LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, Olli Rehn'den Avrupa sağına Türkiye uyarısı, İnsan ticareti yapan Türk çete, Hollanda'da İslami bir hastane, Irak'ın yarı yarıya boşalan okulları ve Amerika'nın Irak kutlaması başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi " http://www.bbc.co.uk/turkish/ " adresinde yer alan basın özetlerine göre, Financial Times, Olli Rehn'in Ankara ziyaretinde Türkiye'nin üyeliğine soğuk bakan Avrupa Birliği (AB) liderlerine gönderdiği mesajı öne çıkarıyor; "Liderler Türkler'in AB'ye sırt çevirmesine yol açıyor".
Financial Times'ın andığı ilk iki isim, Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa'nın halihazırdaki İçişleri Bakanı ve gelecek yılki seçimlerin sağ kanattan müstakbel cumhurbaşkanı adayı olan Sarkozy. Financial Times, Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık öneren Avrupalı liderlerin Olli Rehn tarafından "sorumsuzca" davranmakla suçlandığını bildiriyor. Gazete, imtiyazlı ortaklık bahsinin, Türkiye'yle üyelik müzakerelerine başlamış olan AB'nin güvenilirliğini yıprattığını ve Türkiye'den talep edilen siyasi reformların arkasındaki itici gücü zayıflattığını yazıyor.
Financial Times, en başta Almanya, Fransa ve Avusturya olmak üzere Batı Avrupa'nın merkez sağ siyasetçileri arasında Türkiye'ye tam üyelik tanınmaması görüşünün popüler olduğuna dikkat çekiyor. "Fakat" diye devam ediyor gazete, "Almanya Başbakanı Merkel bu seçenekten yana olan tercihini üstü örtülü tutuyor."
Financial Times, ocak ayında AB'nin dönem başkanlığını devralacak olan Alman liderin iki günlük Türkiye ziyaretine bugün başladığını hatırlatıyor. Ankara'da Başbakan Erdoğan ile yapacağı temaslarda Angela Merkel'in, "AB sürecine destek vermeye devam ediyoruz" mesajını tekrarlayacağını yazan gazete, buna karşın Alman Başbakanın şüpheci tavrını halen koruduğunu belirtti.
Financial Times, Türkiye'nin Kıbrıs'a limanlarını açıp açmayacağı tartışmasında Merkel'in tavrının gayet net olduğunu söyleyen danışmanlarının, "Türkiye'ye bu konuda hiçbir taviz verilmeyecek" dediklerini de aktardı.
"İnsan ticareti yapan Türkler'e hapis"
Times, Londra'da liderleri Türk olan bir insan ticareti şebekesinin çökertilişini yazdı. Tutuklu çete başlarının dün hapis cezalarına çarptırıldığını yazan gazeteye göre, Türkiye'den İngiltere'ye kaçak göçmen sokan iki Türk, Avrupa'nın en büyük insan ticareti ağının başındaydı. Uçak, tren, kamyon ve TIR'la yüzlerce insanı gizlice İngiltere'ye sokan çete, Times'ın yazdığına göre kişi başına 14 bin sterline varan paralar alıyordu. Gazete, şebekenin bütün Avrupa'ya yayılmış olduğunun altını çiziyor. Detektiflerin operasyonu Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya ve İtalya'ya dek uzanmış.
Yakın zaman önce İngiltere polisinin yayınladığı bir raporda ülkedeki kaçak göçmen sayısının tahminen 900 bine yaklaştığının yazıldığını söyleyen Times, ortaya çıkartılan bu şebeke ardından "sınır kontrolleri sıkılaşsın" çağrılarının daha yoğunluk kazanacağını yazdı. Times, gizlice kaçırılan insanların şebeke tarafından bir "mal gibi" muamele gördüğünü, bazen aralarında hamile kadınlarla çocukların da bulunduğu 20 kişilik grupların kamyon ve TIR'ların gizli bölmelerinde günlerce çok zor şartlarda seyahat ettiğini belirtti.
Gazeteye göre çoğunluğu Türkiye ve Irak kökenli Kürtler olan kaçak göçmenlere çalıntı ya da sahte pasaport ve kimlik belgeleri verilerek İngiltere'ye yerleştikten sonra devlet yardımlarından faydalanmaları da sağlanıyordu. Kuzey Londra'da Türkler'in işlettiği bir internet kafeyi "sahte evrak fabrikası" diye tanımlayan Times, çete üyelerinin cebine giren kara paranın milyonlarca sterlini bulduğunu belirtiyor.
Daily Telegraph, Hollanda'da açılması planlanan özel bir Müslüman hastanesinin ateşli bir tartışma başlattığını yazıyor. Gazeteye göre İslami hastanede kadın ve erkek hastalar birbirinden tamamen ayrılmış koğuşlarda tedavi görmekle kalmayacak, hastane çalışanları da cinsiyetlerine göre ayrılacak. Sağcı partilerin 2008 yılında inşaatı tamamlanması planlanan hastaneyi "Orta Çağ'a geri dönüş" diyerek eleştirdiklerini yazan Daily Telegraph, yasaklanması için başlattıkları kampanyada ise başarısız kaldıklarını yazdı.
Hastanenin fikir babası Paul Sturkenboom adlı bir girişimci. Ülkedeki 100 hastaneden 40'ının Katolik ya da Protestan vakıfların yönetiminde olduğunu söyleyen Hollandalı işadamı, "Ama aramızda yaşayan 1 milyon Müslüman'ın ise bugüne kadar tek bir hastanesi yoktu" diyerek projeyi savunuyor ve bu tip adımların toplumsal bütünleşmeyi güçlendireceğini söylüyor.
"Mezhepler arası şiddet"
Irak'ta bilhassa başkent Bağdat'ta kontrolden çıkan mezhepler arası şiddet olaylarından sadece milis güçler mi sorumlu, yoksa işin içinde Şii ağırlıklı hükümete bağlı birimler de var mı? Bu ikinci olasılığı aylardır dile getiren Iraklı Sünniler'in en azından kısmen haklı olduğuna işaret eden Times, Bağdat'ta 800 kişilik bir polis biriminin adam kaçırma olaylarındaki rolü nedeniyle görevden çekildiğini duyurdu. Times'ın sözlerini alıntıladığı Amerikalı General William Caldwell, "bu polisleri görevden çekmenin Bağdat'ta güvenliği bilakis daha artıracağının farkına varıldı" dedi.
Guardian, Irak'ta dinmeyen şiddetin ülkenin birçok yerinde eğitim kurumlarını çöküşün eşiğine getirdiğini yazdı. Gazeteye göre ülkenin en tehlikeli bölgelerinde lise ve üniversite hocaları ve diğer görevlilerin neredeyse yarısı ya ülke dışına kaçmış, istifasını vermiş, ya da çok uzun süreli izne çıkmış durumda. Guardian, bu okullardaki öğrenci sayısının da aynı oranda azaldığını da yazıyor.
Gazeteye konuşan Ameriye bölgesinden bir lise öğretmeni, "4 ay önce istifamı verdim. Benim sınıfımda derse devam yarı yarıya inmişti; kimi okullarda ise tek bir öğrenci bile kalmadı, anne-babalar çocuklarını okula göndermekten korkuyor" diyor. Bilhassa üniversite hocalarının saldırılara hedef olduğunu bildiren Guardian, yüksek öğrenim kurumlarına yelpazenin her ucundan milislerin sızdığını, kimi üniversitelere hakim olan İslamcı militanların başörtüsü takmayan kız öğrencileri artık içeri almadığını yazdı.
Independent, Amerikan hükümetinin Irak'la ilgili "parti hazırlığını" bildiriyor. Gazete, alaycı bir dilde, Amerika'nın Irak'taki başarılarını kutlamak için bütçeden 20 milyon dolar kaynak ayırdıklarını yazdı. "Kafalarındaki kutlama nedir belli değil. Bu partiyi ne zaman yapacakları da keza öyle. Bu belirsizliklere karşın Amerikan Kongresi'nin Cumhuriyetçi üyeleri Irak ve Afganistan'da ilerleme sağladıklarını düşünüyor olsalar gerek, çünkü askeri harcamalarla ilgili bütçenin satır arasına başarılarını kutlamak amacıyla 20 milyon dolarlık bir parti masrafını da girdiler."
Independent, kutlamaya ayrılan paranın bir sonraki yıla devredilebilecek şekilde harcanma süresinin esnek bırakıldığına dikkat çekerek, "Irak'tan gelen haberlere bakılırsa yakınlarda bir parti olmayacak" ifadesine yer verdi.