İSTANBUL (AA) - Fransız yazar ve hukukçu Laurent Levy, Fransa'daki 'Sarı Yelekliler'in başlattığı eylemlerle ile ilgili, "Protestolar iktisadi olarak başladı ve siyasi yöne dönüşerek yaygınlaştı. Hareket aslında bölgesel, Paris'te ve Avrupa’nın belli bir yerinde yoksul olan ya da geçimde zorluk çekenler tarafından değil, orta sınıf tarafından başlatıldı. Yoksa çok çok yoksul değiller. Bu ayaklanma Paris'e karşı kabul edilebilir çünkü Paris onların gözünde gücü temsil ediyor. O yüzden Macron'u istifaya davet ediyorlar." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen, "Fransa’daki Sarı Yelekliler Protestoları" konulu panelde konuşan Levy, 'Sarı Yelekliler'in başlattığı eylemleri 'muhteşem bir gelişme' olarak gördüğünü ve yüzlerce insanın bu eylemlerle Fransa'yı ayağa kaldırdığını söyledi.
'Sarı Yelekliler'in sıra dışı bir protesto yaptığını belirten Levy, şöyle konuştu:
"Geçmişteki sıradan gösterilere benzemiyorlar. Bir dilekçeye başladı bu eylemler. Bir kadın tamamen bağımsız bir şekilde bu dilekçeyi yazdı ve petrol zammına karşı çıktı. Sonra sayı 1 milyona ulaştı. Sosyal medyada örgütlendiler ve tüm ülkeye yayıldı. Ulusal düzeyde protesto yaptılar, 300 bin kişi bu protestolara katıldı ve Paris'te devasa gösterilere imza attılar. Paris’te Şanzelize Caddesi'nde (Champs-Elysees) yapıldı. Burada asla protestolar olmaz çünkü Elysee Sarayı'nın bulunduğu yer. Her Cumartesi Paris'te bu protestolar devam etti. Diyebiliriz ki yarın da bu protesto devam edecek.
Şimdi her şey bu duyuruyla başladı, petrol fiyatlarına yapılan zamlarda başladığını var sayarsak diğer isyan noktalarını da kapsam alanına aldı. Sarı yelekliler, araçlarda zorunlu bulunan fosforlu yeleklerden. Protestocular, sarı yeleklerini giyerek bize destek verin dedi ve binlerce kişi araçlarında bulunan bu yelekleri giydi. Ve gerçekten halktan çok büyük bir destek buldu. Bu yeni bir işarete dönüştü. İnsanlar sarı yeleği bir bayrak olarak kullandı."
Levy, petrol fiyatları dışında, vergi adaleti talebi, sosyal zorluklarla mücadele, yoksullukla mücadele ve aşağılanmayla mücadele gibi nedenlerle protestoların genişlediğini anlatarak, "Macron, birçok konuşmasında insanların tepkisini çekti. İnsanlar, aşağılanmayı kabul etmiyorlar. İşsizlere 'siz tembelsiniz' diyor. İşsizlere 'caddenin öbür tarafına geçin bulun' diyor. Bu konuşmalar insanlardan kırgınlık yarattı." dedi.
- "Macron’un görevin sonlandırılmasını istiyorlar"
Sarı Yelekliler'in eylemleriyle vergi zammının kaldırıldığını hatırlatan Levy, şöyle devam etti:
"Macron’un politikası sadece zenginlere yönelik. Varlık vergisinin kaldırılmasıyla insanlar bu sefer 'zenginler bunu vermeyecek mi?' dedi. Macron’un görevinin sonlandırılmasını istiyorlar. Tunus’taki Arap Baharı gibi. Protestolar iktisadi olarak başladı ve siyasi yöne dönüşerek yaygınlaştı. Hareket aslında bölgesel, Paris'te ve Avrupa’nın belli bir yerinde yoksul olan ya da geçimde zorluk çekenler tarafından değil, orta sınıf tarafından başlatıldı. Yoksa çok çok yoksul değiller. Bu ayaklanma Paris'e karşı kabul edilebilir çünkü Paris onların gözünde gücü temsil ediyor. O yüzde Macron'u istifaya davet ediyorlar.
Kim bu sarı yelekliler? Bunlar sıradan insanlar, maaşlı çalışan, asgari ücretle çalışan ve emeklilerin de bulunduğu mütevazı insanlar. Hepsi olmasa bile üçte biri ne sağcı ne de solcu olarak tanımlıyor kendini. Diğeri çoğunluğun sol cenahta olduğunu görebilirsiniz. Popüler görüşün aksine, göç meselesi çok az önem arz ediyor bu harekette. Bu sarı yeleklilerin içinde göçmenlere karşı olanların sayısı çok az."
Fransız yazar Levy, bu tarz sosyal hareketlerin sonunun yenilgiyle bittiğini anlatarak, "Fransız halkı protesto gösterisi düzenlemeden önce yetkili makamları bilgilendirmemeyi tercih etti. Daha önce bu şekilde bir tavır görülmemişti. Polis bu sebeple Facebook sayfalarından eylemleri öğrenmeye çalıştı. Devlet başkanına karşı düşmanca bir tavır söz konusu. Bütün bunlara bakılırsa bu fenomende bir yenlik var ve bu tarihi. Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Daha ne kadar sürer bunu bilemiyoruz. Macron da çok geç açıklama yaptı. Daha sonra konuşma yapmasına rağmen de konuşması ikna etmedi protestocuları." diye konuştu.
- "Fransızlar Avrupa’nın en pahalı petrolünü tüketiyor"
Uzun yıllar Fransa'da çalışan gazeteci Belkıs Kılıçkaya ise eylemlerin 17 Kasım’da başladığını hatırlatarak, Sarı Yeleklilerin neden sokakta olduğunu anlatan ciddi veriler olduğunu söyledi.
Kılıçkaya, verilere değinerek, şöyle konuştu:
“Fransızlar Avrupa’nın en pahalı petrolünü tüketiyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen Fransa’da yılbaşından bu yana motorin fiyatını yüzde 20 artması, yeni bir zammın ilanı, fazladan dizel otomobillere "yeşil vergi" adı altında yapılan zam, diğer taraftan makro ekonomik veriler de önemli.
Fransa’da ülkenin gayrisafi milli hasılasına nispetle kamu borcu yüzde 99 seviyesine ulaştı, 2 trilyon 300 milyar Euro bu rakam. Yani bugün olsa Fransa Avrupa Birliği’ne giremez. Yüzde 60 seviyesini çoktan aştı. Dış borcu 461,5 milyar Euro. Bilhassa iç borcu döndürmek için maaşlardan yapılan vergi kesintisi yüzde 37’yi buldu. Yine bu iç borcu döndürmek için aynı anda büyük şirketlere vergi indirimi yapıldı.
Fransızlar’ın dışarıdaki servetleri ülkeye gelsin diye, zenginlere konulan servet vergisi kaldırıldı. Diğer taraftan sosyal devlet ve iş garantisinin en güçlü olduğu ve hatta çalışma koşullarının en rahat olduğu ülkelerden biri ve şimdi işten çıkartmayı kolaylaştıracak şekilde çalışma yasasında değişikliğe gidiliyor. Bunlar Fransızlar’ın sokağa çıkması için yeterli sebepler."
- "Protestocular arasında Müslüman asıllılar yahut siyahlar yok"
Meselenin bunlardan ibaret olmadığını düşündüğünü ifade eden Kılıçkaya, "Bu arada evet gördüğüm ve izlediğim kadarıyla içlerinde Müslüman asıllılar yahut siyahlar yok. Bunlar beyaz Fransız ve anketlere göre yüzde 50’den fazlası aşırı sağcı ama bu bir kimlik hareketi de değil. Apolitiğiz diyorlar." dedi.
Gazeteci Kılıçkaya, Fransızların ülkede bir değişimin olmayacağı düşüncesinde olduğunu, hangi parti başa gelirse gelsin bu gerçeğin değişmeyeceğini bildikleri için sendikasız ve partisiz bu tarz halk hareketi eylemlerine başvurduklarını söyledi.
2017'de Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Emmanuel Macron'un siyaset sahnesine atılması sürecine değinen Kılıçkaya, Macron'un bir önceki sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande'ın kabinesinin finans bakanı ve 200 yıllık ünlü Rothschild yatırım bankasının da eski çalışanı olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Fevkalade başarısız bir cumhurbaşkanı olarak tarihe geçen Macron'un selefi François Hollande bir laf etti ve hayatında ilk kez bütün Fransızları etkileyecek bir cümle kurdu, 'Macron zenginlerin değil en zenginlerin cumhurbaşkanı.' Aynı günlerde Challenges dergisinin yayınladığı araştırmaya göre, ülkedeki en zengin 500 iş adamının serveti 2018'de geçen yıla oranla yüzde 13 artış gösterirken, son 10 yılda servetin üç katı artarak 650 milyar avroya ulaştı. Araştırmada, en zenginler listesine giren milyarder sayısının da ilk defa 100'ü aştığı yer aldı."
Fransa Adalet ve Özgürlük Komitesi Başkanı Yasser Louati ise Fransız polisinin eylemcilere yönelik tavrını eleştirerek, "Benim ülkem Fransa aslında başka ülkelere tavsiye verecek bir durumda değil. Ne sivil haklar konusunda, ne insan hakları konusunda. Bütün bu Fransa'daki olaylar bir devletin vatandaşının ihtiyaçlarına cevap verememesinin bir göstergesi oldu. Çeşitli siyasi liderlerimiz, başka ülkelerdeki protestocuları desteklerken kendi ülkelerindeki protestocuları kınamaya çalışıyor. Sarı yelekliler hareketi aynı zamanda sınır ötesinde de ilgi toplamaya başladı. Çünkü bu hareket dile getirdikleri itibariyle bir sonuç yaratmamasına rağmen sempati toplamaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.