Haberin girişinde, geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin göstermiş olduğu gelişmeleri taktir eden Brüksel'deki Avrupa zirvesinin sonuçlarından yarı memnun olan Türkler'in, kasım seçimlerine 2 gün kala aralıktaki Onbeşler toplantısına kadar daha fazla şey elde etme konusundaki kararlılıklarına dikkat çekiliyor.
Haberde, AB'nin Danimarka Dönem Başkanlığı'nın, Brüksel kararları konusunda 13 aday ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına bilgi vermek üzere 28 Ekim Pazartesi günü düzenlediği komisyon toplantısına giderken Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "Kopenhag'da adaylığımızın gelecekteki süreci konusunda haklı beklentilerimizden kararlılıkla söz etme imkanımız olacaktır" sözlerine de yer verliyor.
Ekonomik kriz ve işsizliğin artmasıyla birlikte, ülkelerinin Avrupa'ya üyeliği, sayıları gittikçe artan AB yanlısı Türkler için önemli bir hedef haline geldiğinden söz edilen haberde, bazıları için Avrupa Birliği'nin ekonomik istikrar vaat ettiği, başkaları için de daha çok kişisel özgürlük ya da daha sağlıklı bir siyasi yapı umudu olduğu belirtiliyor.
TÜRKİYE: YOLLARIN KESİŞTİĞİ NOKTA
Kampanyanın başından beri kamuoyu araştırmalarının favori olarak gösterdikleri muhafazakar Müslüman Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin Avrupa projesine katılma arzusunu teyit etmek için kısa bir süre önce üye ülkelerin büyükelçileriyle görüştüğüne değinilen haberde, adaletin bir kararı nedeniyle kendisi seçimlere aday olarak katılamayan İslamcı bir hareketten gelen Erdoğan'ın bir yılı aşkın bir süre önce kurulan partisine batı yanlısı bir yön verdiği ifade ediliyor. Haberde bu ifadeler, partisinin başlıca muhalifi Cumhuriyet Halk Partisi lideri sosyal demokrat Deniz Baykal'la televizyondaki bir tartışma programında "Avrupa Birliği bir modernleşme projesidir. Önemli olan Kopenhag kriterlerini kabul etmektir" sözleriyle destekleniyor.
Eski ekonomi bakanı ve CHP adayı Kemal Derviş'in Avrupa Birliği'ne verdiği önem ise "Türkiye'nin Avrupa'ya katılabileceğini ve katılması gerektiğini düşünüyoruz. Üyelik perspektifi önemli, özellikle yabancı sermayeler için. Mucize diye bir şey yoktur, bir gecede istihdam yaratamayız. Partimiz için önemli olan insanları iyi yönetilen bir ekonominin ve AB'ye girme perspektifinin çok şey değiştirebileceği konusunda ikna etmektir" sözlerine yer verilerek belirtiliyor.
Haberde, Avrupa İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz tarafından yönetilen Anavatan Partisi'nin AB üyeliğini, kampanyasının başlıca teması haline getirdiğine dikkat çekilirken, ANAP'ın seçim programında kullandığı "Türkiye yolların kesiştiği noktada yer alıyor. Bir yandan gelişmiş, istikrarlı, bölgede güçlü ve uluslararası sahnede kendini ifade edebilen bir Türkiye var; diğer yandan, düş kırıklıkları dolu bir üçüncü dünya ülkesi var" sözleri vurgulanıyor.
Türkiye'deki milliyetçilerin de Avrupa Birliği'ne bakış açıları değerlendirilen haberde, kısa süre önce kabul edilen yasalara karşı çıkan aşırı milliyetçilerin bile Avrupa'ya karşı olmadıklarını, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kampanyası sırasındaki "Hiç kimse Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Avrupa Birliği'ne karşı olduğunu söyleyemez" sözleriyle destekledikleri kaydediliyor.