LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, "İngiltere'de çevrecileri rahatlatan karar", "AB'nin İngiltere ekonomisi için karamsar tahminleri", "İran'dan NATO'ya uyuşturucu suçlaması" ve "İrlanda'dan AB'nin yeni referandum talebine ret" başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre, İngiltere gazeteleri bu sabah bir mahkeme kararı haberini manşetlere taşıyor.
Geçen yıl Kasım ayında 6 Yeşilbarış Örgütü üyesi, bir termik santralin 200 metre yüksekteki bacasına tırmanıp üzerine İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın soyadını yazmıştı. Çevreciler bu eylemleriyle 35 bin sterlin, yani 70 bin YTL'den fazla zarara yol açmıştı.
Independent gazetesindeki habere göre, dava sonunda jüri üyeleri savunma avukatlarının "Büyük küresel ısınma tehdidi karşısında çevrecilerin eylemi meşrudur" tezini oy çokluğuyla kabul etti. Eylemciler de mülke zarar verme suçlamasından aklandı. Çünkü İngiltere'de bu konudaki yasa, alevleri söndürmek için yanan bir evin kapısını kırmak gibi, gelebilecek daha büyük zararı önlemek amacıyla mülke zarar verilmesine müsaade ediyor.
Haberde, jürinin bu kararının, hükümet mensuplarını ve enerji şirketlerini şoke ettiği ve çevrecilerin eylemlerinde bir artışı beraberinde getirebileceği kaydediliyor.
Financial Times'ta, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD'den sonra, Avrupa Birliği Komisyonu'nun da İngiltere ekonomisiyle ilgili yaptığı karamsar tahminler haberleştiriliyor.
Haberde, Avrupa Birliği'nin İngiltere'deki gayrisafi milli hasılanın yılın 3'üncü ve 4'üncü çeyreğinde yüzde 0,2 azalacağını tahmin ettiği belirtiliyor. Bunun, bu küçülmeyi yüzde 0,1 olarak bekleyen OECD'inkinden de daha karamsar bir tahmin olduğu kaydediliyor.
Aynı dönemde, Almanya ve İspanya'da da küçülme tahmin eden Brüksel'in, iç talepteki düşüş nedeniyle özellikle İngiltere'nin ekonomik durgunluk yaşayacağını öngördüğü vurgulanıyor.
Guardian, İran'ın NATO'ya Afganistan'daki uyuşturucu üretimiyle ilgili yönelttiği suçlamayı konu alan bir habere yer veriyor.
Haberde, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehdi Seferi'nin, Afganistan'daki NATO güçlerinin afyon üretimini azaltmakta başarısız olmasının bedelini İranlı gençlerin ödediğini söylediği kaydediliyor.
Guardian, İngiltere'ye 3 günlük bir ziyarette bulunan İranlı bakan yardımcısının, Afganistan ve İran üzerinden kaçırılan uyuşturucu miktarının son 5 yılda 5 kat arttığını söylediğini belirtiyor. Bu uyuşturucu akışının da, İran'da büyük bir sosyal problem yarattığı ve ülkedeki uyuşturucu bağımlısı sayısıyla ilgili tahminlerin 1 ila 10 milyon kişi arasında değiştiği aktarılıyor. Habere göre, Mehdi Seferi ayrıca "İran çok genç bir nüfusa sahip ve bu uyuşturucunun halkımız üzerindeki etkilerini biliyorsunuz.
Bu bizim için büyük bir başağrısı" diyor.
Financial Times başyazılarından birinde, Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in tavrının ülke ekonomisine büyük zarar verdiği görüşünü savunuyor. Dikkat çeken satırlar şöyle: "Bu süreç, Rusya'nın Gürcistan'daki kanlı savaşıyla başlamadı. En büyük şok, Putin'in kullandığı ölçüsüz dilden kaynaklanmıştı. Fiyat ayarlama iddiaları nedeniyle, Rusya'nın milyarder işadamlarından birini kamuoyu önünde tasfiye etmekle tehdit etmişti. Bu sözleri, Moskova Borsası'ndan Temmuz sonunda neredeyse 60 milyar doların kaçmasına neden oldu.
Rusya'nın Gürcistan'da askeri gücünü göstermesi, çoğu Rus bunu meşru görse de sorunları daha da ağırlaştırdı. Amerika Birleşik Devletleri'yle ve Batı dünyasıyla kavgalı olmak, küresel sermaye piyasalarına erişimi kolaylaştırmayacak. Batılı yatırımcılar Rusya'dan çekilmeyecekler ama daha büyük bir risk primi isteyecekler. Bütün bunların Rusya'ya maliyeti, küçük bir Kafkas ülkesini işgal etmekten daha büyük olabilir."
ABD'deki 11 Eylül saldırılarının 7'inci yıldönümünde Guardian gazetesi, başyazılarından birini bu konuya ayırıyor. Gazete, Bush yönetiminin terörle savaş söylemini benimsediğini söylediği Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan adayı John McCain'i eleştiriyor:
"Bush yönetimi bile terörle savaş fikrinden uzaklaştı. 2005'te dönemin Amerikan Genelkurmay Başkanı General Richard Myers, "Buna bir savaş adı verirseniz, insanlar çözümün üniformalı askerler olduğunu düşünür" demişti. Savunma Bakanı Robert Gates ve yeni Merkez Kuvvetler Komutanı David Petraus bu ilkeyi iyice anladı. Ama John McCain, Barack Obama'nın tersine diğerlerinin haklı olarak terk ettiği bu tek bir düşman ve nihai askeri zafer anlayışına kilitlenmiş gibi gözüküyor. Amerikalı oy verenler terörle ortak mücadelemizin bir savaş olmadığını anlamalı. Bu bir savaştan çok daha önemli."
Fransız ve Hollandalı seçmenler 2005'teki referandumlarda Avrupa Birliği anayasasını reddetmişlerdi. Bunun yerine hazırlanan Lizbon Anlaşmasını da İrlandalı seçmen veto etmişti. Başta Fransa olmak üzere birliğin diğer önde gelen üyeleri, gelecek Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'da tekrar oya sunulmasını umuyorlardı.
Ancak Financial Times'taki habere göre bu umut boşa çıkmış gözüküyor.
Haberde İrlanda'nın gelecek ayki liderler zirvesinde ortaklarına bunun mümkün olmayacağını söyleyeceği belirtiliyor.
İrlandalı yetkililerin, bunun gelecek Mart'ta referanduma gidilmesi anlamına geleceğini ve pratik nedenlerle mümkün olamayacağını söylediği belirtiliyor. Habere göre, İrlandalı liderlerin bir kaygısı da, bu dönemin ülkedeki genel seçimlerin hemen öncesine denk düşmesi. Genel seçim öncesindeki dönemde referandumda Lizbon Anlaşması'nın onaylanması için hayati önemde görülen partiler arası bir uzlaşmayı sağlamanın mümkün olamayacağı kaydediliyor.