Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde iki yıldır uzmanların üzerinde çalıştıkları "Taraftarlık, Fanatizm ve Şiddet" konulu araştırmanın sonuçları açıklandı.
Basın toplantısına Yrd.Doç. Dr. Engin Önen, Araştırma Görevlileri Ahmet Talimciler ile Hasan Şen katıldı.
Araştırmaya ilişkin bilgi veren Yrd.Doç Dr. Engin Önen, taraftarların futbol federasyonu ve hakemler konusunda tepkili olduklarının ortaya çıktığını belirtti. Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 70'e yakın kısmının hakemlerin maçın kaderiyle oynadığına inandıklarını ifade eden Önen, "Taraftarları şiddete yönelten en önemli faktörlerden biri adalet algısıyla ilgili olanıdır. Çok yaygın bir kanaat, federasyon ve hakemlerin takımlara adil davranmadığı ve eşit mesafede durmadığı konusunda karşımıza çıkıyor"
dedi. Bu konuları sebep gösteren holiganların şiddet içeren davranışlarını meşrulaştırmaya çalıştıklarını belirten Önen, şöyle konuştu: "Araştırmaya katılanlara (Futbol Federasyonu sizce tüm takımlara eşit mesafede duruyor mu?) diye sorduk, yüzde 88'i hayır cevabını verdi. Buna göre, federasyonun belli takımları kayırdığı ve özellikle anadolu takımlarını olumsuz etkilediği yönünde güçlü bir kanaat ortaya çıktı. Bu federasyona güveni azaltan bir faktör."
Taraftarlara ilişkin kullanılan bazı genel geçer ifadelerin yanılgılara sebep olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Engin Önen, taraftarların hepsinin sanıldığı gibi işsiz güçsüz, eğitim düzeyi düşük, lümpen kişiler olmadıklarına dikkat çekti. Şimdiye kadar böyle algılanan kitlenin özellikle son zamanlarda heterojenleştiğini anlatan Önen, şöyle konuştu: "Artık kadın taraftarların sayısında bir artış söz konusu. Ayrıca taraftar grubuna baktığımız zaman çok geniş bir yelpaze karşımıza çıkıyor. Her meslek grubu ve eğitim düzeyinden insan bu kitlenin içinde yer alıyor."
Araştırmalarında bütün taraftar kitlesinin değil özellikle tribüne giden taraftarların ele alındığını belirten Önen, genel olarak taraftarların ılımlı sempatizan ya da sıradan taraftar ile fanatik ve holigan olarak iki ana grupta incelendiğini belirtti. Sıradan taraftarların takımlarıyla çok özdeşleşmediklerini, nadiren stada giderek maç izlediklerini ve futbol hakkında fazla bilgiye sahip olmadıklarını belirten Önen, fanatiklerin takımla özdeşleştiklerini, sosyal yaşamlarında tuttukları takımların
önemli bir yere sahip olduğunu ve takımların renk ve sembollerini sürekli sosyal hayatlarında kullanmaya çalıştıklarını ifade etti. Holiganların ise şiddete meyilli ve birbirleriyle organize kişiler olduğuna dikkat çeken Önen, her fanatiğin holigan olmadığını söyledi. Maçlarda yaşanan şiddet olaylarının holiganlar tarafından çıkardıldığını belirten Engin Önen, şöyle konuştu: "Bu gruba giren taraftarlar maçlardan önce hazırlık yaparlar, şiddet araçlarını yanlarında bulundururlar. Her an kavga etmeye
hazırdırlar. Maç izlemekten çok hakemle, karşı takımın taraftarlarıyla ve hakemle ilgilenirler. Bu kişilerin kulüp yöneticileriyle de organik bağları var."
Araştırma Görevlisi Ahmet Şen de, Türkiye'de futbol alanında hiçbir aktörün samimi olmadığına dikkat çekti. Her geçen gün Türkiye'de futbolla ilgili komplo teorileri üretildiğini ve şiddetin körüklendiğini belirten Ahmet Şen, federasyonun da tüm kulüplere eşit mesafede duramamasının güvensizliği artırdığını ifade etti. Türkiye'de taraftar ve kulüp yöneticileri arasında bağın gücünü anlatan Şen, şöyle konuştu: "Bu durum İzmir çevresinde belki daha küçük ama Türkiye olarak bakıldığında daha yaygın.
Yöneticilerin basın önünde konuştuklarıyla dışarıda konuştuklarının farklı olduğu çok açık."
Futbol sektöründe yer alan kişilerin samimiyetsiz oluşunun şiddeti engelleyememek konusunda etkili olduğunu anlatan Ahmet Şen, "Taraftarların bu kesim içinde en samimi kitle olduklarına inanıyorum. Ama onların da kendi içlerinde bölünmeleri söz konusu. Tarftarların birleşme ve bütünleşme ile var olan oyuna sahip çıkmaları gerekir" ifadelerini kullandı.
Araştırma Görevlisi Ahmet Talimciler ise, özellikle holiganlar ve kulüp yöneticileri arasında bağın irdelenmesi ve medyanın da konuya daha duyarlı yaklaşması gerektiğini belirtti.