HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Gaffar Okkan anılıyor

DİYARBAKIR (İHA) - Hizbullah terör örgütü tarafından 24 Ocak 2001 tarihinde düzenlenen suikast sonucu şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 meslektaşının ölümünün 4. yılına girilirken, eyleme katılan çok sayıda Hizbullah mensubu, yapılan operasyonlarla yakalandı.

24 Ocak 2001 tarihinde Şehitlik semtindeki makamından çıkıp Valilik binasına gitmek isterken Sezai Karakoç Bulvarı'nda silahlı saldırıya uğrayan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 meslektaşının şehit edilmesi, Diyarbakır'ı olduğu kadar tüm Türkiye'yi yasa boğmuştu. Saldırının ardından, aynı gece Hizbullah terör örgütüne ait 370 eve polis tarafından baskın yapıldı. Olaydan sonra polis ekipleri, örgüte yönelik operasyonlarını sıklaştırdı.

Okkan suikastının ardından istihbarat kaynakları çalışmalarını yoğunlaştırırken, yapılan operasyonlar sonucunda suikasta katılan Mehmet Fidancı, Bedran Salamboğa, Şener Dünük, Servet Yoldaş, Suat Çetin, Veysi Şanlı, İbrahim Gürçeyiz, Mustafa Bozkurt ve A. Kadir Aktaş sağ olarak; Hasan Sarıağaç, Hüseyin Sarıağaç, Şafi Demirdağ ile Bedri Esmer ise ölü olarak ele geçirildi. Toplam 25 kişinin katıldığı Okkan suikastında, 16 silah kullanıldığı ve bu silahlardan 5 kaleşnikof tüfeğin ele geçirildiği açıklandı. 16 kaleşnikof silahın kullanıldığı tespit edilen olayda, 2 tane makarof marka silah kullanılmış, bu silahlardan biri olay yerinde ele geçirilmişti. Suikastta ayrıca, 469 adet kaleşnikof boş kovanı, 10 adet makarof tabanca boş kovanı, 48 adet 9 mm çapında boş kovan ele geçirildiği, yapılan balistik incelemelerde kaleşnikof kovanların 16 ayrı silahtan atıldığı tespit edildi.

Öte yandan, suikastın ardından olay yerinde 1 adet kaleşnikof tüfek, 1 adet makarof marka silah, 3 adet patlamamış el bombası ele geçirildi.

Suikastla ilgili bilgi veren istihbarat uzmanları, olayda dış ülkelerin gizli servislerinin bulunabileceğini belirterek, "Suikastta Hizbullah tetikçi olarak kullanılmış olabilir. Bu olayın perde arkasının olması gerekir, çünkü yakalanan tetikçilerin hiçbiri suikastın amacını bilmiyor. Herhangi bir ülkenin gizli servisi, Hizbullah'ı kullanarak bu suikastı gerçekleştirmiş olabilir, çünkü Hizbullah kurulduğu tarihten bu yana bu denli büyük bir eylem yapmamıştır. Yani, suikast tipi eylemler için acemi bir örgüttür. Kaldı ki, suikastı yapanlar olaydan sonra hiç kayıp vermemişlerdir. Hizbullah bu tarz eylemlerde bu kadar profesyonel bir örgüt değildir. Birçok ülkenin Güneydoğu üzerinde gizli hesapları ve planları vardır. Stratejik öneme sahip olan bir bölgeyi karıştırmak, bu tip ülkelerin her zaman menfaatine olur. O nedenle böyle bir suikast tertiplenmiş olabilir" yorumunu yaptı.

'HİZBULLAH, İRAN DESTEĞİYLE KURULDU' 1979 yılında İran'da Şahlık rejiminin yıkılmasından sonra, Ayetullah Humeyni tarafından kurulan İran İslam Cumhuriyeti'nin Anayasası'ndaki 154. madde ile resmiyet kazanan 'Devrim İhracı Politikası', Türkiye'de de Hizbullah terör örgütünün kurulmasında etkili oldu. Örgüt, 1980'li yıllarda, Hüseyin Velioğlu tarafından Diyarbakır'daki İlim Kitabevi çevresinde toplanan kişilerce kuruldu. Aynı yıl içinde Diyarbakır'da toplantılar düzenleyen Hüseyin Velioğlu, Edip Gümüş, Mansur Güzelsoy, Fidan Güngör, Ubeydullah Dalar ve İsa Altsoy, 'silah zoruyla mevcut düzene direnme veya iktidarı devirip yerine İslami bir devlet kurma' fikrinin pratiğe geçirilmesi kararını aldı. İran devrim muhafızlarıyla irtibata geçen Hüseyin Velioğlu'nun, sık sık İran'a giderek askeri ve siyasi eğitim aldığı ifade edildi.

1997 yılında Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'a atanmasıyla birlikte bölge genelinde Hizbullah terör örgütüne yönelik operasyonlar hız kazandı. Göreve atandıktan sonra, bölge illerinin emniyet müdürleri ve il jandarma komutanlarıyla sık sık gizli toplantılar yapan Gaffar Okkan, örgütle ilgili bir bilgi bankası oluşturdu. Okkan'ın Diyarbakır'a atandığı 1997 yılından bu yana örgüte yönelik 172 operasyon düzenlenmişti. Bu operasyonlar sonucunda 518 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 101'i tutuklanmış, 417'si de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 1997 yılından sonra, Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun en yakın adamlarının çoğu yakalanırken, geçmişte işlenen yüzlerce cinayet de aydınlatılmıştı. Güvenlik görevlileri ayrıca, örgüte ait çok sayıda işkence ve sorgu merkezi, sığınak ile cephanelik ortaya çıkarmıştı.

1998 yılında tamamen deşifre edilen Hizbullah terör örgütü, özellikle Diyarbakır ve Batman'da büyük darbeler aldı. Örgütün sorgu ve bilgi işlem sorumlusu Abdülaziz Tunç'un polise teslim olması ve sonrasında Mardin'deki bilgi işlem merkezinin çökertilmesi, Hizbullah'ın sonunu hazırlamış oldu. Böylece, çok sayıda tetikçinin, kurucuların, il ve bölge sorumlularının isim ve fotoğrafları deşifre edilmiş oldu. Örgütün tüm bilgileri, MİT, il emniyet müdürlükleri, jandarma komutanlıkları ve tüm güvenlik birimlerine dağıtılmıştı. Bilgilerin dağıtılmasının ardından, Güneydoğu'daki operasyonlarda da artış görüldü. 1998 yılında örgüte yönelik 262 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda; bin 157 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 350'si tutuklanırken, 807'si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Suikasttan sonra şehit emniyet müdürünün aracından alınan 1 adet MP-5 marka otomatik tüfek ve CZ-75 marka tabanca, Elazığ'da Hüseyin Sarıağaç'ın ölü olarak ele geçirildiği hücre evinde bulundu. Hüseyin Sarıağaç'ın suikasttan sonra aracın yanına giderek, Okkan'ın kafasına silahla yakın mesafeden atış yapan kişi olduğu belirlendi.

Bu arada, suikasta karışan Hüseyin Sarıağaç'ın kardeşi Hasan Sarıağaç'ın, Okkan'ın kafasına isabet eden 17 kurşundan 7'sini sıktığı bildirildi. Okkan suikastına katıldığı tahmin edilen örgütün en kanlı tetikçisi Haşim Alabalık da polis tarafından aranıyor. Alabalık'ın yakalanması durumunda, Okkan suikastının karanlıkta kalan tüm bölümlerinin aydınlatılacağı belirtiliyor.

Şehit Emniyet Müdürü Okkan için bugün Diyarbakır'da Ulu Camii'nde ikindi namazını müteakip, mevlit okutulacağı belirtilirken, Emniyet tesislerinde ise 100 sokak çocuğuna yemek verilecek.

En Çok Aranan Haberler