3 Temmuz 2011'de Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu ve Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı gibi futbol dünyasının yakından tanıdığı birçok ismin gözaltına alınmasıyla başlayan "futbolda şike" soruşturmasıyla başlayan yargı süreci bugün noktalandı. 2016'da açılan "Futbolda Şike Kumpası" Davası'nda sanıklar ağır cezalara çarptırıldı. Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya 1406 yıl hapis cezası verildi. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "İçimizde buruk bir sevinç var" dedi.
"Futbolda şike" soruşturmasında Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu 2010-2011 sezonunda Süper Lig ve Birinci Lig'de toplam 19 maçta şike ve teşvik faaliyetleri yapıldığı öne sürülmüştü.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada karar Haziran 2012'de çıktı. Aziz Yıldırım 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 93 sanıktan 48'i hüküm giydi. Ancak daha sonra yeniden yargılanan sanıklar 2015'te oybirliğiyle beraat etti.
Nisan 2016'da başlatılan "futbolda şike kumpası" soruşturması, Şubat 2017'de davaya dönüştü.
Şüpheliler arasında eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Taraf gazetesinin eski muhabiri Mehmet Baransu, iş adamı İhsan Kalkavan gibi isimler vardı.
İddianamede ayrıca aralarında Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu ve Serdal Adalı ile futbolcu Emmanuel Emenike ve teknik direktör Rıza Çalımbay'ın da olduğu 176 müşteki yer alıyordu.
İddianamede, şike soruşturmasının Fethullah Gülen'in talimatıyla yapıldığı öne sürüldü ve sohbetlerinde sarf ettiği "Futbol camiasına da girelim, kitleleri etkilemek için" gibi ifadelere yer verildi.
İddianameye göre, bu sohbetin ardından Zaman gazetesinde bir toplantı yapıldı ve bu toplantıda şike soruşturmasıyla ilgili kumpasın ayrıntıları ele alındı.
Bu toplantıya Karaca, Dumanlı, eski Zaman Gazetesi Genel Müdürü İlhan İşbilen ile Suat Yıldırım'ın da katıldığı öne sürülüyordu.
İddianamede şüphelilere atfedilen suçlamalar; "usulsüz kayıt", "özel hayatın gizliliğinin ihlali", "resmi belgede sahtecilik", "iftira", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "silahlı terör örgütü kurma, yönetme ve üye olma" ve "Haberleşmenin gizliliğini ihlal" olarak sıralanıyordu.
Bugünkü duruşmada açıklanan kararlarda, zanlılara ağır hapis cezaları verildi.
Hidayet Karaca, 76 kez uygulanmak üzere "haberleşmenin gizliliğini ihlal", 166 kez "resmi belgede sahtecilik" ve 91 kez "iftira" suçlarından 1406 yıl hapisle cezalandırıldı.
"Futbolda şike" soruşturma sürecini başlattığı iddiasıyla yargılanan eski polis memuru Lokman Yanık, "silahlı terör örgütüne yardım etmek", 91 kez uygulanmak üzere "iftira" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 161 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç 74 kez "haberleşmenin gizliliğini ihlal", 86 kez "iftira" ve 148 kez "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 1972 yıl 10 ay hapse mahkum edildi.
Ali Koç: Türkiye olarak ye**terince ders aldık mı**, emin değilim
Davanın karar duruşmasına Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç da katıldı.
Mahkeme çıkışında gazetecilere açıklama yapan Koç, "İçimizde buruk bir sevinç var. 3 Temmuz kumpas davasında bize iftira attılar, kul hakkı yediler. Allah bugünleri Türkiye'ye bir kez daha göstermesin" dedi.
Koç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada yaşananlardan derslerimizi almamız lazım. Maddi ve manevi zarar kolay kolay karşılanabilecek konular değil. Hukuken hakkımızı arama safhasındayız. Hesabını sormamız gereken daha çok kurum ve kişi var.
"En hesaplaşmak istediğim kesim, o rüzgarı arkasına alarak Fenerbahçe'nin yapayalnız olduğu dönemde terör örgütünün en kuvvetli olduğu dönemlerde Fenerbahçe'ye vuran, saldıran, iftira atan kişi ve kurumlar. Bunlarla her şekilde hesaplaşacağız."
"Planladıkları iğrenç emellerine ülkeyi yeniden dizayn etmek için devletin kılcal damarlarına sirayet ederek spor olsun siyaset olsun büyük zarar verdiler. Türkiye olarak yaşananlardan yeterince ders aldık mı, emin değilim.''