını ilk resmiyete kazandıran ülke ABD. Özellikle futbolda pek söz hakkı olmamış olan ABD, 1923-24 sezonu National Challenge Cup'ta karşı karşıya gelen Fall River Marksmen ve St. Louis Vesper Buick maçında dünyada ilk kez forma numarasına resmiyet kazandırdı. Bu denemenin amacı ise hakemlere büyük kolaylık sağlamaktı. Günümüze bakacak olursak ABD çok iyi bir iş çıkarmış.
Aradan 4 geçtikten sene sonra 1928'de Arsenal - Chelsea maçında forma numaraları İngiltere topraklarında Avrupa'da ilk kez resmiyet kazandı. Forma numaraları ise takımların mevkilerine göre verilirdi. O zamanlar sık sık kullanılan 2-3-5 sistemine göre 1 numara kaleci 2 ve 3 numaralar savunma oyuncuları olurdu. Sıralı olarak da bu durum devam ederdi. Elbette sahaya diziliş değişti ve uzun yıllar 4-4-2 kullanılsa da savunma oyuncularının en fazla 6'ya kadar numara seçmesi pek değişmedi. Günümüzde bile 2,3,4 gibi numaralar oyuncuların mevkisini belirler. Mesela 9 numaralı defans göremezsiniz. 2 numaralıda forvet göremezsiniz.
Yıl 1958, yer İsveç, FIFA Dünya Kupası...
Tüm dünyada forma numarası uygulaması kullanılırken çatır çutur top oynayan Brezilya hala böyle bir uygulamayı benimseyememişti. Ancak kurallar gereği Dünya Kupası'na katılmak için takımların forma numarası olması şarttı. Bu yüzden Brezilya kupadan bile ihraç edilebilirdi. İsveç'te düzenlenen şampiyonada olaya Uruguay delegesi Lorenzo Villizio duruma el atarak oyunculara forma numaralarını dağıtır. Numaraları o kadar gelişi güzel verir ki tüm kaleciler 1 numaralı formayı giyerken Brezilya kalecisi Gilmar, 3 numarayı giyiyordu. Bununla birlikte 10 numara Pele adındaki 17 yaşındaki oyuncuya verilir. Brezilya, finalde İsveç'i mağlup ederek kupayı alır ve Pele giydiği 10 numarayı üzerinden hiç çıkarmaz. Bu sayede dünyanın en iyi oyuncularından biri kabul gören Brezilya efsanesi 10 numaralı formayı da aynı kendisi gibi efsaneleştirir. Bugün birçok büyük yıldız '10 numara' olmak adına büyük emekler harcar.
Pele ile efsaneleşmiş 10 numaranın yanı sıra birçok mevkininde bazı numaralarıyla efsaneleşmiş oyuncuları bulunuyor. Elbette bunlar sadece birer numara söz gelimi 99 numara da olsanız önemli olan yeteneğinizdir, ancak tarihte yıldızlarıyla efsaneleşen numaralar her zaman diğerlerinden özeldir.
Örneğin 7 numara genelde kanat oyuncularının kullandığı numaralardır. Bunların en büyük örneği; Ronaldo'dur. Aslında Ronaldo'nun 7 giymesinin sebebi Manchester United'ın efsane 7 numaralar arasından biri olması. Aynı Beckham ve Cantona gibi. 7 numara giyen diğer yıldızlar ise; Bebeto, Littbariski, Overmars, Luis Figo, Shevchenko, Pato, David Villa, Caniggia gibi isimlerdir.
Bir diğer önemli numara ise 9'dur. Bu numarayı da genelde forvet oyuncuları giyer. 9 numara giyen bazı yıldızlar ise şunlardır; Ronaldo de Lima, Samuel Eto'o, Romario, Marco Van Basten, Hakan Şükür, Shearer.
*
Pele'nin yolundan giden 10'lar: Diego Maradona, Zidane, Metin Oktay, Lefter, Alex de Souza, Platini, Puskas, Hagi, Messi...*
Önce yedeklerden girelim sonra 12 numaradan çıkalım; İngiltere'de 1965 yılından önce takımlarda yedek oyuncu sistemi bulunmuyordu. Yani eğer takımların herhangi bir oyuncusu maça devam edemiyorsa bir kişi eksik olarak mücadele devam ediyorudu. Eh, haliyle bu durum can sıktı. 1954'te Dünya Kupası Eleme Turu maçında uluslararası bir maçta ilk kez oyuncu değişikliği hakkını Almanya, bir oyuncuları sakatlanınca kullandı. 1965'den sonra İngiltere bu uygulamayı biraz daha geliştirip taktiksel oyuncu değişikliği kuralını ekleyek 3 oyuncu değiştirme hakkını benimsedi. Bu durumda yedeklere artı numara gerekiyordu ve sıra bozulmadan 12,13,14 numaraları verildi. Ancak 13 uğursuzluğu nedeniyle 12'den sonra direkt olarak 14'e geçiş oluyordu.
Ancak 12 numaranın akıbeti değişti. Bazı kulüpler maça çıktıklarında sahada 12 kişi olarak mücadele ediyordu. Bunun sebebi ise taraftardı. Taraftarın desteğini arkasına alan kulüpler evlerinde takımlara hayatı dar etmeyi başladı. Bu yüzden bazı kulüpler kendisini yalnız bırakmayan taraftarı onurlandırmak adına 12 numarayı kimseye vermeyerek taraftara adamış oldu. O bazı kulüpler ise şunlardır; Fenerbahçe, RC Lens, Bayern Munich, Feyenoord, Portsmouth, Dynamo Kiev, Lazio.
Arjantin'de ise forma numarası anlayışı farklıydı. Maradona'nın 10 numara istisnasını saymazsak tüm futbolcular isimlerinin baş harflerine göre forma giyiyordu. Mesela A harfindeki isim 1 numaralı formayı giyiyordu. Bunun en sonut örneği ise 78 Dünya Kupası'nda bir orta saha oyuncusu olan Ardiles'in 1 numaralı formayı giymesiydi.
Futbol tarihinde artık numara kısıtlamasının kalkması yavaş yavaş 90'lı yıllarda gerçekleşiyordu. Artık oyuncular giyindiği forma numarasından başka numara giyinmiyordu. Bu da bugünkü uygulamayı bize gösteriyor. Mesela 30 numaralı formayı giydiğinizde herhangi bir değişiklik olmadığı takdirde maça hep 30 numaralı formayla başlıyordunuz.
12 numaranın dışında bazı kulüplerin emekliye ayırdığı forma numaraları var. Bunlardan en büyük örnek Milan'ın efsane defans oyuncusu Paolo Maldini'nin 3 numaralı forması. Milan, bir daha kimse bu formayı bu kadar iyi taşıyamaz diyerek Maldini'nin 3 numarasını müzesine koyarak hiç kimseye vermeme kararı aldı.