Paris'in merkezinde, Châtelet bölgesinde uzun boylu ve zayıf birkaç genç adam, kaykaylarının üzerinde hareketlerine çalışıyorlar.
Bazıları, Fransa'daki yerel seçimlerde ilk kez oy kullanabilecekleri yaşta. Ancak Pazar günü ilk turu olan seçimlerin ardından yapılan anketler gösterdi ki; Fransa'daki en genç seçmen kitlesinin yüzde 90'ı sandığa gitmemişti.
En gençler saymazsak, 35 yaş altında seçime katılmayanların oranı biraz daha düşük.
Seçimlerin ikinci turu bu Pazar yapılacak. Peki bu kez daha fazla katılım sağlanacak mı?
Konuştuğumuz genç seçmenlerden Jean-Lucien "Elbette ki oy vermedim, politika çok büyük bir yalan" diyerek neden oy kullanmadığını açıklıyor.
Alexandre ise "İnsanlar artık farklı şekillerde harekete geçiyor. Örneğin aktivizm, böylelikle insanların hayatına daha somut ve daha doğrudan etkide bulunabiliyorlar." diyor.
Bu seçimden bir beklentisi olmayanlar sadece Alexandre gibi en genç seçmenler değil. Fransa, üçte bir oy kullanma oranıyla tarihinin en düşük katılımlı seçimlerine şahit oldu.
Covid-19 salgını sebebiyle birçok kısıtlamanın uygulandığı ülkede pek fazla seçim kampanyası da yapılamadı. Ancak sorun buradan çok daha derinde yatıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, durumu "Demokratik alarm" olarak adlandırdı.
Sandığa giden ve yaşı daha ileri seçmenler de, seçim yaptıkları adaylardan pek memnun gözükmüyor.
Paris'te yaşayan mühendis François Tessé, kime oy vereceğine karar vermekte zorlandığını söylüyor:
"Önceden belirlediğim bir fikrim yoktu. Siyaset son birkaç yılda çok değişti, eskiden daha netti."
İronik olan ise, geçen hafta Pazar ilk turun ardından Fransa, siyasi olarak beş yıl öncesi gibi görünüyor. Oysa seçmenler Cumhurbaşkanı Macron'un söylediği gibi "siyasi haritayı yeniden çizmesini" bekliyordu.
Fransa'nın geleneksel merkez sağ ve merkez sol partilerinin adayları, ilk turun kazananı oldu. Bu Pazar da ikinci turda yarışacaklar.
Macron'un aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen ise tahmin edilenden çok daha az oy aldı. Cumhurbaşkanının kendi partisi ise ikinci tura çıkmakla birlikte beklenen etkiyi gösteremedi.
Siyasi analist Bruno Cautres, "Bu sadece bir başarısızlık değil, bu bir felaket" diyerek durumu değerlendiriyor:
"Macron 10, 12'den fazla bakanına yerel seçimlerde yarışma talimatı verdi. Ve çok sert bir mağlubiyet aldılar."
Bu seçim, Cautres'e göre, Macron'un oluşturduğu Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi partisinin ne kadar sınırlı etkisi olduğunu ve bölgesel köklerinin çok zayıf olduğunu gösterdi:
"Bu yeni tarz bir siyasi parti, insanlar 'bir tıkla' üye olabiliyor.
"Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine bu kadar zayıf bir organizasyonla gitmek çok riskli. Daha önce bir kere işe yaramış olması, ikinci kez de yarayacağı anlamına gelmiyor."
Yeşiller/Sosyalist ittifakının adayları Matthieu Orphelin ve Guillaume Garot**, Pays de la Loire bölgesinde yüzde 35 oy aldı. Cumhuriyetçilerin adayı Christelle Morançais** ise yüzde 34 oy oranıyla, yani çok az farkla ikinci sırada yer aldı
Le Pen'in Ulusal Yürüyüş Partisi'nin ikinci turda hâlâ bir bölgeyi kazanma ihtimali var. Bu da, Fransa'da bir belediye binasından daha büyük bir alanı kontrol etmemiş bir parti için büyük bir adım.
Provence bölgesinde bir pazar yerinde kampanya yaparken Le Pen, birkaç metrede bir destekçileriyle fotoğraflar çekildi. Parti son dönemde yeni bir "Sakin ve sorumluluk sahibi" imajı yaratmaya çalışıyor, bu sebeple merkez sağdan aldığı bir siyasetçiyi de aday gösterdi.
Tüm bunların amacı, Rose gibi genç seçmenleri etkilemek.
"Kesinlikle daha az radikal" diyen Rosa, BBC'ye şunları anlatıyor:
"Etrafımda çok fazla benim gibi sağ görüşlü seçmen var. Hepimiz bu kez Ulusal Yürüyüş'e bir şans vereceğiz."
Rose gibi çok sayıda seçmen vardı ancak sonradan partiye oy vermeye karar verenlere göre eski sadık seçmenler sandığa gitmeye çok daha istekli oluyor. Belki de bu sebeple, geçen hafta Pazar günü Ulusal Yürüyüş Partisi için sandığa gidenlerin oranı bir hayli düşük kaldı.
Parti, ilk turu birinci tamamladığı tek bölge olan Provence bölgesinde de güçlü bir rakiple karşı karşıya: Merkez sağdaki Cumhuriyetçilerin adayı Muselier. Cumhuriyetçiler ilk turun en büyük kazananı oldu.
Bu seçim, seçmenlerin büyük kısmı tarafından sandığa gitmeye değer bulunmamış olsa da, siyasiler tarafından Fransa'nın 2022'deki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir "aperatif" olarak görülüyor.