Financial Times, "Zayıf anketler Erdoğan'ı milliyetçilerle ittifaka itti" başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağcı eski karşıtlarını seçim adına kucaklamasının AB ve ABD'yle ilişkilere zarar verme riski taşıdığını" söylüyor.
Laura Pitel imzalı haberde, "Türkiye'nin ultra milliyetçi partisinin lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın en sert karşıtlarından biriydi" deniyor ve Devlet Bahçeli'nin üç yıl önce cumhurbaşkanının yetkilerini arttırma hamlesi için "Demokrasinin idam fermanıdır. Tek adam diktatörlüğünün beraatıdır. Hırsızlık ve yolsuzluk ruhsatıdır." dediğini hatırlatıyor.
Gazete, şimdiyse "seçim matematiğinin zorlu gerçeklerinin eski düşmanları beklenmedik bir kucaklaşmaya zorladığını" söylüyor. Financial Times, "hükümetin, Bahçeli'nin MHP'si ve Erdoğan'ın AK Parti'si arasında gelecek yılki seçimler öncesinde her iki grubun düşen desteğine yardımcı olacak resmi bir seçim ittifakının yolunu açtığını" belirtiyor.
Haber şöyle devam ediyor;
"Bu ittifak, kendisini klasik sağcı Türk milliyetçiliğiyle ilişkilendiren ve MHP'nin duruşuna daha da yaklaşan Erdoğan'ın son yıllardaki siyaset değişikliğini gösteriyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı'nın moral bozucu anket sonuçlarıyla nasıl sarsıldığının altını çiziyor. Uzmanlar bunun, Türkiye'nin hem ülke içinde hem de ülke dışındaki siyasi görünümünü etkileyecek bir ittifak olduğunu söylüyor. Erdoğan, özellikle Kürt sorunu konusunda sert bir tutum takınan, idam cezasının kuvvetli destekçisi olan ve ABD, AB ve NATO konusunda derin şüpheleri olan bir partiye yakınlaşıyor"
"AK PARTİ'NİN MAVRE ALANI DARALACAK"
Haberde görüşlerine yer verilen düşünce kuruluşu Edam'ın Başkanı Sinan Ülgen de "AK Parti şu anda en az 2019 seçimlerine dek kendisini MHP'ye bağlıyor ve bu siyasi manevra alanlarını daraltacak. İçeride demokratikleşmeye ve Kürt sorununa etkileri olacak. Dış politikada ise, ABD ve AB'yle ilişkilerle Suriye konusundaki gelişme alanını daraltacak" diyor.
Financial Times aynı zamanda uzmanların, "eski rakibinden çok, konumu zayıflayan ve eski müttefikleriyle ilişkileri gerilen Erdoğan'daki siyasi değişiminin bu ittifakı mümkün kıldığını söylediğini aktarıyor ve şöyle devam ediyor;
"Üç yıl önce PKK'yla barış sürecinin çökmesine dek, Erdoğan Türkiye'yi 1980'lerden bu yana olumsuz etkileyen Kürt isyanını sona erdirme konusunda tüm seleflerinden daha ileri giden bir isim olarak değerlendiriliyordu. Ancak sürecin çökmesinden bu yana Kürt siyasi hareketine sert bir baskıya girişildi ve Batılı hükümetlere sert tepkiler vermek için giderek daha milliyetçi bir söylem kullanmaya başladı. Avrupalı liderleri 'Naziler' diye tanımladı ve ABD'li generalleri 'Osmanlı tokadıyla' tehdit etti."
"AK PARTİ'MNİN ANGETLERİ, MHP'NİN BARAJ KAYGISI"
Gazete, Erdoğan ve Bahçeli için ittifakın neden gerekli görüldüğünü ise şu satırlarla açıklıyor;
"Erdoğan'ın seçim öncesi ittifak ihtiyacı AK Parti içinde 15 yıldan fazla süren iktidarın ardından, desteğin eridiği kaygılarından kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanının geçen yılki referandumda az farkla kazandığı zaferi takip ediyor. Erdoğan'ın evet kampanyası olağanüstü hal koşullarına, muhaliflerin hapse atılmasına ve medyanın susturulmasına karşın oyların sadece yüzde 51,4'ünü almıştı. Parlamentoya gönderilen yeni bir yasal düzenleme gerektiren ittifak AK Parti'ye Kasım 2019'daki parlamento seçimlerinde daha fazla oy alma imkânı sağlıyor. Erdoğan aynı zamanda aynı anda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığına da Bahçeli'nin desteğini aldı. MHP içinse aksi takdirde kesinlikle bir seçim bozgunu olacak duruma karşı koruma sağlıyor. Anketler sürekli parlamentoya girmek için gereken yüzde 10'luk barajın altında kalacaklarını gösteriyor."