Fransa'da aşırı sağcı Milliyetçi Cephe partisi, düzenlediği kongrede, Marine Le Pen'i yeni lideri olarak seçti.
Marine Le Pen, partiyi 1972 yılında kuran babası Jean-Marie Le Pen'in yerini almış oldu.
Le Pen parti liderliği önündeki engeli Bruno Gollnisch karşısında üyeler arasında yapılan referandumda oyların üçte ikisini almıştı.
Gollnisch, yıllarca Jean-Marie Le Pen'in sağ koluydu ve kısa bir süre için Avrupa Parlamentosunda aşırı sağ grubun liderliğini yaptı.
Bruno Gollnisch, 'eski tüfek' olarak görülmekle birlikte, temel göçmenlik politikası konusunda Marine Le Pen'le hemen hemen aynı çizgideler.
Ulusal Cephe içindeki feministler ve kimi gelenekçiler, Gollnisch'i tercih ediyordu.
Göçmen karşıtı ve kimi zaman ırkçı söylemiyle öne çıkan Milliyetçi Cephe'nin yeni lideri, partinin yabancı düşmanı imajından kurtulmak istediğini söylüyor.
Milliyetçi Cephe'nin eski lideri Jean-Marie Le Pen'in cumhurbaşkanlığına seçilme denemeleri başarısız olsa bile, parti onun liderliğinde istikrarlı bir şekilde büyümüştü.
2002'de Le Pen ikinci tura kaldığında, ortanın solundaki seçmenler gururu bir yana bırakıp, merkez sağın adayı Jacques Chirac'a oy vermek zorunda kalmışlardı.
Paris'teki BBC muhabiri Christian Fraser, benzer bir senaryo 2012'de tekrarlanırsa merkez sağın seçmenlerinin sosyalist bir adaya oy verip vermeyeceklerinin ise kesin olmadığını söylüyor.
Yakınlarda yapılan bir kamuoyu yoklaması, Marine Le Pen'in 2012 cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 13'ünü elde ederek üçüncü sırada yer alabileceğini ortaya koydu.
Bu 2002 seçiminden bir yıl sonra babasının sahip olduğu desteğin 5 puan üzerinde.
Fraser, Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ne denli bocaladığı, Fransız solunun da hala kargaşa yaşadığı düşünülecek olursa, Marine Le Pen'in, çok tehlikeli bir muhalif haline gelebileceğini de belirtiyor.